Çok basit Çeviri İngilizce
4,993 parallel translation
Bu çok basit bir yolu...
That's a very simplistic way of-of...
Çok basit.
It's simple.
Çok basit görünüyor.
Sounds simple enough.
Gerçekten çok basit, ama size temel hücresel biyoloji bilgileri vermem gerekecek.
It's quite simple, really, though I should give you a grounding in cellular biology.
Çok basit, çok akıllıca.
So simple, so smart.
Çok basit. Paten Derbisinde iki pozisyon vardır.
Uh, there's only two positions in Roller Derby.
Çok basit Crimson.
It's pretty simple, Crimson.
Çok basit.
Well, it's simple.
Aslında, çok basit olduğunu düşünüyorum.
I think it's really simple, actually.
Çok basit!
It is very simple!
# Aslında çok basit #
BARNEY : ♪ It really is quite simple ♪
Melanin çok basit bir moleküldür, sadece fazladan karbon atomu halkası eklenmiştir fakat elektron denizi çok özel bir biçimde davranır.
Melanin is a very simple molecule, it's just a ring of carbon atoms with a few extra bits bolted on, but the sea of electrons behaves in a very specific way.
Çok basit.
Easily.
Benim için çok basit.
It's pretty simple, according to mine.
Çok basit bir şekilde başlayacağız.
But here, we're gonna start real simple.
Çok basit bir soru. Kim yaptı?
I didn't like her doing it.
Ayrıca çok basit.
And simple, really...
Çok basit bir sorum var.
A very simple question...
Çok basit değil mi teyze?
Right, Auntie?
Bu aslında çok basit bir teçhizat.
It's a fundamentally simple kit.
- Çok basit.
- Please.
En iyi üniversitelerdeki en iyi öğrencilerin bunun çok basit olduğunu anlaması yıllar alır.
It would take the brightest men from the finest universities decades to unravel its most basic working.
Çok basit bir sistem.
[MAN] : It's a simple system.
Çok basit bir şeyi yapamayacak mısın!
Can't you do a simple thing?
Bayan Song'un davası çok basit.
Ms. Song's case is pretty straightforward.
Bayan Song'un dosyası çok basit.
Ms. Song's case is pretty straightforward.
Çok basit bir soru sordum.
I asked a very simple question.
Senden istediğim şey çok basit.
What I ask of you is very simple.
Çok basit!
It's very simple.
Yapmanız gereken şey çok basit.
And this is what you'll have to do.
Çok basit.
Quite simple really.
Bu da bir kızın babasından istediği çok basit istek... Bir zamanlar kalbinin içinde olan.
And this is a simple enquiry from a daughter to a father who once believed she was close to his heart.
Kurallar çok basit :
The rules are simple :
Çok basit. Akşam olunca sen bunu alacaksın. Ben de bunu alacağım.
It's quite simple- - when night falls, you take this and I will take this.
Bana çok basit geldi de.
'Cause it seems pretty simple to me.
Arayüz çok basit.
The interface is pretty simple.
Çok basit.
It's very simple.
Çok basit!
It's simple.
Bu çok basit.
It's quite simple.
- Çok basit, gerçekten.
- It's simple, really.
Bu Pelant için çok basit.
It's-it's too simple for Pelant.
Oyunun kuralları çok basit.
Rules of the game are very simple.
Anlaşılıyor ki geniş bir zaman aralığına ihtiyaç var, fakat acaba basit hücre ile karmaşık hücre arasındaki ve karmaşık hücre ile çok hücreli yaşamın evrimi arasındaki büyük boşluklara ihtiyaç var mı?
It seems that you need vast expanses of time, but do you need those big gaps from the simple cell to the complex cell, do you need the gap from the complex cell to the evolution of multicellular life?
Basit görünüşüne rağmen bu küçük yaratıklar çok karmaşık davranışlar sergilerler.
Although they appear simple, these tiny creatures display some remarkably complex behaviour.
Kullandıkları enerji, basit moleküller olan su ve karbondioksiti birleştirerek, çok daha karmaşık olanını oluşturur.
Energy they use to combine simple molecules, water and carbon dioxide, to produce are far more complex one.
Hayvan Kontrol eğer Parklar Departmanı'ndan yönetilirse çok daha etkili olur ve eğer isterseniz, bir rapor yazabilirim ve raporun dili siz gerizekalıların bile anlayabileceği kadar basit olur, gerizekalılar.
Animal Control would be way more effective if it ran through the Parks Department, and if you want, I can write up an official report in language simple enough for even you dummies to understand, dummies.
Mesela çok? Bu o kadar basit değil.
It's not that simple.
- Saçmalama, basit görünse de yapması çok kapsamlı bir iş.
- That's bullshit, it's too involved.
Ben basit bir katilden çok daha fazla vizyonu olan bir adamım.
I'm a man with far more vision than simple murder.
"Hayat kısadır" lafı artık benim için basit bir sözden çok daha öte.
"Life is short" is more than a theory to me.
"Baie danke" basit anlamıyla "çok teşekkür ederim" demek.
Baie danke simply means, "Thank you very much."
basit 264
basitçe 52
çok beklersin 34
çok beğendim 105
çok bilmiş 34
çok bir şey değil 19
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok başarılı 37
çok bencilsin 22
basitçe 52
çok beklersin 34
çok beğendim 105
çok bilmiş 34
çok bir şey değil 19
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok başarılı 37
çok bencilsin 22