Çok meşgul Çeviri İngilizce
2,154 parallel translation
Çok meşgul.
- He's very busy.
O milyoner playboy mu? Kokteyl partilerinde sohbet etmek için bile çok meşgul ve Wayne şirketindeki işleri yönetiyor.
He's too busy socializing at cocktail parties and managing the affairs of the Wayne foundation.
Şu anda çok meşgul.
He's very busy.
Çok meşgul görünüyorsun, ben...
Call me.
Çok meşgul görünüyorsun.
- Sounds like you're really busy. - Yeah, it's total chaos.
Ama işte bilmen gerekir ki ben çok meşgul bir adamım.
But, you know.. Well, you should know that I'm a very busy man.
İkimiz de çok meşgul oluyoruz...
er, we go to bed at.. at different times. We've both been so busy... it's been.. rediculous!
Hayır. O çok meşgul. Ve de bunu en iyi dostum ve nedimem haricinde kimseyle yapmak istemem.
He is busy and there is no one i would rather do this with than my best friend and my maid of honor.
Neden meşgul olduğumu söylemek için çok meşgulüm.
I'm too busy to tell you why I'm busy.
Öğle yemeği hakkımı sonraya saklıyorum çünkü çok meşgul olacağım.
yeah, I'm gonna take a rain check on that lunch -'cause I'm gonna be awfully busy.
Çok meşgul.
He's very busy.
Sen çok meşgul olacaksın.
I'll be busy.
Adam çok meşgul.
The man is busy.
Kocası çok meşgul bir adam.
Her husband, terribly busy.
Zihin bir şeyler uydurmakla çok meşgul olduğu sırada vücut buna uyum sağlayamıyor.
Your mind's working so hard to make stuff up, that your body can't keep in sync.
- Evet, çok meşgul olmazsam olur.
Yeah, if I'm not too busy.
Elbette, çok meşgul olmazsan.
Of course, yeah. Only if you're not too busy.
Çok meşgul olduğumu söylemiş miydim?
Uh, mom, did I mention that I am really busy?
Çok meşgul olduğunuza eminim ama acaba bana yardım eder misiniz?
Doctor. I'm sure you're quite busy. I wonder if I could have your assistance.
- Şu anda kafam çok meşgul.
I'm quite preoccupied at the moment.
Bay Bixby çok önemli bir toplantıda, o çok meşgul bir insandır.
Mr. Bixby is at an extremely important appointment. He's a very busy man, you know.
Jun Pyo çok meşgul olmalı.
Junpyo seems to be really busy.
Çok meşgul ve yoğun görünüyordu. Nasıl görüşebilirdim ki?
How could I meet him when he's so busy?
Çok meşgul olacağım, sağa-sola koşturacağım kafası kopmuş tavuk misali. Ancak Jude'da orada olacak ve Katie'yi tanıyorsun tabii ki.
I'm gonna be busy, I'm gonna be running around like a chicken with his head cut off, but Jude should be there and, you know, Katie, of course.
Son günlerde çok meşgul de.
I mean, he's just been so busy lately.
Son günlerde kendisi çok meşgul, zar zor görüşebiliyoruz.
He's so busy these days, I hardly ever see him.
Ödevlerim beni çok meşgul ediyor.
Homework keeps me busy
Eğer çok meşgul değilsen ceset o tarafta.
Well, if you're not too busy, the body's over here.
Kilise işleriyle çok meşgul ama sen boş ver.
She is so very busy on vicarage business, but never mind.
Çok meşgul görünüyorsun.
You look preoccupied.
Bakalım bizim çok meşgul çete üyelerimiz kendi haklarında ne diyecekler.
Let's see what our busy little gangsters have to say for themselves.
Çok meşgul olduğunu biliyorum ve bana biraz vakit tanıdığınız için gerçekten de müteşekkirim. Ama son olaylarda kişisel olarak etkilenen tek kişi ben değilim.
I know you've had your hands full, and I really appreciate you all giving me some time, but I'm hardly the only one personally affected by recent events.
Tatil zamanları, polisler için çok meşgul geçer.
are notoriously busy for the police.
Çok meşgul görünüyordun, meşgul etmek istemedim.
You looked busy so I did not want to disturb.
Neyse, hemen ödevlerimi bitirsem iyi olur çünkü çok meşgul biri olacağım.
All right, well, I'd better get my homework done, because I am going to be so busy.
Ayrıca dedektiflik işleriyle birlikte çok meşgul olduğunu biliyordum.
Plus I knew you'd be busy, what with making Detective and all.
Çok meşgul olmalılar.
- That sounds very busy.
Şu an çok meşgul.
She is preoccupied right now
Büyük olasılıkla tanıyamamışsındır, çünkü bu sabah ki devriyeni kaçırdığında çok meşgul olmalısın.
You probably wouldn't recognise him because you were too busy when you blew through your rounds this morning.
Çok meşgul olduğunu biliyorum.
Sweetheart, listen, I know you're crazy busy.
Dünyayı dolaşmakla çok meşgul.
Too busy swanning around the world.
Kulüp beni çok meşgul ediyor, biliyorsun.
I'm kept pretty busy at the club, you know.
Çok meşgul olduğundan, şu vampir kadınlarla planlamak zorunda kaldım.
At our house, and now I'm stuck planning it with the harpies because she's too busy.
Hayır, hayır, bu aralar çok meşgul olduğumu biliyorum,
No, no, I know I flaked on a lot of things
Herkes çok meşgul.
Everyone's so busy.
Çok meşgul bir kız olacak.
She's gonna be a busy girl.
Büyükbabam çok meşgul bir adamdı.
Grandfather was a very, very busy man.
Aslında, yapması gereken bir çok işi olan meşgul bir insanım ben.
Actually, I'm a busy person who has lots of work to do.
Ama eğer cinsel bir toplantı öneriyorsan, meşgul olmayı çok isterim.
But I should like to be, if sexual congress is on offer.
Çok meşgul gibi- -
Sounds like you got your hands- -
- Meşgul olman çok kötü.
Too bad you have to work the event.
çok meşgulüm 91
çok meşguldüm 54
meşgulüm 281
meşgul 95
meşguldüm 69
meşgulsün 16
meşgulüz 22
meşgul müsün 55
meşgul mü 20
meşgul olduğumu görmüyor musun 21
çok meşguldüm 54
meşgulüm 281
meşgul 95
meşguldüm 69
meşgulsün 16
meşgulüz 22
meşgul müsün 55
meşgul mü 20
meşgul olduğumu görmüyor musun 21
çok memnun oldum 229
çok mutluyum 368
çok mutlu oldum 39
çok mutlu 51
çok merak ettim 29
çok merak ediyorum 37
çok mu komik 18
çok makbule geçti 20
çok memnun olurum 68
çok memnunum 33
çok mutluyum 368
çok mutlu oldum 39
çok mutlu 51
çok merak ettim 29
çok merak ediyorum 37
çok mu komik 18
çok makbule geçti 20
çok memnun olurum 68
çok memnunum 33