Senden de Çeviri İngilizce
4,664 parallel translation
Senden de bir şey istediğimiz yok zaten.
Not like we want anything with you, anyway.
Sadece senden de duymak istiyorum o kadar.
I just want to hear you say it.
Bekle, şimdi bizden 4 tane ve senden de 1 tane mi var?
Wait, so now there's four of us and one of you?
Dufresne, Flint'in yalanlarını açığa çıkardığında tüm tayfa senden de hesap soracak.
Once Dufresne exposes Flint's lies in their totality, the crew are gonna want answers from you, too.
Görünüşe göre senden de iyi.
Certainly better than you.
Adam senden de ünlü Blazin'Blade.
He's even more famous than you, Blazin'Blade.
Senden de hiçbir şey kaçmıyor, Stan.
Can't sneak anything by you, huh, Stan?
Hayır, senden de özür diliyorum.
No, I'm apologizing to you, too.
Ben sözümü tuttum, Luis senden de aynısını bekliyorum çünkü eğer torunuma bir şey olacak olursa inan bana sen ve sevdiklerin pişmanlıktan ölecek.
I'm keeping my end of the bargain, luis, And i expect you to do the same Because if something should happen to my granddaughter,
Senden de Baelish.
And to you as well, Baelish.
Senden ders almayı düşünüyordum, ben de.
I'll be sure to be taking lessons from you.
Ve senden de tabi ki.
And for you, of course.
Sam, biz de tam senden bahsediyorduk.
Sam, we were just talking about you.
İçkide de senden iyiyimdir.
I can outdrink you, too.
Daha dur, senden motosikletçi de çıkartacağız.
We'll make a biker out of you yet.
Belki de Frank ve senden ayrılsam iyi olacak.
Maybe I'll just leave you and Frank, then.
Belki de senden görmemiz gerekenin hepsini görmemişizdir.
Maybe we didn't see all we needed from you after all.
Belki de senden görmemiz gerekenin hepsini görmemişizdir.
Maybe we didn't see what we needed from you after all.
Ben de senden sıkıldım.
I'm tired of you too!
Belki de ama eminim ki senden kaçabilirler.
Maybe not, but I sure can run away from you.
Senden ne bir haber almak istiyorum ne de evime gelmeni istiyorum. Ben bunları geride bıraktım.
I've moved on.
Bazen ben de senden nefret etmek istiyorum.
Sometimes I want to hate you.
Ve senden de yapabilirdim.
And another one of you. Ow.
Ben de bu sebeple senden istiyorum ki...
And so, I ask you...
Senden önce de bu mutfakta şeflerim oldu.
I have chefs before you in this kitchen.
Teklif için sağ ol ama ne senden ne de eski kocandan sadaka istiyorum.
I appreciate the offer but I don't need any charity from you or your ex-husbabd.
Bir yıl uzak kalacağım senden. Sen de olacaklardan korktuğun için işi hemencecik ayrılmaya getiriyorsun?
I move away for one year and because you're scared of what's gonna happen, you immediately resort to breaking up?
Jimmy, Kate de bana az önce, senden ne kadar hoşlandığını söylüyordu.
You know, Jimmy, Kate was just telling me how much she likes you.
- Ben de senden, Kate.
I like you so much, Kate.
İnsanları benden koruyan yasalar var ya, beni de senden koruyor.
The same laws that protect people from me, protect me from you.
Senden önce de böyle biri gelmişti.
Oh. We had one like you before.
- Güzel, güzel. Çünkü ben de senden hiçbir şey istemiyorum!
'Cause I don't want anything from you either!
En iyi müşterim olduğun için seni sevsem de, kendine yaptıkların için senden nefret ediyorum Dusty.
I got a love-hate relationship with you, Dusty. Love that you're my best customer, hate what you're doing to yourself.
Belki de senden nefret ediyordum.
Perhaps I even hated you.
Ben de senden hoşlanıyorum Ali.
My name's amy cole from moore haven, florida. And I like you, ali.
Evet... Sen benden bir şey aldığına göre ben de senden bir şey alacağım.
So and you are left with something of mine...
Sen de biliyorsun, senden daha çok yumruk attığımı..
You know I landed more punches than you
Belki de... senden daha iyidir.
Maybe... even better than you.
Sorun değil. Benim de senden geri kalır yanım yoktu.
Its okay, I wasn't any less, either.
Bunu daha önce de söyledim ama bence senden hoşlanıyor.
I know I've said it before, but I think he fancies you.
Hem de senden bıkmış biriyle?
Not to say, is sick of you?
Ben de senden hiçbir şey saklamak istemiyorum. Eğer Sophie'yi görmeye gidiyorsan bilmen gereken bir şey var.
Well, I don't want to keep anything from you either, and if you're going out to see Sophie, then there's something that you should know.
- Ben de senden hoşlandım.
I like you, too.
Seni biraz sarhoş etmelerini umuyordum ki ben de senden faydalanabileyim.
- Well, I was hoping they'd get you a little liquored up so I could take advantage of you.
Sen de onun arkadaşı olduğun için, senden almak istiyorlar.
Since you're his friend, they want to take it from you.
Belki de senden korkmam gerek.
Maybe you should be the one I'm afraid of.
Senden biraz daha büyükken ben de oradaydım.
I was in there when I was a little bit older than you.
Senden bunu yapmanı istemedim ama sen yine de kimseye anlatmadın. Sırrımı tuttuğun için teşekkürler.
Thanks for keeping my secret a secret.
ben de senden hoslanmiyorum.
I don't like you either.
Ben de senden gayet memnunum Doreen.
I like you too, Doreen.
Aslında ben de ona senden bahsediyordum.
Uh, actually, I was talking to her about you.