English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ S ] / Silahlar

Silahlar Çeviri İngilizce

20,686 parallel translation
Silahlarınızı indirin.
Weapons down.
Karo, adamlarına söyle, silahlarını indirsinler.
Karo, tell your men to put their guns away.
Herkes silahlarını indirene kadar bunu yapamam.
I cannot do that until everybody puts their guns down.
... iki tarafa ait, stratejik ve orta seviye nükleer silahları...
... in a strategic and intermediate nuclear arsenals of both sides.
İndirin silahlarınızı!
Drop your weapons!
Fidye bile istemeden malum kitle silahlarıyla adayı havaya uçurmaya kalkacağını düşünüyoruz.
And without receiving any demands, we're thinking he may just want to blow up the island with said weapons of mass destruction.
Silahlarınızı bırakmanızı istiyorum.
I'm asking you to put down your weapons.
Bahsettiğimiz şey en iyi üç hukuk firmasından biri ve yanında Borns Tech kitle gibi imha silahları üreten dünya devi bir teknoloji şirketi var.
We are talking about one of the top three law firms in the world and then there's Born's Tech which is a fucking massive global weapons manufacturer.
Hortensiya'nın savaş silahlarını bir görelim.
Show me Hortensia's weapons of war.
BM silahlarının peşinde olan sıradan kabadayılar değiller.
I got the report, but they're not some lowly weapons dealer at a local market.
Silahlar köpekler gibi değildir.
Guns are not like dogs.
İndirin silahları! Kımıldama!
Get down!
Silahların önünde kalkan olan birine böyle meselelerden bahsedemem.
I can't talk about such things to a person... who shields others from bullets.
Olay Vietnam Savaşında geçiyor ama silahlar uymaz.
That was based on the Vietnam War, so the firearms won't match.
Daha da açık olmak gerekirse bu ateşleme yuvaları sadece çok tehlikeli silahlar için kullanılıyormuş.
More specifically, ignition housing used only on weapons that are inherently dangerous.
Silahları zehirli!
Their weapons are poisonous!
- # Daha iyi silahlarım #
- ♪ I've got the sharper weapons ♪
Pekala, kaldırın silahlarınız.
Huh? All right, raise your weapons.
Cephanede çok tehlikeli görünen silahlar var.
There's some very vicious-looking weapons in the armory.
Bak, adama kullandığı silahları ben sattım.
See, I'm the guy who sold the guy the guns he used.
Silahları Major Lilywhite'a mı sattın?
You sold guns to Major Lilywhite?
Olay yerinde DNA'sı var,... ona silahları satan tanığımız var,... baya makul nedenlerimiz var.
We have his DNA at the scene, we have the witness who sold him the guns, we have plausible motive.
- Silahlar nerede?
Weapons?
Yasa dışı silahları Pasifik'te test edip sonra da örtbas ettiniz.
You did illegal weapons testing in the Pacific and then covered it up.
Borns Tech'in bu silahları yaşam alanlarından karasularından ve açık denizlerden uzak tutması gerekiyordu ki anlaşılan bu konuda başarısız olmuş.
Borns Tech was supposed to keep those weapons away from any inhabited areas, navigable waters, especially the ocean, which they didn't do, obviously.
Önemi yok, Borns Tech silahların güvenliğini sağlamak konusunda yasal yükümlülüğü var.
That doesn't matter. Borns Tech had a legal duty to keep things safe.
Silahları boş ver.
Fuck the guns.
O silahlar hayır işlerine gidiyordu.
Those guns paid for the soup kitchen.
Fikrimi soracak olursanız, başkomiserim adamın silahları kötüye kullanmaktan sabıkası olduğuna göre evde olmadığı bir zamanı bekleyip Bay Yum'ı ziyarete çağıralım derim.
May I suggest, Captain, that since he has a history of mishandling weapons, that we wait to invite Mr. Yum for a visit until he's outside of his apartment?
Bekâr, erkek, evde silahlar.
Single. Male.
- Nükleer silahlar?
Nuclear weapons?
Nükleer silahlar stok yönetme kompleksinin bir parçası aynı zamanda, geçen yıllarla yaşlanan silahların düzgün çalışmasını sağlayan birkaç laboratuvar daha var.
It's part of the nuclear weapons complex for stockpile stewardship along with some of the other laboratories just to ensure that the weapons will function properly and... as they age through the years.
Rakibimin öldürücü silahlar konusunda kesinlikle benden fazla tecrübesi var.
My opponent obviously has much more experience with deadly weapons.
Biz masum insanlara zarar veren ya da öldüren ellerden silahları uzak tutmalıyız.
We need to keep guns out of the hands of those who would use them to harm and kill innocent people.
Çünkü son derece tehlikeli materyallerde çok tehlikeli silahlar geliştiriyorlar ve kimin zarar gördüğünü umursamıyorlar, daha kötüsü olamaz.
They're just no good because they do dangerous things with hazardous materials, and they don't care who it affects. They could care less.
Silahlarını bir an önce piyasaya sürmek için yasa dışı şekilde testler yapıp tonla yasa ihlal ettiğinde Federal yasalardan ve düzenlemelerden kıçını kurtaran kimdi!
When you illegally tested and developed items to get a jump on the market, I protected you from clear and massive violations of Federal rules and regulations!
Böylece askerlerimiz savaşta ihtiyaçları olan tüm silahları kullanabilirler.
So our troops get all the weapons they need to fight the bad guys.
Bay McBride sizden Ryan Larson'ın yasadışı silahlar test edip Borns Tech'in onu havaya uçurduğuna inanmanızı bekliyor, hangi kanıtlara dayanarak?
Mr. McBride asks you to believe in a fantasy that Ryan Larson was testing weapons and that Borns Tech blew him up, based on what evidence?
Biz, askerlerimizin terörle mücadelede kullandıkları ve ihtiyaç duydukları silahları üreten bir şirketiz.
We are in the business of making the tools our troops need to win the war on terror.
- Silahlar boştur, beyler.
- The gun is not loaded, gentlemen.
- Silahlar dolu.
- The weapon is loaded.
Geleceğin silahları, Sayın Yakovlev.
The weapon of the future, Mr. Yakovlev.
Silahları topla.
Pack the guns.
Herkes soruyor, kızını nasıl yetiştirdin de bir asker gibi cesur büyümüş, silahlar bile onu korkutmamış.
Everyone asks me what kind of upbringing did you give your daughter that she grew up to be as brave as a soldier that the guns didn't scare her.
Belki de silahları kullanmamızın zamanıdır.
May be time to go to guns.
Silahlarını alalım.
Let's get their weapons.
Biraz tersine mühendislikle, silahlarını onlara karşı kullanabilmeyi başardık.
With a little reverse engineering, we've managed to turn their weapons against them.
Termonükleer silahlar için hammadde.
The raw material for thermonuclear weapons.
Ve nükleer silahları var.
And they have nuclear weapons.
Silahlarınız bende işe yaramaz.
Your weapons don't work on me.
- Nükleer silahlar, evet.
Nuclear weapons, yep.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]