Sen öleceksin Çeviri İngilizce
539 parallel translation
Sadece sen öleceksin diye korktum.
I was only afraid you were going to die.
Dostum Charlie izin ver, senli benli konuşalım. Dostum Charlie, sen öleceksin.
sorry for getting familiar... but Charlie boy, you're about to die!
Sen öleceksin.
You'll die.
Belki yarın sen öleceksin. "
Maybe tomorrow you'll be dead. "
- Sen öleceksin evlat.
- You, boy, are gonna be shot.
Adı "Sen öleceksin ve kimse cinayetten şüphelenmeyecek."
Another one? No, it's the same one. We've been playing it all evening.
Şurası kesin ki... sen öleceksin.
Sure as hell... you're going to be dead.
Bu gün burda sen öleceksin
Today you'll live or I.
Çıktığım zaman, sen öleceksin.
When I get out, you're dead.
O zaman önce sen öleceksin!
Fine, then I'll kill you first
Gelfling, sen öleceksin!
Gelfling, you die!
Ama çabuk olmazsan sen birazdan öleceksin. - Ya Karen?
But you will be dead soon if you do not come quickly.
Sen mağarada saklanmazsın.Öleceksin, Onun gitmesine izin vermem.
I won't let him go. He's going to see Dr. Stoke.
Ama eğer acıkırsa, sen açlıktan öleceksin.
And should he go hungry, you will starve.
Artık bizi öğrendiğine göre, sen de öleceksin.
Now that you have discovered us, you, too, will die.
- Hayır, sen son öleceksin.
- No, you'll die last.
Ama sen de öleceksin.
But you'll die!
- Şimdi sen benim ellerimle öleceksin.
- Now you shall die by mine.
Sen de öleceksin, eğer benimle gelmezsen tabii.
Now, you're gonna die, too, unless you come with me now.
Benimle gelmezsen, sen de annen gibi öleceksin.
You don't come with me, you'll be dead like your mama was.
- Sen de öleceksin, ama inanmıyorsun.
- You will too, but don't believe it.
İstediğim bu değil.Ben seni severken sen gidip öleceksin
You don't have to get killed to keep me loving you. I won't get killed.
Ama sen de benimle öleceksin.
But you'll have to die with me.
Sen hiçbir şeysin.. ... ve böyle öleceksin.
You are nothing and so you are going to die
Biliyorsun, büyük bir olasılıkla sen öldüğünde hiç yaşamamış gibi öleceksin.
You know, it's quite possible, Octavian, that when you die you will die without ever having been alive.
Sen de benim kızım gibi hançerle öleceksin.
You will die by the dagger, just like my daughter.
Mucizenle ölebilirim, ama sen benimkiyle kesin öleceksin.
While I may die of your miracle, you will surely die of mine.
Anlamıyor musun, benim gibi sen de öleceksin ama neyle karşılaşacağımdan emin değilim.
Don't you see, you'll die just as I die, but I'm sure of what I'll face. Let him go.
Eğer bize ihanet edersen, sen de öleceksin.
And you will die, if you betray us.
* Ama sen de öleceksin! *
This will be your grave
Sen de, baban gibi öleceksin!
You're gonna wind up like your pa!
Sen de, baban gibi öleceksin, McCord!
You're gonna wind up like your pa, McCord!
Sen de, tıpkı baban gibi öleceksin!
You're gonna wind up just like your pa!
Ölümü sen istedin ve öleceksin.
You've asked for death and you shall have it.
Ve sen, Lokai, boşlukta, öleceksin.
And you, Lokai, will die here in space.
Sen de mi öleceksin?
You'll die, too?
Dönmezsem sen de burada öleceksin!
If I don't return, you will die here, too.
Sen de öleceksin!
You must die!
- Ben ölürsem, sen de öleceksin.
- When I die, you will too.
Sen de öleceksin.
You're gonna die. Like Lionel.
Sen ahırların içerisinde... bugünlerde öleceksin sende!
You in the stalls... one of these days you'll croak too!
- Sen de tek öleceksin.
- And you'll die alone.
Sen ise burada öleceksin
You'll die here
İşe yaramadı, Yüzbaşı. Ben yaşıyorum ve sen de öleceksin.
It doesn't work, Captain I live, and you're dead
Belki, ama sen daha önce öleceksin.
Maybe I will... but first you are going to die!
Sen çıkmadan öleceksin.
You'll be dead before you get out.
Eğer yalan söylediysen... sen de öleceksin!
If you still can't find the treasure you too have to die
O yeni bir hayat arar, Ama sen bu gece öleceksin
He seeks a new life, but you die tonight
Ve sen de öleceksin. Ölü ve ıslak ve soğuk olacaksın.
And you will be too, dead and wet and cold.
Eşitler benim olacak ve sen de asil bir şekilde öleceksin kardeşim.
The Equals will be mine, and you, brother, will die a noble death.
Sen, korkunç bir şekilde öleceksin.
You will die in a terrible manner.
öleceksin 176
öleceksiniz 32
sen öyle san 131
sen osun 16
sen öyle diyorsan 53
sen oku 28
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen olamazsın 19
öleceksiniz 32
sen öyle san 131
sen osun 16
sen öyle diyorsan 53
sen oku 28
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen olamazsın 19