Unutmadın Çeviri İngilizce
1,260 parallel translation
- Bir bokları unutmadın mı sen?
Don't you bloody forget it.
- Bir bokları unutmadın mı sen!
Don't you bloody forget it!
Bir şey unutmadınız mı?
Ain't you forgetting something? !
- Ve bunu unutmadın.
- And you remember that?
- Bir şey unutmadın, değil mi?
- You didn't forget anything, did you?
Eşdoğrusal yardımcı işlemciyi yeniden başlatmayı unutmadın değil mi?
Did you re-initialise the coprocessor?
- Yüzükleri unutmadın, değil mi? - Hayır.
- You haven't forgotten the rings?
- Hiçbir zaman unutmadın.
- You never forgot that.
- Bir şey unutmadınız, değil mi?
- Have you forgotten anything?
Pillerde ki izlerini silmeyi unutmadın, değil mi, Natasia?
You did remember to wipe your prints off the batteries, didn't you, Natasia?
Bir şey unutmadın mı?
You have forgotten something?
- Dur biraz, bir şey unutmadın mı? - Hayır, unutmadım.
- Aren't you forgetting something?
Homer, evin ön kapısını kilitlemeyi unutmadın değil mi?
Homer, did you remember to lock the front door of the house?
Ön kapıyı kilitlediğinde, arka kapıyı kilitlemeyi unutmadın değil mi?
When you locked the front door, did you remember to lock the back door?
Quark, bir şey unutmadın mı?
Quark? Aren't you forgetting something?
Uzun hikâye. Millet, bir şey unutmadınız mı?
You dare challenge the will of Garokk?
Eğlenmeyi unutmadın, değil mi?
You remember fun, don't you?
Unutmadın, değil mi?
You haven't forgotten, have you?
Bir şey unutmadın mı?
Forget something?
Bir şey unutmadın mı?
Haven't you forgotten something?
- Saçını toplamayı unutmadın değil mi?
- Did you remember to pick up the hair?
Affedersiniz, ama bir şey unutmadınız mı?
Excuse me, aren't you all forgetting something?
Beni unutmadın.
You didn't forget me.
Sofra adabını unutmadın değil mi?
You haven't forgotten your table manners, have you?
Birşey unutmadın, değil mi?
Did you forget anything?
Bir şey unutmadın mı?
Aren't you forgetting something?
Listeyi unutmadın, biliyorum. Çünkü imzaladın.
Dignan, I know you remember the list,'cause you signed it.
Umarım üçüncü kuralı unutmadınız.
I hope y'all remembered rule number three.
Bir isim unutmadın mı?
Are we not forgetting a name?
Selam, beni unutmadın mı?
Hi, you haven't forgotten me?
Sana niçin kurucu olman için bir şans verdiğimi unutmadın, değil mi?
have you?
Onları gaza getirdin. Ama bir şeyi unutmadın mı?
- But, uh, didn't you forget something?
Haddini bilmez bir çocuk gemimde at koşturuyordu ama her kontrolü, her gemi ekranını nasıl bildiğini hiç unutmadım.
Presumptuous child playing on my ship. But I never forgot how you knew every control, every display.
- Bir şey unutmadın mı?
Derice, did you forget something?
Bizim için yaptıklarınızı henüz unutmadım.
I haven't forgotten what you've done for us.
Bir kertenkele tarafından ilk kez öpülmelerini.. .. asla unutmadıklarını söylerler.
They say they never forget... the first time they're kissed by a lizard.
Beni unutmadıklarını biliyordum.
I knew they wouldn't forget me.
Kimin patron olduğunu ve gücün kimde olduğunu unutmadığın sürece... her şey yolunda olacak.
Everything will continue to be fine as long as you remember who's the boss... and who's got the power.
Hiç unutmadığın bir sürü önemli şey var.
There's a lot of important stuff you didn't forget.
Senin duygularını unutmadım.
I haven't forgotten your feelings.
O koduğumun kokusunu unutmadığını biliyorum.
I know you remember that fuckin'smell.
Cevabını hiç unutmadım.
I'll never forget what he said.
Oh, acısını hala unutmadım.
Oh, I haven't forgotten the misery of it.
Bazen Tanrı'nın beni unutup unutmadığını merak ediyorum.
Sometimes I wonder if God forgot about me.
Tıbbı unuttuğunu iddia ediyor, ama ben unutmadığını biliyorum.
He claims to have forgotten medicine, but I know he has not.
Babasını unutmadığım sürece ne ona meydan okuyabilirim, ne de onu rezil edebilirim.
Till I can forget his father, I can't defy or expose him.
Beni unutmadığın için çok mutluyum.
I am. I'm so glad you didn't forget about me, okay?
Öğrendi mi? Evet tanrının cezası, bunu öğrendi ve hiç unutmadı.
- Goddamn right he did, and don't forget it.
Kelepçeleri unutmadığın için teşekkürler.
You're putting the handcuffs back on. Thanks.
Çünkü halen bana söylemiş olduğun "sözüm sözdür" lafını unutmadım.
Because I'm still sort of moved by your "my word is stronger than oak" thing.
Daha önce dövüştüğünü görmüştüm, Frazier'ı mahvettiğini görmüştüm. Ve yenilen dövüşçüyle ilgili hiç unutmadığım bir şey Frazier kadar güçlü ve büyük bir adamın bile ve maçı kazanması daha olası gözüken birinin aniden bir cücenin boyutlarına düşmesiydi.
I'd seen him fight before, I saw him destroy Frazier and the thing I always remembered was that the beaten fighter, even a man as powerful and big as Frazier, and he was very much favoured to win that,
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmuşum 444
unutmam 161
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76