Çok yanlış Çeviri İngilizce
3,412 parallel translation
Bu çok yanlış ve kızına nasıl bir mesaj gönderdiğini düşündün mü?
It is so wrong, and have you even thought about what kind of message you are sending your daughter?
Yediğin şeyler çok yanlış.
" You don't what you're eating, the wrong thing.
Bu olanların hepsi çok ama çok yanlış.
All of this is very, very fucking wrong.
Çok çok yanlış bir kelime kullandım. Özür diliyorum.
That... that was the wrong word to use.
Çok yanlış bu.
That's not... That is just wrong.
Bu gerçekten çok yanlış.
It's really very wrong.
İki insanın çok yanlış olduğunu ve böyle olmaması gerektiğini bildiği hâlde birbirlerini nasıl da çekebildiğini bilirim.
I understand how two people can be drawn together even though they know it's incredibly wrong and it's something that shouldn't have happened.
Hayır, çok yanlış.
No, you're wrong.
Çok yanlış bir şey var burada.
Something's very wrong here.
Artık Howard önemli biri oldu diye onun zarar görmesi çok yanlış.
He shouldn't have to suffer just because Howard's such a big deal now.
Çok yanlış bir meslek seçmişiz.
We're so in the wrong line of work.
Gerçek dünyadaki sorunlarımı buraya taşımam çok yanlış.
It's against etiquette to bring real world problems here.
Bu çok yanlış.
That is so wrong.
Biliyorum, bu yaptığım çok yanlış ama dediğim gibi ben Cumhuriyetçilerin şahıyım. Bebek hayalleri kurduğunu bildiğim için...
But like I said, I'm a republican overlord, and your dream is a baby, so...
Bu çok yanlış!
That is so wrong.
Bu çok yanlış.
This is wrong
O atta çok yanlış bir şey var.
Something very wrong with that horse.
Bu çok yanlış.
That's fucked up.
- Çok yanlış.
- That's fucked up.
Hem de çok yanlış.
Really wrong.
Eğer ortaya çıkmazsa, fiziği düşünme yöntemimiz ile ilgili gerçekten çok yanlış bir şeyler var demektir.
If it doesn't show up, there's something truly, deeply wrong, very, very, deeply wrong with the way we think about physics.
Milyarlarca milyar kez oranında yanılıyorsan, temel fizik anlayışında çok yanlış bir şey vardır.
When you're off by a factor of a million, billion, billion, billion, billion, billion, billion, there's something very wrong with your understanding of basic physics.
Bu çok yanlış.
This is wrong.
Bu gerçekten çok yanlış.
This is... This is really wrong.
Daha doğmadan, hayatının yanlış yolda başlaması çok kötü.
Too bad his life started going down the wrong road before he was even born.
Çok tatlıdır ama güvenebileceği bir arkadaş olmaya çalıştım ama Jake Puckerman'la çıkmaya başladığından beri yanlış yolda ilerlediğinden endişeleniyorum.
She's sweet as pie, and I've tried to be a good friend to her, but ever since she started dating Jake Puckerman, I fear she's on the wrong path.
Burada bir şeyler yanlış gidiyor. Çok fazla eğleniyorum.
Something's wrong here I'm having too much fun
Neyin doğru ya da yanlış olduğunu bilmiyorum, benim için artık çok önemli de değil.
I don't know what is right or wrong, but it doesn't really matter anymore.
Yaptığımız işin yanlış olduğunu biliyorduk ama çok heyecanlı ve eğlenceliydi.
We knew that what we were doing was wrong, but that's what made it so much fun and so enticing.
Bazı deneyler çok mu riskli ya da yanlış mı?
Are some experiments too risky or just wrong? "
Bak bunu çok sevdim ama yanlış bir ışıkta Tanrı korusun annen düğününde beyaz giydiğimi falan sanır.
You see, this I love, but in the wrong light, God forbid your mother thinks I've worn white to her wedding.
Bu çok... yanlış.
It's just so... wrong.
Yanlış anladın, onu çok az tanıyorum.
You got it all wrong, man. I barely even know her.
Yanlışlık için çok özür dilerim. Ama eğer karışırsanız, durumu daha da kötüye sokacaksınız.
I apologise for our mistake, but you'll only complicate matters if you interfere.
Beni çok seviyorsun Schmidt ve yanlış kişiyi seçtin.
You love me too much, Schmidt, and you picked the wrong guy.
Karmayla ve insanları utandırmaktan zevk almanın ne kadar yanlış olduğuyla ilgili çok değerli bir ders alıyorum.
Learning a valuable lesson about karma and how wrong it is to take pleasure in people's embarrassment.
Söylediklerimi yanlış anlama, Nick'i çok seviyorum.
Don't get me wrong. I like Nick a lot.
Çok da yanlış sayılmaz.
That could not be further from the truth.
Zaman önemlidir ya insan için, insan hep özleyeceği birini arar ya, yanlış anlama sende çok güzel bir bayansın.
You know how important time is. You know how one wants someone to miss. Don't misunderstand me, you're a very beautiful lady.
Aman Tanrım, bu çok yanlış.
Oh, my God, that's so wrong.
hayır, hanımefendi, sadece... yanlış bir yola gitmenizi istemem, binbaşı, çok şey gözükmüyorsunuz... demek istediğim, gidersiniz, yada gidmezsiniz, ben sadece bu sınırın dışındayım üzgünüm.
I-I'm not, ma'am, it's just... Please, uh, don't take this the wrong way, Major, but you don't seem like a very... I mean, you do, and you don't, and I am just way out of line-
"Meme başları, bir santim kadar aşağıda... Yatak odasında bir erkek için çok fazla kibar. " Kwy-noa "yı sürekli yanlış telaffuz ediyor?"
"Nipples a quarter inch too low, too much of a gentleman in the boudoir, repeated mispronunciation of kwy-noa?"
Bu çok yanlış.
This is so wrong
Bugün bile, bir çok kişi doğruyu yanlıştan ayırmak için dini bir öge olan günah kavramına sığınıyor.
Even today, most of us still carry around the religious notion of sin to tell right from wrong.
Evet, yanlış ellerde çok tehlikeli olabilir.
Yeah. It could be very dangerous in the wrong hands.
Aktarması çok, çok zor ve yanlış bir edat, hatalı bir zamir ya da tamamen yanlış bir isim kullandığınız bir an olabiliyor.
Hmm. It's very, very, very hard to deliver, and your mind knows the minute it's used a wrong preposition or an incorrect pronoun or an utterly wrong name, which has happened on a couple of occasions.
Hey! çok gergindim ve yanlış şemsiyeyi aldım.
Hey! Because you kept staring at me on the bus, I got off with the wrong umbrella because I was flustered!
Benimle bir toplantıya katılmasını istemem çok mu yanlış?
I just told her to come with me to do a public service, is that so wrong?
Yanlış ellerde, çok tehlikeli olabilir.
Wow, in the wrong hands, this thing could be dangerous.
Başta daha çok bir yanlış kimlik durumu vardı. Ben Amca bir sokakta yürürken vurulur.
Originally there's a bit more of a mistaken identity where Uncle Ben goes down an alleyway and gets shot.
Ama onunki gibi bir sesle çok da yanlış yapamazsın.
But with a voice like his you can't do much wrong.
yanlış 511
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlış anladın 80
yanlış anlama 85
yanlış numara 72
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlış düşünüyorsun 23
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlış anladın 80
yanlış anlama 85
yanlış numara 72
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlış düşünüyorsun 23
yanlış cevap 43
yanlış olan ne 69
yanlış anlamışsın 22
yanlış mıyım 46
yanlış adam 16
yanlış anladınız 51
yanlış olan nedir 21
yanlış bir şey yok 16
yanlış bir şey mi söyledim 70
yanlış anlamayın 50
yanlış olan ne 69
yanlış anlamışsın 22
yanlış mıyım 46
yanlış adam 16
yanlış anladınız 51
yanlış olan nedir 21
yanlış bir şey yok 16
yanlış bir şey mi söyledim 70
yanlış anlamayın 50