Tadı güzel Çeviri İngilizce
1,101 parallel translation
Kaç defa söylemem gerekiyor? İçiyorum çünkü hoşuma gidiyor çünkü tadı güzel ve içmek istiyorum.
I'm drinking because I like it, because it tastes good, and because I want to.
Yılın bu zamanlarında buradaki kemirgenlerin tadı güzel midir?
Are the rodents any good here this time of year?
Tadı güzel.
It's good.
Tadı güzel miydi?
Taste good?
Rujun tadı güzel miydi?
Did that lipstick taste good?
Tadı güzel.
Tastes good.
Tadı güzel ama işe yaramıyor. Bununla yaşamayı öğrenmek zorundayız.
Tastes good, but doesn't work, and we have to learn to live with it.
Yine de... tadı güzel.
Anyway... taste is good.
Tadı güzel.
It's delicious.
İyi mi? Tadı güzel mi?
Well, how do you like that?
Tadı güzel değil mi?
Doesn't it taste good?
Tadı güzel.
It tastes good.
Eee... tadı güzel mi?
So... does it taste awful?
Nasıl, tadı güzel miydi?
How'd you like the taste of that?
Tadı güzel mi?
Does it taste good?
Bugün tadı güzel.
Tastes nice today.
Tadı güzel olmalı.
It must taste good
Yanımda yat ve güneşin, güzel havanın tadını çıkart.
Lay down next to me and enjoy the sun and the nice weather.
Tadı güzel.
It's sweet.
Los Angeles'tan aldığımızdan daha iyi, tadı daha güzel.
The further we get from LA, the better it tastes.
Bu kokteylin tadı önce güzel geliyor, lakin kokusu çok fazla keskin.
This cocktail tastes good at first, but it smells too strong.
- Bu güzel partinin tadını çıkarıyorum, ama özel konuşmayı tercih ederim.
I do enjoy this good company, but I prefer talking in private.
- Tadı çok güzel.
THEY'RE GOOD.
- Tadı da güzel, değil mi?
THAT'S GOOD STUFF, HUH?
En güzel, en popülerparçalarsizi bekliyor. Portland KLAM radyosundan bol garnitürlü, tadına doyulmaz bir müzik sandviçi. - Bu parça...
From the racks and stacks it's the best on wax how about another double, golden oldie, sound sandwich from KLAM in Portland it's...
En güzel, en popülerparçalarsizi bekliyor. Portland KLAM radyosundan bol garnitürlü, tadına doyulmaz bir müzik sandviçi. Bu parça...
From the racks and stacks it's the best on wax how about another double, golden oldie, sound sandwich from KLAM in Portland it's...
* asparagus uzun ve yeşil * * ve tadı çok güzel * * vücudunu güçlendirir ve dayanıklıdır * Hızlan!
* asparagus are long and green * * and good for you to eat * * will make you body strong and lean * pick it up!
Belki de güzel bir tad almıştır.
Maybe he's got good taste.
Dünyanın en güzel hobisi ve kadınlar da bunun tadına varamıyor.
Greatest hobby in the world, and women just don't get it.
Bu masada güzel yemekler ve zamanında yemenin tadı vardı.
AND THAT DINNER WAS ALWAYS ON TIME AND TASTED GOOD.
Şekerli ve güzel bir tadı var.
It's sweet and long lasting.
Kahrolası, tadı çok güzel!
Confound it, it tasted good!
İlaçların tadının güzel olduğunu kimse söylemedi.
But nobody said that medicines taste good.
Bunun tadı çok güzel.
This is quite tasty.
Güzel hamle, sizden başka hamle- - cık cık cık, paslı.
Fine lunge, but your riposte- - tsk tsk tsk, a tad rusty.
" Ey zaman, son ver uçuşuna, ve siz güzel saatler, durdurun akışınızı, bırakın tadını çıkaralım.
"O, Time, suspend thy flight " And you, auspicious hours " Suspend your movement
Neden? Açken tadı daha güzel gelmez ki.
It don't taste better that way.
Springfield Revolving Restoran'ı ile başlayalım döndüğün zaman, yemek daha güzel bir tad veriyor
Let's start with the Springfield Revolving Restaurant. Food tastes better when you're revolving.
Güzel görünüyor, güzel kokuyor ve muhtemelen tadı da güzel, ama sorun şu ki ondan bir ısırık aldığında ağzına iğneler batıyor.
She looks good. She smells good. Probably even tastes good, but there's one problem :
Vakit varken tadını çıkarmaya bak... bu güzel şehir yıkılıp gitmeden evvel.
You can still enjoy it... before it collapses in shit.
Henüz Şükran Günü bile gelmedi ve biz bu güzel kış havasının tadını çıkarıyoruz.
It's not yet Thanksgiving and we're enjoying our lovely fall weather.
- Tadı güzel.
- It's tasty.
Ben ağaç yerim tadı çok güzel.
I eat wood lt tastes good No meat, big feet
Biraz bakla ve güzel bir chilled Fresca..... ile kurabiyelerinin tadına bakmak isterdim.
I would love to eat his cookies... with some fava beans and a nice chilled Fresca.
Güzel karnavalımızın tadını çıkarabildiniz mi?
How're you enjoying our beautiful Mardi Gras?
Koca memeli ve koca götlü, vanilyalı dondurma tadında güzel sarışın bir kadına benziyor muyum ben?
Do I look like a beautiful blond with big tits and an ass that tastes like French-vanilla ice cream?
Koca memeli ve koca götlü, vanilyalı dondurma tadında güzel sarışın bir kadına benziyor muyum dedim?
I said, do I look like a beautiful blond with big tits and an ass that tastes like French-vanilla ice cream?
Tadı çok güzel.
This is good.
Güzel bir tadı vardır, herhalde sodanın içinde, tadı anlaşılmamıştır.
It has a sweet flavor, probably not even perceptible in soda.
Güzel bir tadı vardır, herhalde sodanın içinde, tadı anlaşılmamıştır.
It has a sweet flavour, probably not even perceptible in soda.
Bu şekilde tadı daha bir güzel gelmiyor mu?
Doesn't it taste extra good that way?
güzel 14869
guzel 19
güzelim 390
güzelsin 102
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzellik 77
güzelmiş 286
guzel 19
güzelim 390
güzelsin 102
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzellik 77
güzelmiş 286
güzel bir kadın 48
güzeller 55
güzel bir kız 49
güzeldi 214
güzel görünüyorsun 72
güzeldir 52
güzel bayan 54
güzel olmuş 50
güzel bir gün olacak 16
güzel mi 269
güzeller 55
güzel bir kız 49
güzeldi 214
güzel görünüyorsun 72
güzeldir 52
güzel bayan 54
güzel olmuş 50
güzel bir gün olacak 16
güzel mi 269
güzel bir akşam 18
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel olur 48
güzel miyim 17
güzel görünüyor 117
güzel kızlar 22
güzel oldu 48
güzel değil mi 278
güzel yer 53
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel olur 48
güzel miyim 17
güzel görünüyor 117
güzel kızlar 22
güzel oldu 48
güzel değil mi 278
güzel yer 53