Yaptıgını Çeviri İngilizce
102,510 parallel translation
- Ne yaptığınızı biliyorum.
- I know what you're doing.
Ama kanaatimce en iyi yaptığın işi düşünmelisin.
But I think you should consider what it is you do best.
Yıllardır çalıştığım muhasebeciye bu defteri götürüp "Marty Byrde'ün yaptığını yap." demekten beni ne alıkoyabilir?
What's to stop me from taking this to the guy I've worked with for years, and tell him, "Do what Marty Byrde does"?
Kimlerle iş yaptığını bilmiyoruz.
We have no idea what his affiliations are.
- Ne iş yaptığını biliyor musun?
No. You know what he does, conscientious Marty?
Böylece MartyByrde gibi gözü açık biri yaptığın baştan savma işin ve aşırdığın paraların farkına vardı.
Which allowed a shrewd person like Marty Byrde to identify your shoddy work and thieving ways.
Aslında tek yaptığın bizim faaliyetlerimizi ona anlatmaktı.
Fact, all you did was tell him about our operation.
Yani yaptığım işin ucunun sana dokunmasını sağlayacak hiçbir şey yok.
Which means there will be nothing to implicate you in whatever it is that I do, okay?
Geçen hafta piyasaların dip yaptığını duydun mu?
You know, and also the market took a big dip last week. I don't know if you knew that.
Yalan söylediğini anlayınca Cade'in ne yaptığını hatırlıyor musun?
You remember that shit Cade would do when he knew you was lying about something?
Ne yaptığını sanıyorsun ulan?
The fuck you think you're doing?
- Kimin yaptığını öğreneceksin!
- You find out who did this.
Senin yaptığın şey yüzünden.
Because of what you did.
Kevin onun yaptığını söylüyor.
Kevin says he did.
Sonra onu ne yaptığını gördün mü?
Did you see what he did with it afterwards?
Ona ne yaptığını gördüm.
And I saw what you did to him.
Elinizden geleni yaptığınızı biliyorum ama sizden daha da derine inmenizi istiyorum beyefendi.
I know you're doing your level best, but I need you to dig down deep, sir.
Kamu avukatının daha önceki duruşmalarda yaptığı sorguların dökümleri.
Transcripts of the public defender's cross-examination.
Yaptığın en kötü şey ne?
Worst thing you ever did?
- Ne yaptığının farkında mısın sen? - Farkındayım tabii.
- Do you know what you're doing?
Eric'i buraya getirmek için yaptığın yardımlara teşekkür ederim.
Thanks for all your help to get Eric here.
Ne yaptığını biliyor musun?
You know what you're doing?
- Ne yaptığının farkındayım.
- I know what you're doing.
Yaptığını sandığın şey bu mu yani?
Is that what you think you're doing?
Bak, tüm yaptığın bir toplum baskı grubunu yatıştırmaktı. Bu sadece bir reklam çalışmasıydı.
Look, all you did was... placate a community pressure group.
Yaptığın şey yüzünden Chip!
Because of what you did, Chip!
Daha önce yaptığın işe benzemez.
It's not like that hoin'you did before.
Sırf bu katilin yaptığı yanına kâr kalsın diye.
All so that this killer could get away scot-free.
Neler yaptığınızı anlatacaksınız ve benim aracılığımla Tanrı sizi affedecek.
You say what you have done and through me, the Lord forgives you.
- Bu mu yaptığın?
- Is that what's going on here?
İnsan belli bir yaşa gelince neyi nasıl yaptığını, ayrıldığı yeri nasıl bıraktığını düşünmeye başlıyor.
You get a certain age, and, you know... you start thinking about how you did, how you're leaving things.
Peki, saat 3 : 10 ile 3 : 17 arasında olay yerinde ne olup ne olmadığının kaydı tutulmadan önce evde tek başınıza baştan aşağı tarama yaptınız mı?
So, you did a sweep of the house alone, between 3 : 10 and 3 : 17 a.m., before there was a record of what was and was not present at the scene.
Beni uyandırmadan bunu nasıl... yaptığınızı öğrenebilir miyim?
Do I want to know how you managed to do this without waking me up?
Buradaki, radyasyondan korunmak için sığınak yaptığınızı söylüyor.
This one says it's a shelter from the radiation.
Sana... Sana listeyi yaptığını bile söylemedi.
She didn't... didn't tell you she was making a list.
Ne yaptığını sanıyorsun?
What are you doing?
Ne yaptığımızın hiç önemi yok.
Doesn't matter what we do.
Aileniz de babanızın yaptığını örtbas etti.
And that your family covered for your father.
Bir rıhtıma adınız verilmiş, hayır kurumlarına yaptığınız bağışlar...
A pier's dedicated to you, charitable contributions...
Bizim için neler yaptığının farkındayım.
I know what you've done for all of us.
Bak, sana yaptığın her şey için teşekkür etmek istiyorum.
Listen, um, I wanna say... thank you for everything you've done.
Yaptıklarını anlatacaksın ve Tanrı benim aracılığımla seni affedecek.
You say what you have done and through me, the Lord will forgive you.
Neler yaptığınızı anlatacaksınız ve benim aracılığımla Tanrı sizi affedecek.
You say what you have done, and through me, the Lord will forgive you.
- Yaptığınız çevre düzenlemesi falan...
- And the things you're doing with landscaping, I mean...
Aynı Tallahassee'deki kıza yaptığın gibi.
Kind of like what you did to the girl in Tallahassee...
Geon kafeinin beni asabi yaptığını söyledi.
Geon says caffeine makes me jittery.
Ne yaptırdığına bakın.
And look what she had done.
Yolanda'nın Dr. Klein'la ne yaptığını duydun mu?
Did you hear about Yolanda's on-site with Dr. Klein?
Bir sürü katil çocukken bunu yaptığını söylüyor.
Um... They say a lot of killers do that when they're kids.
Aaron'ın yaptığını söylediler.
They said Aaron did it.
O kadını öldürürken de bunu yaptığınızı düşünüyordunuz, değil mi?
It's what you thought you were doing when you killed that woman. Right?
yaptığını beğendin mi 27
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptım bile 41
yaptım mı 24
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptım bile 41
yaptım mı 24