Şahı Çeviri İngilizce
3,843 parallel translation
Onu yolda kaybetmemeye dikkat et, Eli Uzun Şahıs.
Careful not to lose it on the way, Sticky Fingers.
- 20 yıl öncesinin kayıp şahıs raporları.
Missing persons reports from 20 years ago.
İki şahıs da burada işe başladığından beri fotokopi odasını resmen er koğuşuna çevirdiler.
Ahem. Since they've arrived, they've basically turned the copy room into a boys'club.
- O kayıp bir şahıs değil.
She's not a missing person.
Bir şüpheli şahıs, "Şüpheli" kelimesinin altını çiziyorum.
A person of interest, emphasis on the word "person."
Evet, gerçek polisler ise böyle yapmaz, yoksa kaçak şahıs geldiğimizi anlar.
Yeah, well, the real police don't do it so that our human fugitive won't know that we're coming.
İsimsiz şahısla neden bu kadar ilgiliydi?
Okay, fine. Why's he so interested in our John Doe?
Evet, kendimden üçüncü şahıs olarak bahsetmem.
Yes, the boy. I don't refer to myself in the third person.
- Üçüncü şahıs Aaron'dı sanıyordum. - Hayır.
- I thought Aaron was the third person.
Binbaşı Sukhdev Singh onu nasıl da sıkı bir şekilde bağladığımı unutan şahıs.
Major Sukhdev Singh why do you forget.. .. that the knots I tie are hard to unknot.
Şahıslar pervasızdır.
People are reckless.
Bu şahıslar sevgi özürlüdür.
These people are incapable of love.
Bir ay önce beni aradı ve bana tuhaf bir çiftlikle ilgili bir araştırmaya liderlik ettiğini ve üçüncü şahıs bakış açısından gözlemci olarak ekibe dahil olmamı istediğini söyledi.
He called me about a month ago. Told me he was heading up an investigation to some strange cattle ranch. Asked me if I would come out and observe it from a third party perspective.
Polis saldırıdan sorumlu olan şahısları arıyor. Ayrıca bir işe odaklanmışken dikkatinizi dağıtmamanız gerekir.
And you can't have distractions like that when you have to focus on a job.
Şahını oraya oynamak istediğinden emin misin?
You sure you wanna move your queen there?
Evet, ama şahını korumasız bıraktın.
Yeah, but you just left your king vulnerable.
Arkadaşım Jack'i üzerinde geldiği delik sayısı ile buradan çıkarmanın dışında başka hiçbir amacım yok. Endişeli üçüncü şahıs diyebiliriz.
Concerned third party.
Takım üç ve beş hazır olun, şahıs binadan çıkıyor.
Teams three and five get ready, the subject is leaving the building.
Şahıs siyah Tiba kullanıyor.
The subject is driving a black Tiba.
Uzaktan erişemedim çünkü McGee isimli şahıs güvenlik duvarı kurmuş.
I couldn't access it remotely because, uh, some guy named McGee built a firewall.
Takibinizdeki şahıs otuz yaşlarında 1.75 boyunda, 95 kilo bir adam.
175cm tall, weighs over 90kg, thirsty hippo in his early 30s.
Hangi şahıs olduğu hakkında yanılmışım.
I was wrong about which person.
Kumandanım, plan tamamen Eren Jaeger adındaki şüpheli bir şahıs üzerine kurulu.
Sir. This plan is based entirely on the incredible uncertainty that is Eren Jaeger.
Boston Polisi kayıp şahıs soruşturması başlatmış. Ve mahkeme 2006'da adamın ölü olduğunu ilan etmiş.
Boston P.D. Did a missing-persons investigation, and a court declared him dead in 2006.
Boston Şubesinde tanıdıklarım var. Gilmer'ın kayıp şahıs dosyasını sizin bölüme fakslasınlar.
But I do have connections with Boston P.D... and I will have Gilmer's missing-persons file faxed to your murder room.
- Bazı olaylar vardı. Bazı küçük düşüncesizliklerimiz vardı evet ama o davaların çoğunda ben şüpheli şahısım.
Oh, there have been incidents, sure, yeah, a few minor indiscretions, but, you know, I-I'm simply a person of interest in most of those cases, all right?
Önce Su Yang'ın yanında yer alanları araştırın. Şüpheli üç şahıs var.
There are 3 suspicious figures under Su-yang.
Kayıp Şahıslar Şubesine göre Bay Browning Melissa'ya 65.000 dolarlık bir nişan yüzüğü almış.
Now, according to missing persons, Mr. Browning gave Melissa an engagement ring worth $ 65,000, Which Browning wanted back
Parmak izleriniz kayıtlıymış zaten, bir kayıp şahıs vakasıyla bağlantılı.
Oh. We already have your prints on file In connection to an open missing persons case.
Kayıp şahıs dosyasına göre Melissa'yı defalarca tehdit etmişsiniz.
Well, according to the missing-persons report, You threatened Melissa repeatedly,
Çok nadir bulunan Taç Şahı bitki poleni daha çok satranç çiçeği olarak bilinir.
A very rare pollen from the FritiIIanria meIeagris plant better known as the chess flower.
- Böylelikle bütün 3. şahısların içi rahatlasın. – Hangi 3. şahısların?
So all 3 parties will have a peace of mind. What 3 parties?
İki hafta önce kayıp şahıs bildiriminde bulundum.
I filed a missing person's report two weeks ago.
Sana söyleyeceğim unutuyorum cümlenin sonunda kendinden üçüncü tekil şahız olarak bahsetmen beni ürkütüyor.
You know, I've been meaning to tell you it really weirds me out to no end the way you refer to yourself in the third person like that.
Şah mat.
Checkmate.
Susamış gezginler Avrupa ve Afrika arasında göç ederken su içmek için geliyorlar, şah kartalları dahil.
Thirsty travellers migrating between Europe and Africa come to drink, including Imperial eagles.
Yani elimde bir şah, iki fil ve bir at var!
So I have a king, two bishops and a knight.
Şah!
The Shepherd!
Etrafta dolaşıp posta dağıtırken bir bakmışsın şah damarı 55 kiloluk bir pitbull tarafından koparılmış.
One minute he's walking around delivering mail, and the next he's having his carotid artery ripped open by a 120-pound pit bull!
Satrançta, şah her zaman en zayıf parça mı?
In the game of chess, the king is always the weakest piece?
Şah'ın günlerin tükendiği dönemde ikimiz de genç istihbarat ajanlarıydık.
We were young intelligence officers during the dying days of the Shah.
Şah'ın günlerin tükendiği dönemde ikimiz de genç istihbarat ajanlarıydık.
We were young intelligence officers during the dying days of the shah.
Bu şah.
That's the king.
- Şah mat.
Checkmate.
Şah mat!
Mm. Checkmate!
Dikkat et, takipte bir sürü şahıs var.
Gotta get it before the seizure.
Şah damarı, mide... Adam iki darbeyle ölmüş.
Fatal wound to the carotid, then the stomach.
Şah damarı parçalanmış.
He's critical, punctured aorta, abdomen stab wound.
Ebeveynlerimden birinde şah damar zayıflığı varmış.
That one of my parents had weakened carotid arteries.
Şah mat, Tang See, uyan.
Checkmate, Tang See, wake up.
Sen bir hamle sonra ne yapacağını düşünürken o on hamle sonrasını düşünüyor. Şah-mat hamlesi de dahil.
And while you're trying to figure out what to do next, he's thinking ten moves ahead, with checkmate already in sight.