Bir hafta Çeviri İspanyolca
23,602 parallel translation
Dövüşe bir hafta var, Brody.
Brody, falta sólo una semana para la pelea.
Son görmeye geldiğinde bir hafta boyunca yüzüme buz koymak zorunda kalmıştım.
La última vez que viniste a verme, tuve que ponerme hielo en la cara durante una semana.
Bir hafta içinde gidiyorlar mı?
¿ Se van en una semana?
Bir hafta içinde görüşürüz.
Nos vemos en una semana.
Belki bir hafta içinde gelebilirsin.
Y quizá pueda regresar dentro de una semana.
Babam sizi bir hafta öncesinden bekliyordu.
Mi padre lo esperaba hace una semana.
Tüm ordunuz bir hafta içinde burada olabilir.
En una semana, puede estar aquí todo su ejército.
Annem öldüğünde bir hafta yataktan çıkamamıştım. Hatırladın mı?
Cuando mamá murió, no me habría levantado de la cama en una semana.
Belli belirsiz yabancı kimseleri takip etmeye başladı bazen yumruklanmış halde bir hafta sonra geri dönüyordu.
Empezó a seguir rastros en el extranjero. A veces tardaba una semana en volver.
Bir hafta arayla.
En dos semanas.
¤ Bir Hafta Önce ¤
HACE UNA SEMANA
Bir hafta sonra zaten önemi de kalmamıştı.
Una semana después, eso no tendría ninguna importancia.
Jersey Shore'da üniversitedeyken çılgın bir hafta sonu geçirdikleri... küçük ve dandik bir motele gidiyorlar.
Un pequeño motel destartalado en la costa de Jersey donde pasaron un fin de semana salvaje en la universidad.
Bir hafta oldu sonuçta.
Bueno, ha pasado una semana.
- Seni dizlerinin üzerine çömeltip raketimi, boğazının dibine kadar sokacağım! Bir hafta boyunca yaşattığım acıyı çekeceksin!
Te voy a poner de rodillas y te meteré la raqueta tan profundo en la garganta que estarás ( cagando ) mango por una semana!
Daha bir hafta var Bayan Bannister.
Aún falta una semana, Sra. Bannister.
Bir hafta geçti, ben iyiyim.
Ya pasó una semana, estoy bien.
Cidden bir hafta oldu mu?
¿ Realmente ha sido una semana?
Ağlıyorum çünkü berbat bir hafta geçirdim ve vücudumda gezen hormonlar memelerimi o kadar şişirdi ki sutyenime sığmıyor ve inanılmaz acıtıyor.
Son porque he tenido una semana de mierda, y porque las hormonas que inundan todo mi cuerpo me han hinchado tanto las tetas que no me cabe el puto sujetador y me duelen.
Ama okulun bitimiyle papaz okulunun başlangıcı arasında... bir hafta bir tatilim oldu.
Pero entre el final del colegio y el inicio del seminario tuve una semana de vacaciones.
Bir hafta beraber olduk.
Estuvimos juntos una semana.
- Bir hafta, iki hafta gibi bir şey mi?
¿ Pero, será una semana, dos semanas?
Bir hafta sonra berbat bir hata yaptığımı anladım ve çekilmesi çok zor bir insan oldum sonra.
Una semana después me di cuenta de que había cometido un terrible error y que me sería imposible seguir con ella.
Demek istediğim, aynı şeyi bir hafta öncede söylemiştin.
O sea, dijo lo mismo la semana pasada.
O tarz bir hafta sonundan sonra insana sanki Kâbil'de bir geziye çıkmışsın gibi geliyor.
Oh, amigo, luego de uno de estos fines de semana... Es como estar de servicio en Kabul, amigo.
İnsanların farkına varmadığı şey Yeniden Doğuş'un ayda bir hafta sonu yapılan şey olmadığı.
Lo que la gente no entiende es que Rebirth no es sólo algo que haces un fin de semana por mes.
Bir hafta sonra matematik yazılılarımız okundu.
Entonces, una semana después, tuvimos nuestra prueba de matemática.
- O zaman bir hafta ertele.
- Vale, pues aplázalo una semana.
- Çünkü daha bir hafta önce bu dünyanın gerçek olduğunu bile bilmiyordum.
Porque hace prácticamente una semana ni sabía que existía este mundo.
Beni terketmeden bir hafta önce hayaletlendirdi.
Me fantasmeó una semana antes de irnos.
Bir hafta önceye kadar hiç makyaj yapmazdın.
Hace una semana, nunca te habías maquillado.
Sonra bir ay, bir hafta, bir gün sonra tekrar sokaklara dökülüp aynı şeyleri yapıyorlar.
Luego, al mes, a la semana o al día, salen a la calle y vuelven a las andadas...
Bir hafta önce.
Hace una semana
Bakın bayım, 8-9 yıl beklemişsiniz bir kaç hafta daha bekleyebilirsiniz.
Mire, señor... cuando ha esperado 8-9 años... unas semanas más no son nada.
Karaciğerin bir çeyreği bile 6 ila 8 hafta içinde yeniden oluşma yeteneğine sahip.
Un hígado, incluso un cuarto de un hígado, tiene la capacidad de regenerar dentro de seis a ocho semanas.
Geçen hafta, bu adam ; Don Marianski. Yeşil Ejder'deki bir masadan yüklüce bir para kazandı.
La semana pasada este hombre ganó a lo grande en la ruleta trucada que hay en el Dragón verde.
Birkaç hafta önce bir gayri menkul memuru tarafından bulundular.
Fueron descubiertas hace unas semanas por un fideicomiso.
Bu yüzden bana bir iyilik yap ve hiç yaşanmamış say. Bu hafta sonunu arkamızda bırakalım tamam mı?
Así que, hazme un favor... haz como si nunca hubiera pasado, y nos olvidamos de este fin de semana, ¿ vale?
2 hafta uzaklaşıyorum, 2,5 santim uzuyorsun. - O bir fasulye sırığı.
Me fui dos semanas y creciste cinco pulgadas.
Bir hafta içinde üç çifte cinayet. Evet.
Ha habido tres homicidios dobles la semana pasada.
Görevlendirmeden önceki tüm hafta boyunca, Bir arkadaşın koltuğunda pinekledim, eşyalarımı toplamak için eve gittiğimde babam görevdeydi.
Toda la semana anterior a mi despliegue me quedé en el sofá de un amigo, y lo calculé para ir a casa a preparar mi bolsa cuando mi padre estaba fuera, de servicio.
Bu durumda Alex'le hafta sonu bir yerlere çıkabilir miyiz?
En tal caso, ¿ puedo pasar el fin de semana con Alex?
"Ve'oy kullandım'etiketini bir buçuk hafta boyunca takarım."
Me gusta la mantequilla de maní de la basura y uso mi abrojo de'Yo Voté "por una semana y media'."
Geçen hafta eski bir kutlama kartı buldum.
La semana pasada, conseguí una vieja tarjeta de felicitaciones.
İki hafta, bir gün, 15 saat.
Dos semanas, un día, 15 horas.
Bu sırada Jefferson cinayetler başlamadan üç hafta önce ortadan kaybolan çocukların gizemini çözmek için mükemmel bir yaşta.
Mientras tanto, Jefferson tiene la edad perfecta para descubrir lo que se esconde tras la desaparición de tres jóvenes que desaparecieron una semana antes del inicio de los asesinatos.
- İradedışı bir yol seçmek istiyorsan, altı hafta sürer. Onun için bir duruşma ve iki aile üyesinden imza gerekli. O da tehlikeli değilse.
Bueno, si quieres un internamiento involuntario, es un proceso que dura seis semanas y que requiere una audiencia ante un tribunal y dos firmas de miembros de la familia, a menos que sea peligroso.
Her hafta bir tanesini bitirmeye çalışırdım.
Tratado de conseguir a través de una por semana.
- Şunu hayal edin... Seçimden birkaç hafta önce bir açıklama yapılıyor.
- Pero imagine, unas semanas antes de las elecciones, se anuncia algo.
Hafta sonu için önemli bir planınız var mı?
Así que, ¿ algún plan para el fin de semana?
Evde bir kuralımız var. Hafta içi oyun oynamak yok saat beşten önce de internet yok.
En casa tenemos una regla, durante la semana, nada de juegos, y nada de Internet antes de las 5 : 00 p.m.
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hafta oldu 20
bir hafta mı 41
bir hafta içinde 26
haftaya 57
haftalar 27
haftaya görüşürüz 58
haftalarca 20
bir hata 32
bir hafta önce 34
bir hafta oldu 20
bir hafta mı 41
bir hafta içinde 26
haftaya 57
haftalar 27
haftaya görüşürüz 58
haftalarca 20
bir hata 32
bir hediye 84
bir hayalet 36
bir hata oldu 23
bir hayvan 28
bir hata yaptın 21
bir hata yaptım 105
bir haber var mı 33
bir hırsız 35
bir hiç 29
bir hata yaptı 16
bir hayalet 36
bir hata oldu 23
bir hayvan 28
bir hata yaptın 21
bir hata yaptım 105
bir haber var mı 33
bir hırsız 35
bir hiç 29
bir hata yaptı 16