Sinir Çeviri İngilizce
10,599 parallel translation
İnsanlar bazen sinir bozucu oluyorlar.
Run! - Ugh, humans are so annoying sometimes.
Ama bu konuda sinir bozucu olmayacağım.
I'm not gonna be annoying about it.
- O kadına sinir oldum ya.
I hated that lady.
Sinir hücreleri bozuluyor.
Her neurons are fizzling.
Sinir bilimi okudum, yıllarca kadavraların etrafındaydım.
I studied neuroscience, I've been around cadavers for years.
Cabo'dan dönerken Jay aşırı sinir olmuştu.
Oh, Jay hates them when we come back from Cabo.
- SEK çok sinir bozucu bir durum.
- Ohh. - It's... it is infuriating.
Optik sinir üzerinden sadece 90 saniye sürer gözyaşı kanalına da 60 saniye.
From here via the optic nerve should only take 90 seconds, then another 60 to the tear duct.
Elise sinir krizi geçiriyor.
Elisée's having a fit.
Burada Daha önce de böyle sinir krizine girmiştim fakat
Here... I had a fit like this before but...
insanlığımız yüzüden ve bütü bu işçiler yüzüden ve içimizde depolanan öfke yüzüden babamdan beri, sinir sistemim biraz sıkıntılı.
As if our humiliations and those of the workers, as if all the rage stored up inside since my father's time had wrecked my nervous system.
Çok sinir bozucu bir durum.
This is so frustrating.
Çok sinir bozucu bir dava üzerinde çalışıyordum.
I've been working on a very frustrating case.
Sinir İfade Envanteri de neyin nesi?
What's the hell's an Anger Expression Inventory?
sinir bozucu.
It's anxiety.
Çok sanslısınız ki merkezi sinir sistemine ulaşmamış.
You're fortunate it hasn't invaded the central nervous system yet.
Sinir bozusu olmalı.
Must be frustrating.
Bir çok insana biraz sinir bozucu gelmeye başlamıştım.
I became a little annoying to a lot of people. I became a lot annoying to some people.
Çok sinir edici değil mi?
I know, right? It's pretty galling.
Benim gibi sinir bozucu bir abin var mı?
You have an annoying brother like me?
- Otonom sinir sistemi çalışmıyor.
- His autonomic nervous system isn't working.
Bildiğin üzere, Hans'ın otonom sinir sistemi çalışmıyor.
As you know, Hans'autonomic nervous system isn't working.
Hayvan beynindeki sinir ileticilerini etkiliyor.
It's known to affect the neurotransmitters in animals'brains.
Sinir sistemi aralıklarla çalışıyor.
His nervous system works intermittently.
Bir erkek olmadan elbise denemek... Nasıl sinir bozucu biliyor musun?
Standing in a dress without her man to see, do you know how depressing that is?
56 soruya "basit" diyorsan o zaman "zor" olanlar gerçekten sinir bozucu olacaktır.
Oh, my... If 56 questions are what you consider'simple', then'complicated'ones would be really frustrating!
Aptal kafataslarının içindeki şeylerle ilgilenmek çok sinir bozucu.
It's so frustrating dealing with things that have just ink in their stupid skulls.
Sen sinir bozucu herifin tekisin.
You are a subversive son of a bitch.
Evet, şu an beynindeki sinir taşıyıcılar yanlış mesaj göndererek sempatik sinir sistemini harekete geçiriyor.
Okay, right now, neurotransmitters in your brain have sent the wrong signal... Uh-huh? ... activating your sympathetic nervous system.
Yapmam gereken parasempatik sinir sisteminin bedenini normal haline getirene kadar dayanmak.
You just need to ride this out until your parasympathetic nervous system can restore your body to a normal state.
Sir William, çevresel sinir sistemi ile ilgili olan bu dersi yokluğunda yürütmemi istedi.
Sir William has asked me to conduct this morning's lecture on the peripheral nervous system.
- Laboratuvarın sinir gazıyla dolu!
Your lab's filled with nerve gas! Hold on!
Kurşungeçirmez güvenlik kapıları sinir ajanlarının depolandığı laboratuvarlar ve tüm tesise gaz salarak içeride mahsur kalan herkesi öldürebilecek havalandırma sistem.
Bulletproof security doors, labs where the nerve agents are stored, and a ventilation system that could spread gas throughout the facility, killing everyone who's trapped inside.
Sunucuya bağlı bir havalandırma sistemi bulunuyor, yani hava akışına havalandırmaya sinir gazının salıverilmesi de dahil olmak üzere, müdahale edilmiş olabilir.
There's a vent system linked to a server, so air flow, including the release of nerve gas into the vents, could be manipulated.
Okulda, sinir gazının insan bedenine etkilerini... -... detaylıca anlatmak münasip mi sence?
In school, do you think it's appropriate to explain in detail the effects nerve gas has on the human body?
Sinir bozucu ayrıntılar hariç, bayağı iyisin.
Oh, wow, you're good, except for those pesky details.
Hayatını kurtarmamıza sinir olduğuna inanamıyorum.
I can't believe he's pissed about us trying to save his life.
Merkezi sinir sistemi olmayan bir şey. Mesela denizanası.
One without a central nervous system, like a jellyfish.
Meksika şekeri yine mi sinir hücrelerine zarar veriyor?
That Mexican candy giving you nerve damage again?
Tam bir soysuz, sinir bozucu tutucu, aptal, çocuksu tatlı, iyi kalpli komik ve neşe saçan biri.
She's... she's classless and annoying and uptight and stupid and childish and sweet and good-hearted and fun and... radiant.
Anne'yi sinir etti ve ajansından yine telefonlar gelir bana.
It's pissing Anne off and I'll be getting calls from her agent again.
Sinir bozucu.
It's infuriating.
Devamlı her şeye söyleniyorsun. Kendini sinir ediyorsun.
I mean, you're buzzing around here all day every day, driving yourself nuts.
Dış tabakada daha az sinir vardır.
The outer layers have less nerves.
Sen yardım etmeye mi yoksa sinir etmeye mi geldin?
Are you... are you here to help or irritate?
Sakın onu sinir etme.
Yeah, and don't you irritate her.
Hala bende mi emin değilim, sinir hastası.
I'm not even sure I have it anymore, you mental case.
Çok sinir bozucu olmalı.
Yeah, I hate it when that happens.
Dinle, yarıda bırakmayı sevmem ama çoktan geç kaldım ve paronum bir sinir küpü ve agresif olarak ölçülü.
Listen, I hate to make tracks, but I'm already late and my boss is high-strung and aggressively sober.
Bu notlardaki hayvan deneylerine göre maruz kalınırsa, dakikalar içinde merkezi sinir sistemine saldırıyor.
According to animal trials logged in these notes it attacks the central nervous system within minutes of exposure.
Çok sinir bozucu.
This is really discombobulated.