English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ S ] / Seç

Seç Çeviri İngilizce

11,323 parallel translation
- Bir kutu seç dedim!
- I said, "Pick a box."
Seç birini dedim.
I said pick one!
Seç şu lanet kutulardan birini.
Pick a goddamn box, Lee.
Seç!
Do it!
- Seç birini!
- Pick one!
- Seç işte birini dostum.
- Just pick one, mate.
Peki şerif, kendine bir yön seç o zaman.
Well, Sheriff, pick yourself a direction.
Ama şimdi söyleyeceğin lafı dikkatli seç.
You choose your next words carefully.
Bir ile 3.500 arasında bir sayı seç.
Pick a number between one and 3,500.
Bir sayı seç.
Pick a number.
Bir ile 3.500 arasından bir sayı seç.
Pick a number between one and 3,500.
Bir ile 3.500 arasında bir numara seç.
Pick a number between one and 3,500.
Bir kart seç.
Fold a card.
Sadece devam et, birini seç.
Just go ahead, pick one.
Cevap yazanların hepsi, "Beni seç, beni seç!" modunda.
Because they're all like, "oh! Pick me, pick me!"
Bir dahaki sefer kendi boyunda birini seç.
Pick the next time guys at the right size.
Seç birini!
Pick one!
- Bir saniye Lee. -... sokmanı istiyorum.
- Hold on a sec, Lee. - Right into my brain.
- Bir kutu seç.
- Pick a box.
Bree, bir de Menkul Kıymetler Borsa Komisyonu'ndan Dan Issa'yı ara.
And, Bree, try Dan Issa at the SEC.
Bree, Menkul Kıymetler Borsa Komisyonu'ndan Dian Issa'yı istemiştim.
Bree, I asked for Dan Issa from the SEC.
Borsa Komisyonu'na vardı mı?
And has he gotten to the SEC yet?
Az önce Borsa Komisyonu'nda çıktım.
I just left the SEC.
Bir saniye.
One sec.
Borsa Komisyonu az önce Ibis Clear Capital'ın yurtdışı yolsuzluk soruşturmasına tabi tutulacağını açıkladı.
The SEC just announced that Ibis Clear Capital is facing a Foreign Corrupt Practices Act investigation.
- Seç birini.
- Pick a card.
- Bir saniye bekle.
- Give me a sec.
Baba-oğul olduğumuzu mu sandın?
Wait a sec. You think we're father and son?
Hoşça kal David. Hoşça kal.
Kelly, hold on one sec.
- Sen seç.
You choose.
Kaptan, warp çekirdeğinde depolanan enerjiyi itiş motorlarına yönlendirebilirim!
Captain, it's a 10 sec to reroute the energy residual from the warp core... To the impulse engines.
Yani Michael arndt ile konuştum, sn uygunluğu.
So, I spoke to Michael Arndt, sec compliance.
Sanırım cebinde bir saniye var, Mike.
You've got the sec in your pocket, Mike.
bırakılmamak, Regan'ın saniyeye ihtiyacı var Bu ipo'yu imzalamak
Not to be left out, Regan needs the sec to sign off on that IPO.
Bir saniye yakında karar vereceğim.
The sec will decide soon.
Eh, şunu söylemiş olursanız, saniye onaylar ilk halka arz, şirket değerli olacak yüz milyonlarca dolarla.
Well, you've said that if the sec approves the initial public offering, the company is going to be valued in the hundreds of millions of dollars.
Şimdi, eğer sec onlara onay verirse ipo'nuzu başlatırsınız.
Now, if the sec approve them, you launch your IPO.
Saniye bana bir ön rapor gönderdi.
The sec sent me a preliminary report.
Bu saniye, Mike.
It's the sec, Mike.
Ben Linda Martinez, ikinci sahtekarlık bölümü.
I'm Linda Martinez, sec fraud division.
Hiç kuşkunuz olmadığından, Bay Regan, Sn uygunluk düzenlemelerinin 4. bölümünde,
As you are no doubt aware, Mr. Regan, under section 4 of the sec compliance regulations, any attempt to lobby, coerce, or collaborate with any member of the compliance committee will trigger an investigation and a subsequent delay
Saniyeliğine baskı uyguluyorum.
I'm under pressure with the sec.
Ve bir saniye soruşturma var Şirketinizle devam etmek.
And there's this sec investigation going on with your company.
Bana Sermaye Piyasası Kurulu'nu bağlayın.
Get me the SEC.
Mikrofonu sen devralmak ister misin?
Can you, uh, grab the mic for a sec?
Bir saniye bekle.
Wait a sec.
Dinle, SEC toplantısı bu öğleden sonraya sıkıştırıldı.
Listen, the SEC meeting's been pushed till noon.
Selam, bir saniye.
Hiya, give me a sec.
- Bir saniye bekle.
- Hang on a sec.
Daldın gittin.
You sort of zoned out for a sec.
Hadi, bir saniye için kontrolü sen al.
Here, take the controls for a sec.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]