Andrè Çeviri İspanyolca
39 parallel translation
Ben gece müdürü, Andrè Vernet.
Yo soy André Vernet, el gerente nocturno.
Acı çektiğini mi sanıyorsun, Andrè Vernet?
¿ Cree que está sufriendo, André Vernet?
- Hayır, benim adım Andrè Vidal
- No, me llamo Andrè Vidal.
Çünkü hatlarımız boyunca ona refakât etmek için Binbaşı John André tarafından atandım.
Porque fui asignado para escoltarle a través de nuestras líneas por el mayor John Andrè.
Hatlarımızın gerisinde dolaşan ilk İngiliz askeri olmadığını biliyorum ama André'nin faaliyetleri hakkında doğrudan bilgisi olan biri.
Sé que no sería el primer casaca roja en deambular detrás de nuestras líneas, pero uno con conocimientos directos de las operaciones de Andrè.
André yalanı yutturmak için ufak bir çatışma bile hazırlayabilir. Shanks'ı daha derine gömer.
Andrè podría organizar una pequeña escaramuza para que nos creamos la mentira y arraigar más profundamente a Shanks.
Shanks, André'yi betimledi ve bize daha çok isim vermek istiyor.
Shanks describió a Andrè y está dispuesto a darnos más nombres.
Efendim André, komplosuna Shanks'ın kulak misafiri olduğundan şüphelense adamın saygınlığını azaltmak için uyarısından kuşkulanmamız hatta uyarısının çaresiz görünmesini sağlamak için önden Sutherland'ı gönderirdi.
Bueno, señor, si Andrè sospechó que Shanks oyó por casualidad su complot, enviaría a Shuterland para desacreditar al hombre. Para hacer que su advertencia suene sospechosa, incluso desesperada.
Bir İngiliz emir subayı, Binbaşı John André sayesinde gerçekleşti.
Nacida de las manos de un general británico adjunto el mayor John Andrè.
Binbaşı John André.
Así que el mayor Andrè.
André ve adamı Gamble sadece yeni yıldan önce yapılacağını söyledi.
Solo dijeron en algún momento antes de año nuevo. Andrè y su hombre Gamble.
Onu tarif ettim.
- ¿ A Andrè? Ya lo hice.
André, Shanks'ın kulak misafiri olmasına bizi kör etmek için izin verdi.
Andrè permitió a Shanks escuchar para cegarnos.
Efendim André, komplosuna Shanks'ın kulak misafiri olduğundan şüphelense adamın saygınlığını azaltmak için uyarısından kuşkulanmamız hatta uyarısının çaresiz görünmesini sağlamak için önden Sutherland'ı gönderirdi.
Bueno, señor, si Andrè sospechó que Shanks oyó por casualidad su complot, enviaría a Sutherland para desacreditar al hombre. Para hacer que su advertencia suene sospechosa, incluso desesperada.
Binbaşı John André'den gelen emirlerle gizlenmiş bazı asileri avlamak için Oyster Koyu'nda yelken açıyoruz.
Partimos hacia Oyster Bay con órdenes del mayor Andrè para dar caza a algunos rebeldes escondidos allí.
Şansınız varmış ki Binbaşı André gerçek öneme sahip bir iş için bizi New Jersey'e çağırdı.
Tiene suerte. El mayor Andrè nos ha llamado a Nueva Jersey en una misión de verdadera importancia.
New York'taki operasyonumuzun tüm kayıtlarını General Clinton'ın özel emir subayı Binbaşı John André'ye göndermek niyetindeyim.
Pretendo enviar la historia completa de nuestra operación en Nueva York al asistente especial del general Clinton, el mayor John Andrè.
André, Simcoe'yu destekliyor.
Andrè apoya a Simcoe.
- Bunu André'ye kanıtlayabilirsem o zaman Simcoe'nun burada kalmasına gerek olmadığını anlar ve Kraliçenin Süvarileri'ni buradan çeker.
- Sí... sí, señor. Si podemos probar eso a Andrè. entonces comprenderá que Simcoe no necesita permanecer aquí y trasladará a los Rangers de la Reina.
Belki de André istihbaratında bir şeyler bulabilir.
Puede que Andrè pueda encontrar algo en su información.
André'ye onun için Simcoe'dan daha faydalı olduğumu göstermem gerek ve bunun için en iyi umudum sensin.
Necesito mostrarla a Andrè que yo soy de más utilidad para él que Simcoe. Y usted es mi mejor esperanza para eso.
André denilen şu adam asıl seni görecek ve sen de bunu iyi biliyorsun.
Esta persona Andrè sabrá que mientes y lo sabes.
Hewlett ismimi André'ye vermeyi planlıyor.
Hewlett planea pasarle mi nombre a Andrè.
Binbaşı André çalışmam karşılığında ödeme yapıyor.
El mayor Andrè me paga por mi trabajo.
Yine de Binbaşı André'nin bu entrikayla çok ilgisi olmalı.
No obstante el mayor Andrè debería estar muy interesado en esta intriga.
- Peki ya André?
- Espera, ¿ qué pasa con Andrè?
André'nin ona çabaları için teşekkür ettiği bir mektup yazarsın ama başka ulak...
Falsifica una carta de Andrè agradeciéndole sus esfuerzos, pero dejando muy claro que no está interesado...
John André beni bu durgun yere gönderdiğinden beri.
Incluso desde que John Andrè me envió a este pantano.
Anladığın üzere bu dünyada André'nin en çok istediği şeylerden birisin.
Mire, tú eres lo que Andrè más quiere en el mundo.
André miydi?
¿ Fue Andrè?