William t Çeviri İngilizce
635 parallel translation
Babamın yeğeni William tıp fakültesinde okuyor.
They have a son, William, my second cousin. He's in medical school.
Atılgan'da, Birinci Subay William T Riker'ın da... en az onlar kadar yardıma ihtiyacı var.
On the Enterprise, First Officer William T Riker needs help nearly as badly.
Ben sizin hep tanıdığınız, eski William T Riker'ım.
I'm the same William T Riker you've always known.
Tanımlandı, Riker, William T, Komutan.
Recognize Riker, William T, Commander.
Tanımlanan, Riker, William T.
Recognise Riker, William T.
- Riker, William T, buna katılıyor mu? - Katılıyorum.
- Does Riker, William T, concur?
- Riker, William T, onaylıyor musun?
- Riker, William T, do you concur?
William, tamam gidebilirsin artık. Sana ihtiyacım kalmadı.
William, I don't need you anymore.
Siz yapmazsanız Sir Wiiliam ve... Bayan Lucas yapacaklar.
If you don't, Sir William and Lady Lucas will get there before us!
Yanılıyor olmadığınıza... emin misiniz Sir William?
Are you quite sure, Sir William, that you haven't been misinformed?
Bir aptaldan istifade ettiği için William'ı suçlamıyorum.
I don't blame William for taking advantage of a fool.
Beni hapse atmalarına izin vermezsin değil mi William Dayı?
You wouldn't let them do that to me, would you, Uncle William?
William Dayı, acımasızlık etme bana.
Oh, Uncle William, don't be mean to me.
Senin gibi bir dayım olduğu sürece endişelenmeme gerek yok William Dayı.
I needn't worry as long as I have you, Uncle William.
William Dayı parçalanmadı.
Uncle William hasn't broken.
William umurumda değil.
I don't care about William.
Ama kesinlikle küçük Robert William Pedro'yu tamamen alamayacaksınız, Perley.
Sure you would, but you ain't going to get... little Robert William Pedro permanent, Perley.
Ben de dedim ki, "Dinle Chris William Hickey'in köşesini gazeteden çıkartmaya ne dersin?"
So I said, "Listen, Chris, " why don't you take William Hickey's column out of the paper? "
Oh, William, sen yine kumar oynamışsın!
Oh, William, you haven't been gambling again!
- William'ı sevmedim.
- Oh, I don't like William.
Hayır, silahlı bir adamı istemem, William.
No, I don't want an armed man, William.
- Eğer William Morris para vermezse...
- lf William Morris doesn't come through...
Tac Mahal'i, William Shakespeare'i ve diş macununu üreten bir dünya o kadar da kötü olamaz.
William Shakespeare and striped toothpaste can't be all bad.
Onu yollamalarına izin verme!
Oh, William, don't let them send him away!
Beni dahil etme. O, benim büyük büyükbabamdı, "Fatih" diye adlandırılan.
Don't include me, it was my great grandfather William who was called "The Conqueror",
Tam adı William Savage, değil mi?
It's William Savage, isn't it?
William Wilson'ı da anlatabiliriz hani sokakta kendi tıpatıp benzerini görmüştü de onu öldürmeden rahat edememişti.
Or William Wilson, who saw his double in the street and couldn't rest till he'd killed him.
Sayın William, insanların bu şekilde...
Sir William, I don't want people to think...
Hoşuma giderdi, ama William'ı bilmiyorum.
I'd love to, but I don't know about William.
Amma, William'ların evinde iyi vakit geçireceksin, değil mi?
Still, you'll have a good time at William's house, won't you?
William içeri girmiyor mu?
- Father. lsn't William coming in?
Bunu nasıl yapacağım bilmiyorum Sör William.
I don't know how I'll be able to go through with it, Sir William.
Hayır Sör William, katılmıyorum.
No, Sir William, I don't agree.
İnşallah sana gerek kalmaz William.
Let's hope it doesn't come to that, William.
Adın, William değil...
Your name isn't William.
Senin karma okulun henüz gelmedi, William.
Your coed school hasn't arrived yet, William.
Yardımım olmadan tören alanını bile bulamazsın, William.
You couldn't find the parade grounds without my help, William.
Oh, bunu kabul etmek zorunda değilim, William.
Oh, I don't have to take that, William.
Kaygılanma, William.
Don't worry, William.
Bay Gluntz, onu benim öldürdüğümü sanmıyorsunuz ya?
Mr. Gluntz, you don't think I killed William?
Neden şimdi almamalıyız, William?
Why shouldn't we buy now, William?
William, orada yeterince ağızları tıkalı kaldıklarını düşünmüyor musun?
William, don't you think those men have been gagged there long enough?
Belki arkadaşlarının vardır.
- Now, William, I'm sure you don't.
Hayır, böyle düşünmemeli.
He'll hate you, William. He mustn't.
Parmakları da zift gibi siyah. - Tıpkı Rahip William'ın dediği gibi.
His fingers as black as pitch just as Brother William foretold.
Ken, bunlar King William's şehrinden Tenjy Mtinsto ve, Mapetla Mahapi. Yeni tanıtık.
Ken, this is Tenjy Mtinsto and Mapetla Mahapi from King William's Town where we recently met.
Şahsi kayıt, Yarbay William Riker.
Personal log, Cmdr William Riker.
William, lütfen üzülme.
Williams, don't be sad.
Önce mürettebatın bilmesini sorun etmezsin değil mi William?
You don't mind if I let the crew know first, do you, William?
Ben Yarbay William Riker, USS Atılgan, yardım çağrınıza yanıt veriyorum.
Cmdr William Riker, USS Enterprise, responding to your distress signal.
Ama Yıldızfilosu sınavlarında William James'den sormayacaklar.
But William James won't be in my Starfleet exams.
teşekkürler 25227
tesekkürler 168
tesekkurler 27
theresa 130
tane 40
tone 18
train 25
trace 26
teşekkür ederim 20519
tesekkür ederim 157
tesekkürler 168
tesekkurler 27
theresa 130
tane 40
tone 18
train 25
trace 26
teşekkür ederim 20519
tesekkür ederim 157