Çok bir şey değil Çeviri İngilizce
1,469 parallel translation
Eskiler'in dilinde yazılmış bir cümle, çok bir şey değil.
Well one line of Ancient text isn't a hell of a lot to go on.
Çok bir şey değil, Goa'uldlar bunun hakkında çok gizemli davranıyorlar.
It's not much, the Goa'uld are being very cryptic about this.
Çok bir şey değil, biliyorum ama sadece... Hayatım!
- Now, it's not much, I know, but just -
Çok bir şey değil.
I know it ain't much.
Çok bir şey değil.
It's nothing really.
Çok bir şey değil, ama vibranyum gemilerin belli kısımları kırılgan hale dönüşmüşler.
Not much, but sections of the Vibranium hull have become brittle.
Çok fazla bir şey değil, çizgi roman okudum...
Oh. Um, well, not a lot.
Eskiden bu anda nasıl birisi olduğumu bilmek çok zor ve harika bir şey değil.
It's hard to be back knowing what I know now and not wonder.
Bu daha çok biri size dokunuyormuş gibi değil de basit olarak bir şeyi yakında, sağda ve solda hissetmek gibi bir şey.
It wasn't as though it felt like somebody was touching me ; it simply felt "something is close, on the right or the left."
Yani kaçak avcılık aslında çok da yabancı olduğumuz bir şey değil.
So, you know, poaching is not necessarily something that happens on the fringe.
Senin gibi İngiltere Kralı'na hizmet etmiş biri için çok büyük bir şey değil ama...
Well, It didn't help in the least that you served the King of England.
Çok da önemli bir şey değil.
It's not that big a deal.
Bir doktorun çöpünde lateks eldiven olması çok da garip bir şey değil.
A doctor has latex gloves in his trash can, big deal.
Bilgi ve hükümlerim daha çok..,... içgüdüseldir. Başka bir şey değil.
I base my practice, my judgment, more on instinct than anything else.
Joe için çok tatsız bir şey, değil mi?
That's a real bummer about Joe, huh?
Evet. Bir tek şey değil, çok derin de değil.
Yeah, not just one thing and not very deep.
Senin nazarında çok büyük bir şey değil.
Well, nothing big by your standards.
Çok yeni bir şey, değil mi?
They're somethin new, right?
Çok fazla bir şey değil ama ama torku çok iyi.
Been working on my own car a bit. She ain't much, but she's got a hell of a lot of torque.
Çok ciddi bir şey değil.
Nothing too serious.
Bu seksi bir şey değil, kadınlara karşı sahip olduğum tek şey... erkekler çok fazla benim gibi değiller.
It's not a sexism thing, the only thing I have against women is that men aren't more like them.
Beni bir milyon dolar için kazıklıyor ama umurumda değil çünkü o aktörlerle çok iyi, "Kleopatra" ilk filmin olacak ve senin için en iyisinden başka hiçbir şey istemiyorum tatlım.
And he's soaking me for a million bucks, but I don't care, because he's great with actors, Cleopatra is your first movie, and I don't want anything but the best for you, sweetheart. What's wrong?
Hanımların son sözü söylemesi pek görülmüş bir şey değil. Ama erkeklerin önsözü söylemesinden çok da kötü değil.
It is not the fashion to see the lady the epilogue but it is no more unhandsome than to see the lord the prologue.
Çok kötü bir şey, değil mi?
It's something really bad, isn't it?
Bu çok yakın zamanda olacak bir şey değil, dostum.
That's just not gonna happen anytime soon, buddy.
Adamım hayatımda bir çok çeşit uyuşturucu gördüm... ve bu boktan şey uyuşturucu değil.
Dude, I've seen a lot of drugs in my life... and that shit did not look right.
Beklemek çok boktan bir şey, değil mi?
Waiting's shit, isn't it?
Annemi babamdan çok özlüyor olmam berbat bir şey değil mi?
Is it terrible that I miss Mom more than I miss Dad?
Çok kötü bir şey, değil mi?
What a mess, huh?
Sanırım vurulmam çok önemli bir şey değil.
I think it is not so much that I'm shot.
Çok büyük bir şey değil ama diğer odada küçük bir ikramımız var.
There's nothing fancy, but we have a little something in the next room.
Seyahat, çok yorucu bir şey, değil mi kızlar?
Travel is so exhausting, don't you think, girls?
Belki de hayatım boyunca çok fazla başarısız olduğum için ama bildiğim bir şey var ve bu, benimle ilgili bir şey değil. Bunu önceden görebilmek isterdim.
You know, I wish I-I wish I knew.
Tatlım, bu çok da önemli bir şey değil.
Honey, that's not a big deal.
Yapmamız gereken bir tek değil, çok şey var.
We've got to do a lot of things, not just one.
Çok önemli bir şey değil, değil mi?
This is not that big a deal, right?
Çok önemli bir şey değil.
It was nothing big.
Ondan önemlisi, Carmela ve benim için çok zararlı çünkü AJ ile tartışmak o afrodizyaklar gibi bir şey değil.
More than that, it's no good for me and Carmela. 'Cause arguing with AJ is no kind of aphrodisiac, I'll tell you that.
Yani çok şey yaşadın biliyorum ama bu özel bir şey, değil mi?
Yours seem to be much further along, but still, this means something, right?
Çok da inanılabilir bir şey değil.
It's really not the most believable thing to begin with.
Bu normal bir şey, kötü değil o çok güzelken senin ergenliğe giriş yıllarında cinsel isteğinin odağı olabilir.
It's normal, not sick, that she functioned as the focus of your early sexual feelings.
Çok da kolay bir şey değil. Yaşayan bir organizmanın uzay-zaman dışına alınmasını sağlıyor.
Just to snatch a living organism out of space-time.
Çok utandım, daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım. Elim ayağıma dolaştı. O kadar da zor değil.
How embarrassing, I'm lost at what and how to choose.
Sana bir şey söylemek istiyorum biliyorum bunun için, artık çok geç ama aramamın sebebi bu değil.
Look, I want to say something, and I know the ship has sailed with us, so that's not why I'm calling.
Biliyorum çok büyük bir şey değil, ama yalnızca teşekkür etmek yeterli olmayacaktı.
I know it's not much, Tyra, but "thank you" just won't cover it.
Çok fazla bir şey değil.
Well, uh, not very much.
- Çok sıra dışı bir şey değil.
- That's not terribly unusual.
Görüyorum tabii ama bu çok olağandışı bir şey değil.
Well, sure, I do, but that's not uncommon.
Utanç çok alengirli bir şey, değil mi?
Shame's some tricky shit, ain't it?
Yazık ama çok nadir rastlanan bir şey değil.
Pathetic but not uncommon, I'm afraid.
Çok bir şey değil.
That's not much.
bir şey değil 1063
çok beklersin 34
çok beğendim 105
çok basit 507
çok bilmiş 34
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok başarılı 37
çok bencilsin 22
çok bekledin mi 26
çok beklersin 34
çok beğendim 105
çok basit 507
çok bilmiş 34
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok başarılı 37
çok bencilsin 22
çok bekledin mi 26