Yanlıstı Çeviri İngilizce
3,016 parallel translation
Çoğunuz son sınavında bu soruları yanlış yapmıştı.
Most of you got this question wrong in the last exam.
Onu öldürmen yanlıştı, ama bunu fazlasıyla telafi ettin.
Killing him was wrong, but you've more than made up for it.
Yanlış kişilere takılmıştı. Hayatını düzeltmek istiyordu.
He was hanging out with the wrong people but wanted to straighten his life out.
Kyle Broflovski'nin söylediği yerli Amerikalıların uzaydan bir yerden gelen varlıklar olduğu tamamen yanlıştı.
Everything Kyle Broflovski said about native Americans being from outer space was untrue.
Uzaylılar ve gerçek tarihi karıştırmak yanlıştı.
It was wrong to mix aliens and real history!
Biliyorum, Gwen'in yaptığı yanlıştı ama Gwen iyi bir insan.
I know what Gwen did was desperately wrong, but she is a good person.
Bir zamanlar babamla beraber çalışırken yanlışlıkla bir Terracotta Savaşçısını babamın yüzüne yapıştırdım ve o zamandan beri bıyığı tek taraftan çıkıyor.
This one time when I was working for my dad, I accidentally glued a terra cotta warrior to his face, and now he can only grow a mustache on one side.
Onu aldattıklarını, köşeye sıkıştırdıklarını düşündü. Kandırıldığını ya da yanlış yönlendirildiğini düşündü.
He felt like they'd tricked him, he was put up against the wall and let down by people, or misled, I should say.
Muhtemelen yanlışlıkla aramıştır.
She probably just butt-dialed you.
Belki yanlışlıkla üstüne basmıştır ve kendini çok ama çok kötü hissetmiştir.
Well, maybe he stepped on it by accident and felt really, really, really bad.
Bazen doğru olan yanlıştır.
Sometimes the right thing can be wrong.
# Ama yanlış yapmıştı kıza #
¶ but he done her wrong ¶
# Ama yanlış yapmıştı kıza #
¶ but he done her wrong
Ben de şahsen operayı o kadar çok sevmiyorum fakat zihnimi genişletmeye çalışıyorum belki de yanlıştır.
I don't actually like the opera that much myself, but I'm trying to expand my mind, maybe that's wrong.
- Ama o yanlış adamla tanıştı...
" But she met the wrong guy...
Her yaptığın yanlıştı.
You were wrong about everything.
Yaptığım yanlıştı.
What I did was wrong.
Sırf ben, yeni tanıştığınız bir adam yanlış alarm olduğunu söyledi diye birkaç saniye sonra alevler içinde kalıp bir an önce ölmek için ağlayarak yalvarmayacağımız ne malum?
Just because I, a man you've only just met, tells you it's a false alarm doesn't mean that in seconds'time we could all be engulfed in flames, begging and crying for a quick death.
Alexandra, ve yanlıştı.
Alexandra, and wrong.
Belki birşey çalmıştır, belki yanlış yerdedir.
I don't know. Perhaps he stole something or was in the wrong place.
Dinleyin Kaptan. Bu işe yaklaşımım son derece yanlıştı.
Listen, Captain, I can see I've gone about this all wrong.
İlkinde yanlış hesaplamıştık fakat bu sefer ruhu psikomentum içinde tuzağa düşürebileceğiz.
We miscalculated the first time but now we'll be able to trap the spirit within the psychomanteum.
- Bu çok yanlıştı.
- That was so wrong.
Çabuk. - Beni yanlış yönlendirmeye mi çalıştın?
Are you trying to manipulate me?
Biliyor musun, Mikey bir gün aletini yanlış kapıya sıkıştıracaksın ve biri o kapıyı çarpacak.
You know what, Mikey? One day you're gonna stick your dick in the wrong door and someone's gonna slam it.
Bu çok yanlıştı!
This was all wrong!
Niko ama boş ver, eminim yanlıştır.
Niko. But forget it. - I'm sure it's wrong.
Dağılmıştım, kafam güzeldi. Yanlış çikolatayı aldım.
I fucked up, I was high, I took the wrong bar.
Yanlış bir şey mi yapmıştı?
Did he do something wrong?
Tamamen yanlıştı.
It was completely wrong.
Ve aklınızda bulunsun, eğer yanlış giden bir şey olursa, Remulac-7 alarmı çalıştıracak.
And remember, if anything goes wrong, Remulac-7 is going to sound the alarm.
Yanlış anlamışım. Aklım karıştı bir an, üzgünüm.
I got it wrong... it slipped my mind, sorry...
Kullandığımız fotoğraf yanlıştı.
The picture we've been using is wrong.
Seninle yaptığımız yanlıştı.
You know, what we did was wrong, okay?
- Yanlış bir şey yapmamıştım.
I didn't do anything wrong.
Çalmak yanlıştır.
Stealing is wrong.
Ben üç yaşındayken Arabanın kapısını yanlışlıkla elimin üstüne kapatmıştın
You accidentally slammed the car door on my hand when I was three.
Yanlıştı, biliyorum ama ona aşık oldum.
I knew it was wrong, but.. I fell in love with him.
Yanlış kişilerle yanlış işlere bulaşmıştım.
Mixed up in the wrong things with the wrong people.
Yaşadığımız onca şeyden sonra böyle yapmam yanlıştı.
After everything we've been through, it was wrong.
Lütfen bunları kırıştırma, sayfalarını katlama ya da yanlış şekilde açık bırakma.
Please don't crease them, don't double back the pages or open them the wrong way around.
Doğmadan önce kimliğim kesinlikle yanlıştı.
Before I was born, I definitely I had the wrong identity.
Bana son iyi geçen sevgililer gününün lisede olduğunu söylemiştin. Ve seni gerçek bir Constance / St. Jude partisine götürmem pek çok açıdan yanlış geldiği için seni ondan sonra götürebileceğim en iyi yere götürüyorum, bir simülasyona.
You told me your last good Valentine's Day was in high school, and since taking you to an actual Constance / St. Jude party felt wrong on too many levels,
Sizin yaptığınız yanlıştı.
What you two did with us was wrong.
Yanlış olduğunu bile bile söylemeye çalıştığım şey sana inanmamak benim için günden güne zorlaşıyor.
Against my betterjudgment, I guess what I'm trying to say is it's getting harder and harder for me not to believe in you.
Bizim planımız yanlıştı.
Our intel was wrong.
Woods'u alarmı yanlışlıkla çalıştırdığını sanırsa alarmı kapatacaktır.
Yeah, if Woods thinks you set off the alarm by mistake, he'll deactivate it.
Senden hoşlanıyorum, Gigi ile yatmam çok aptalca ve yanlıştı.
I like you. Sleeping with Gigi was wrong and stupid.
Franklin övgüleri toplamadan yıllar önce Dolland'lar o tür gözlükler yapmıştı. Yanlış bilgi bir seçkine ait olunca muhterem cemiyetimiz onu diplere gömer.
The Dollonds made spectacles of that type for years before Franklin got credit, but misinformation within an elitist, patriarchal society runs deep.
Bu yanlıştı.
It was wrong.
Yaptığımız şey yanlıştı.
What we were doing was wrong.
yanlıştı 16
yanlış 511
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlış 511
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlış anlamışsın 22
yanlış düşünüyorsun 23
yanlış cevap 43
yanlış olan ne 69
yanlış mıyım 46
yanlış bir şey yok 16
yanlış bir şey mi söyledim 70
yanlış anladınız 51
yanlış anlamayın 50
yanlış olan nedir 21
yanlış düşünüyorsun 23
yanlış cevap 43
yanlış olan ne 69
yanlış mıyım 46
yanlış bir şey yok 16
yanlış bir şey mi söyledim 70
yanlış anladınız 51
yanlış anlamayın 50
yanlış olan nedir 21