Diyeceksin Çeviri İspanyolca
3,750 parallel translation
"Evet, patron." diyeceksin.
Es "sí, jefa".
Avukatına ne diyeceksin?
¿ Qué le vas a contar a tu abogado, exactamente?
Ne diyeceksin Betsy?
¿ Para decirle qué, Betsy?
"İki böbreğim de bende kalacak", "Hadi sizi iyi günler" diyeceksin.
Deberías decir, me gustan mis dos riñones. Y tengo una buena vida.
Babası sen olduğun için "Babalık yapıyorum" diyeceksin.
Creo que como eres el padre deberías decir "de padre".
"Seni öldürecek ya da tamamen felç bırakacak bu hayale kapılma" diyeceksin.
Di "me basta con el pensamiento de que podría matarte... o dejarte tetrapléjico."
- Henry ile ilişkinizi sorunca ne diyeceksin?
- No pasa nada. Sé qué decir. - ¿ Entonces qué vas a decir cuando te pregunte sobre ti y sobre Henry?
Bizim yılın en iyi öğrencisi. Bir matkap kazası yapacaksın ve onlara şöyle diyeceksin :
Mejor estudiante de nuestro curso... podrías tener un accidente con el taladro, entonces estarían en plan,
Hamburger ve patates kızartmasına yeniden merhaba diyeceksin.
Volverás a las hamburguesas y a las patatas fritas.
Resimleri görmek isterse ona ne diyeceksin?
¿ Qué le vas a contar si pregunta al ver las fotos?
Ne diyeceksin?
¿ Qué? ¿ Qué cosa?
Kişisel bir durum. Buna ne diyeceksin?
Es personal, ¿ qué te parece?
- Ne diyeceksin ki?
Está bien, ¿ qué le vas a decir?
O zaman ona ne diyeceksin?
¿ Qué dirás?
Buna ne diyeceksin bakalım?
¿ Qué opinas de eso?
"Kim o?" diyeceksin.
Tienes que responder : "¿ Quién es?".
Yedi bira yüzünden diyeceksin, ama değil.
Quizá creas que es porque tomé siete pintas, pero no.
Tamam, şu andan itibaren telefon çalınca açacaksın. "Alo" diyeceksin.
De ahora en adelante, cuando el teléfono suene, lo contestas. Dices "hola".
Cidden ama, önünde okyanusun en acımasız yırtıcılarından biri var ve ona Kraker mi diyeceksin?
Vamos, ¿ tienes a uno de los peores predadores del océano y quieres llamarlo Crackers?
Geldiğim için öyle diyorsan, peki giderken ne diyeceksin?
Si dices gracias por venir ahora, ¿ que dirás cuándo me vaya?
Pekala, buna ne diyeceksin?
Muy bien, ¿ qué tal este?
Bir şey mi diyeceksin? Söyle.
Si quieres decirme algo, hazlo.
Sen diyeceksin sandım.
Creí que tú lo dirías.
Sonra "keşke kimse olmasaydı" diyeceksin.
Para entonces desearan que estuviera desierto. AL HAMRA TORRE MARINA DE LUJO
Ne diyeceksin, canın ne zaman isterse bırakıp gitmeyecekmisin.
Y dime ¿ qué me dice que no te irás cada vez que quieras?
Peki, ya buna ne diyeceksin :
Bien, que tal esta...
Ne diyeceksin onlara?
¿ Qué les dirás?
Birine teşekkür ettiğinde, o kadar, diyeceksin.
Si alguien te da las gracias, usted dice, no es gran cosa.
Çünkü yarın, tanıdığın herkese elveda diyeceksin.
Porque mañana te despides de todos.
Charlotte, sadece hayır diyeceksin.
Charlotte, usted solo diga "No"
Buna ne diyeceksin bakalım?
¿ Que tienes que decir sobre eso?
- Yargıç Harlan diyeceksin serseri.
Es el juez Harlan para ti, tómala.
İşin biter bitmez "konuşmaya hazırım Dedektif" diyeceksin.
En cualquier momento en que quieras parar, solo di, "sargento, estoy preparado para hablar".
Bana muhtemelen bunun için de domuz diyeceksin ama "yaladıklarım" demek istemiş olmayasın?
Conocía a gente. Probablemente también me llames cerdo por esto, pero ¿ estás segura de que sabes lo que quieres decir con "conocía"?
Bana bu gece başka bir şov ayarladı, peki buna ne diyeceksin ha?
Pues me consiguió una actuación para esta noche, imbécil. ¿ Qué te parece eso?
- Ben değildim mi diyeceksin?
- Me vas a decir quefuiste tu?
Ne diyeceksin?
¿ Y qué vas a decir?
Ne diyeceksin?
¿ Qué es?
Bir şey mi diyeceksin?
G, Tienes algo que decir?
Buna ne diyeceksin?
Por eso fue.
Ne diyeceksin John?
Qué opinan los youjohn
- Efendim diyeceksin.
- Capitán, no piloto.
- Ona ne diyeceksin?
- ¿ Qué haces con ella?
Ona ne diyeceksin? - Karen?
¿ Qué le vas a decir?
Diyeceksin ki...
- Dirás...
Peki Bajpai amcaya ne diyeceksin?
¿ Y qué le vas a decir al tío Bajpai?
Hiç de bile. Sohbet sırasında nasıl "quesadilla" diyeceksin?
Imposible. ¿ Como metes "quesadilla"?
Bir gün masaya oturup, yemek yemeye başlayacağım ve diyeceksin ki...
Un día de estos estaré sentada aquí, y tú llegaras a decirme :
Avukatımı istiyorum. Avukatına ne diyeceksin?
¿ Lo hiciste?
Ne diyeceksin onlara?
- ¿ Qué vas a decir?
Ve şimdi bana hukuk dürüst insanlara ihtiyaç duyar diyeceksin.
Y luego me dirás que la ley necesita hombres íntegros.
diyeceksiniz 34
diyeceğim 131
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyecekler 55
diyeceğim şu ki 17
diyecektim ki 23
diyeceğim ki 17
diyeceğiz 40
diyeceğim 131
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyecekler 55
diyeceğim şu ki 17
diyecektim ki 23
diyeceğim ki 17
diyeceğiz 40