Çok büyüktü Çeviri İngilizce
391 parallel translation
Tapınak çok büyüktü!
The temple was so big!
O muazzam büyüklükteki boğayla kapışırken beni izlemeliydin. çok büyüktü.
You should've seen me fight a big, enormous bull. The biggest.
- Birincilik ödülü çok büyüktü.
- First place was two feet high.
Malikane gerçekten çok büyüktü ve içinde birçok uşak çalışıyordu.
The estate was very large indeed and had many servants.
Ayakları çok büyüktü.
He had a very big foot.
Bu çok büyüktü.
That was a very big one.
Yeşilin o tonundan nefret eder. Ayrıca çoraplar ayaklarına çok büyüktü. Yine de onu memnun etmek için giymişti.
He hates that particular shade of green and the socks were two sizes too large, but he wore them just the same to give her pleasure.
Fakat acı ve korku çok büyüktü.
But the pain and the fear were so great.
Aldığın risk çok büyüktü.
The risk was too great to take.
Bu "şey" çok büyüktü.
This thing was too big.
Bu cekete bak. Çok büyüktü.
Take a look at this jacket - it was much too big.
Sorumlulukları büyük, çok büyüktü ; belki de tahmin edilemeyecek kadar.
They had an enormous one responsibility, great excessively to think itself about it.
Arazi çok büyüktü.
We had never seen a thing of those. It was very great.
Din ticaretinde çok büyüktü.
Very big in the religion business.
Kafası vücuduna göre çok büyüktü dedim.
I'm saying it was too large for his body.
Ceketi üstüne çok büyüktü.
All his jackets were too big for him.
Asıl babam çok büyüktü.
My poppa's real big.
Hamile kaldığı o şey çok büyüktü.
This thing she gave me...
Gerçekten çok büyüktü.
It was really big.
Kaşık küçük olabilir, ama ailem çok büyüktü!
That spoon may be small, friend, but my family was great.
Kaybolan elmasların değeri çok büyüktü... fakat rapor edilmedi.
An invaluable consignment of diamonds was lost but was not reported.
Yolumu kaybetmiştim çünkü sokaklar ya çok büyüktü ya da çok dardı.
I was disoriented because the streets were too big or too narrow.
Gümrükten gizlice geçirmek için çok büyüktü.
It's too big for anybody to smuggle out.
Çok büyüktü. Hizmetkârlar ve dansçı kızlarla doluydu.
It was gigantic, filled with servants and dancing girls.
- Gozer Sümerde çok büyüktü.
- Gozer was very big in Sumeria.
"Klu" danslı bir restorandı. Çok büyüktü.
kiu was a dance, um, restaurant, a very big one.
Ama benimki boyuma göre çok büyüktü ve kardeşim de zaten sürmeyi bilmiyordu.
But, mine was way too big for me and my brother he couldn't ride his anyway.
Çok büyüktü.
It was huge.
Yaraları çok ciddiydi. Hasar çok büyüktü.
The injuries were too severe, the damage too extensive.
Seni kendime âşık etmemeliydim ama o kadar göz kamaştırıcıydın ki arzularım çok büyüktü.
I shouldn't have made you adore me, but you were such a dazzling pupil, the temptation was too great.
O zamanlar benden çok büyüktü.
He was much older than me that way.
Ama senin için anlamı çok büyüktü.
But it meant so much to you.
Elleri çok büyüktü diyorum Frank. Eldivenlerinin altından bile elinin buz gibi olduğu anlaşılıyordu.
I'm telling you Frank, his hands were so big... they felt like ice, even through his gloves.
Çok büyüktü!
It was huge
Gerçekten çok büyüktü, ve çanını çalmama izin verdiler, fakat fotoğrafı çektiklerinde arkam dönük çıkmıştım, yani sizi anlayabiliyorum, ve gene de bana o resimden bir tane aldırdılar kucağınıza oturabilir miyim?
It was really big, and they let me ring the bell. But when they took the picture, my back was turned, so you couldn't tell it was me. But they made me buy one anyway.
Çok büyüktü.
It was great.
Ame çok büyüktü.
But it was too big.
Silah çok büyüktü.
The cap gun was too big. It- -
Her şey çok büyüktü.
Everything was too big.
Elbisen biraz büyüktü. O da çok güzeldi.
Your suit went over big, she looked beautiful.
Bu savaşta zamanın önemi büyüktü. Ben ortadan kalkarsam, yerime bir başkasının gelmesi ve Türkiye'nin yeni silahları alması çok daha uzun sürerdi.
Well, time counts in this war, and now with me out of the way, it'll take all that time and more with somebody else out here before Turkey can get any new guns.
Çocuklar güzellik üzerine düşünmüyorlar ama çok daha büyüktü diye düşündüğümü hatırlıyorum.
children don't think about beauty... but I remember thinking it was much bigger.
Çok fazla büyüktü.
Cat's legs aren't just lying around!
Biz oraya "cehennem" deriz. Çünkü çıkan yangın çok büyüktü.
We call it "Hell" because the fire burned so bright.
Özlemi öyle büyüktü ki, umudu, mantığın müsaade edebileceğinden çok daha uzun süre devam etti.
His yearning was so great that hope lingered longer than reason would allow.
Ceketi çok büyüktü...
The jacket was too big...
Camorra, hem çok küçük hem de büyüktü.
The Camorra was small, we're very big.
Çok.. büyüktü.
It was... great.
Çok... büyüktü.
It was... great.
Çok ciddiyim. Büyüktü ha?
Seriously.
Çok mu büyüktü?
Was he huge?
çok beğendim 105
çok beklersin 34
çok basit 507
çok bilmiş 34
çok bir şey değil 19
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok başarılı 37
çok bencilsin 22
çok bekledin mi 26
çok beklersin 34
çok basit 507
çok bilmiş 34
çok bir şey değil 19
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok başarılı 37
çok bencilsin 22
çok bekledin mi 26