Sağol Çeviri İngilizce
21,619 parallel translation
Sağol ama ben böyle iyiyim.
Uh, thanks, but I think I'm good.
Sağol.
Thanks.
- Yok, sağol, almayayım.
No, thank you. I am fine.
Testis ağrısı için de sağol.
And thank you for the blue balls.
- Sağol.
- Appreciate it.
Sağol.
Thanks, man.
İçeride yardımcı olduğun için sağol.
Thanks for the assist in there.
Dinlediğin için sağol.
Thank you for listening.
Sağol.
Ga.
- Abin olmak yeterince acı zaten, sağol. Beyler?
I get enough masochism being your brother, thank you.
- Sağol.
- Mhm-mm.
Yuvayı benimle koruduğun için sağol.
Thanks for guarding the nest with me.
- Bunu yapmamı sağladığın için sağol.
- Hey, thank you for making me do this. - You're welcome.
Sağol Dekan.
Thanks, Dean.
Sağol Annie.
Thank you Annie.
Onların servetine tükürdüğümü söyle ve sağol.
Tell them I spit on their wealth and thank you.
Çok sağol. Bu hafta nasıl zorlu geçti biliyorum.
Thank you so much.
- Sağol be. Ne?
What?
- Sağol Abed.
Thanks Abed.
Sağol.
Thank you!
Sağol, ben böyle iyiyim.
No, I'm good, man.
Böyle iyiyim, sağol.
I'm good, thanks.
Çok sağol.
Oh, bless you.
Almayayım sağol.
No thanks.
Casey'le ilgilendiğin için sağol.
Thanks for helping with Casey.
Sağol ama mesele şu.
Yeah. Well, here's the thing.
Sağol Ray.
Thank you, Ray.
Almayayım, sağol.
No, thanks.
Sağol dede.
Thanks, Grandpa.
Tamam, sağol.
All right, thanks.
- Sağol.
- Yeah.
tamam şey, seni görmek harikaydı uğradığın için sağol
Okay. Well, it was great seeing you. Thanks for stopping by.
- Hatırlattığın için sağol.
Thank you for that memory.
Yeni yaptım. - Almayayım, sağol.
I'm good, thanks.
Yardımın için sağol.
Uh, thanks for helping me out.
- Oldukça eminim, sağol.
I'm quite sure, thank you.
- Sağol dostum.
- Thank you, mate.
Sağol.
Thank you.
Yo, yo, sağol.
No. No, thank you.
- Sağol.
- Thanks.
Sağol Roman.
Thanks, Roman.
Hoş geldin Benimle buluştuğun için sağol.
Hey. Hey, listen. Thanks for meeting me.
Sağol. Sizi arıyacağız. Bu sahneyi de oynamamı ister misiniz?
♪ Now it's time that we end this dance ♪
Çok sağol.
Heidi, let's just go. I have to tell him.
Sağol arkadaşım ama bilirsin, ben Goodwill'den hiçbir şey giymem.
I don't think you get it. It was a one-time thing.
Öyle ya, birine, birşey anlattığı anda, hepimizin geleceği mahvolur. Sağol, dostum.
Even if we did pay her off, who's to say she'll just go away?
Evet, sağol.
You look like hell.
Evet, haber verdiğin için sağol, dostum.
- What'd you say?
Sağol.
Annie, you're doing great.
- Peki, sağol.
Okay, thanks.
buraya dönmek güzel pekala siz eğlenmenize bakın ve onu yürüyüşe çıkardığın için sağol hadi oğlum hadi, hadi
It's good to be back. - Well, you two go have fun. And thanks for walking him.
sagol 40
sağolun 1398
sağol canım 28
sağolasın 52
sağol tatlım 18
sağolun efendim 108
sağol baba 51
sağol anne 26
sağol dostum 66
sağolun çocuklar 19
sağolun 1398
sağol canım 28
sağolasın 52
sağol tatlım 18
sağolun efendim 108
sağol baba 51
sağol anne 26
sağol dostum 66
sağolun çocuklar 19