Seçeneğin yok Çeviri İngilizce
698 parallel translation
Başka seçeneğin yok.
You ain't got no choice.
Her halükarda çok fazla bir seçeneğin yok.
In any case, you no longer have a choice.
Senin pek fazla seçeneğin yok Calypso.
You haven't got much choice, Calypso.
Zaten fazla seçeneğin yok.
I wouldn't say you had much of a choice anyhow.
Seçeneğin yok.
You have no choice.
Başka seçeneğin yok.
Not unless there's no other way.
- Korkarım başka seçeneğin yok.
You got no choice, kid. I own...
Seçeneğin yok ki.
You ain't got no choice.
O zaman Shelley ile olan bu tatsız küçük işi bırakmak ve sevgili eşine ve onun yarım milyonuna dönmekten başka seçeneğin yok.
Then you have no alternative but to give up this dreary little business with Shelley and go back to your loving wife and her half million bucks.
Seçeneğin yok. Seni eşek gibi çalıştırıyorlar.
They got you on the run early.
Başka seçeneğin yok.
You have no other choice.
Seçeneğin yok.
You haven't any choice.
Başka seçeneğin yok Olympia, bunu anla.
It's your only course, Olympia, do know that.
Ama bu konuda başka seçeneğin yok.
But you've got no choice in this.
Tabi, sen üniforma giyiyorsun. Fazla seçeneğin yok. - Herkesin benle alay etmesinden bıktım.
You've got your uniform, but I get laughed at.
Başka seçeneğin yok.
You have no choice.
Gerçekten fazla seçeneğin yok.
You really don't have any choice.
- Başka seçeneğin yok.
- You have no choice.
- Başka seçeneğin yok.
- It is your only other choice.
- Korkarım ki başka seçeneğin yok.
- I'm afraid you don't have any choice.
Başka bir seçeneğin yok.
We haven't any choice.
- Dinle beni, başka seçeneğin yok.
- You have no other choice.
Beni seviyorsan başka seçeneğin yok.
If you love me, I don't see any other choice.
- O halde seçeneğin yok.
Then you have no alternative.
Her halükarda hiç seçeneğin yok, biliyorsun.
You have no choice either way, you know?
Ama başka seçeneğin yok.
But that's all you got.
Fazla seçeneğin yok Harold.
You don't have much choice, Harold.
- Fazla seçeneğin yok.
- You don't have much choice.
Zaten, seçeneğin yok.
You got no choice, anyway.
Başka bir seçeneğin yok.
You don't have a choice.
Ama seçeneğin yok, aynı benim gibi!
But you have no choice, just like me!
- Seçeneğin yok.
- You have no choice.
Başka seçeneğin yok.
You got no choice.
Açıkçası pek fazla seçeneğin yok.
You don't have too many choices.
Başka seçeneğin yok dedim ya Sam.
I said you have no choice, Sam.
Seçeneğin yok Adama.
You don't have a choice, Adama.
Gördüğüm kadarıyla başka bir seçeneğin yok.
Way I see it, you don't have a choice.
Başka seçeneğin yok.
I'm just saying you don't have a choice.
Başka seçeneğin yok!
You must
Başka seçeneğin yok, ha?
You got no choice?
Daha önce seçeneğin yok demiştin.
You said before that you had little choice.
- Başka seçeneğin yok, Marty.
You got no choice, Marty.
Pek seçeneğin yok.
You don't have any choice.
Ama görünüşe göre başka seçeneğin yok işte, hadi bakalım!
But it looks like you don't have a choice, come on.
- Çok fazla seçeneğin yok.
This is not an area in which you have a lot of choice.
Başka seçeneğin yok... .. genç öğrencim.
There is no escape... my young apprentice.
Bana inanmak zorundasın. Başka seçeneğin yok.
You're gonna have to take my word for it.
Başka seçeneğin yok dostum.
You've got no choice, pal.
Kocana döneceksin, başka seçeneğin yok.
You will return immediately!
Madeline, başka seçeneğin yok.
Madeline, you have no other choice.
- Seçeneğin mi yok?
- No option?
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65