Dürüst olmam gerekirse Çeviri İspanyolca
679 parallel translation
Lakin dürüst olmam gerekirse artık ablamda onun bir baş belası olduğunu anlıyor.
- Quiero hablar con usted. - ¿ Sobre qué? Mi hermana quiere hablar con usted sobre algo.
- Dürüst olmam gerekirse... sanırım iki gün kadar sigara içmedim.
Para ser sincero creo que no prendí un cigarrillo durante dos días.
Aile hayatının neşeleri sınırlıdır, madam. Tam anlamıyla dürüst olmam gerekirse... Beni sıkıyorsun!
Las alegrías de la vida en familia son limitadas, madame, para ser perfectamente franco, me aburrís, vos y vuestras inacabables murmuraciones.
Kelly, bu başıma gelebilecek en güzel şey olurdu. Eğer dürüst olmam gerekirse.
Kelly, sería lo mejor que me hubiera pasado para ser honesto.
Dürüst olmam gerekirse Mick, kendimi biraz fazla kaptırdım.
Para ser honesto conmigo mismo, Mick Sé que me lamía las botas.
Bana gülebilirsiniz ama dürüst olmam gerekirse ölmeyi hiç istemiyorum.
Puede reírse de mí. Pero, honestamente... No quiero morir.
Dürüst olmam gerekirse orada kimin için savaştığımızı bile bilmiyorum.
Ni siquiera sé a favor de quién estamos luchando allá, para ser honesto contigo.
Tamamen dürüst olmam gerekirse, ruhu olan kadınları severim.
Me gustan las mujeres con carácter.
Dürüst olmam gerekirse onu birilerinin öldürmek istemesine pek şaşırmazdım, niye bilmem ama öyle.
No me sorprende que intentaran matarlo, no sabría decirle por qué.
Dürüst olmam gerekirse, seninle evlenemem.
Tengo que empezar a ser honesta. No puedo casarme contigo.
Dürüst olmam gerekirse, ilk başta ümitsiz olduğunu düşünüyordum.
Francamente, cuando empezamos, pensé que era inútil.
Dürüst olmam gerekirse, şartları duymadan...
Para ser Perfectamente honesto Sin haberlas escuchado
Ve dürüst olmam gerekirse bu horoz ve boğa hikayesine inanmamı mı bekliyorsun, Er.
¿ Y honestamente espera que crea esta historia de locos, Soldado?
Dürüst olmam gerekirse, babanız, Allah ona uzun ömür versin, ama bana yorgun ve zayıf düşmüş göründü.
Francamente, vuestro maravilloso padre, dios le conserve la salud, me ha parecido muy cansado y débil.
Dürüst olmam gerekirse Al. Yavaş, güçsüz ve demode bir makine.
Mira Al, para serte honesta, es muy lenta, consume mucha energía, ya está obsoleta.
Takımın antrenörü benim ve dürüst olmam gerekirse yardıma ihtiyacım yok.
Me contrataron para entrenar al equipo. Sinceramente, no necesito ayuda.
Dürüst olmam gerekirse, şok oldum. Hemen cevap veremem.
Su solicitud es tan inesperada que no puedo contestarle en este momento.
Ama dürüst olmam gerekirse.. ... ben sizlerle birlikte can vermiş olmayı isterdim!
Pero honestamente yo hubiera querido morir con ustedes.
Dürüst olmam gerekirse o arazide ne maden var, ne doğalgaz ne de petrol.
Les diré la verdad : no hay minerales en ese terreno. Ni gas natural ni petróleo.
Seninle dürüst olmam gerekirse, mürettebatımın önemli bir bölümü... ihtimalleri bilmelerine rağmen, geri dönme arzularını iletti.
Quiero que sepa que gran parte de mi tripulación ha expresado su deseo de volver, aún conociendo el riesgo.
Kendisi harika bir öğrenci. Ama dürüst olmam gerekirse, biraz endişeleniyorum.
Merlina es una estudiante excelente, pero, francamente, estoy preocupada.
Dürüst olmam gerekirse, Bay Gooch,
Pero para ser honesto, el Sr. Gooch,
Tamam, hiçbir zaman biraz ibne olduğumu saklamadım ve sana dürüst olmam gerekirse ben teknik olarak biseksüelim.
Bueno, no disfrazada el hecho de que soy un enfeminado poco, pero para ser honesto con usted, Creo que lo que normalmente se llama "bisexual".
Dürüst olmam gerekirse efendim, bana verdiğiniz ikinci şansın kıymetini bilip bunu topluma faydalı biri olmak için kullanacağım.
Honestamente, aprecio esta segunda oportunidad que me está dando para ser un elemento útil de la sociedad
Dürüst olmam gerekirse Holling.
Intente contenerme, Holling.
Dürüst olmam gerekirse, çalışma saatlerim var. Eğer istersen seninle randevu ayarlamaktan memnun olurum.
Quisiera hacer una cita contigo si quieres.
Dürüst olmam gerekirse,
Debo ser honesta.
En az üç, dürüst olmam gerekirse. En az altı, dürüst olmam gerekirse.
- Más bien tres, para decir la verdad.
Yedi, tamamen dürüst olmam gerekirse.
- Siete, para decir toda la verdad.
Bunu söylediğim için beni affet, Sven, dürüst olmam gerekirse öldüğünü duyduğumda içim rahatladı.
Siento decirte esto... pero debo ser honrado contigo. - Perdóname, Sven. Me sentí aliviado cuando supe que estabas muerto.
George, dürüst olmam gerekirse artık bundan sıkıldım.
George, estoy cansada de escucharte hablar sobre ella.
Dürüst olmam gerekirse, olayın Dougal'la ilgisi yok... evde yangın çıktı da, gitmen gerekiyor.
Bueno, en realidad, No es Dougal, es que... hay un fuego en la casa, tenéis que iros.
Dürüst olmam gerekirse, söylemekten ne kadar nefret etsem de gizli kapaklı işlere bayılıyorum.
Y, para ser sincera, siento decirlo, pero me gusta esto de hacer trampa.
Dürüst olmam gerekirse, eşinin fazla yaşayacağını sanmıyorum.
Para ser sincero... No creo que a su esposa le quede mucho tiempo de vida.
Ne düşünüyorsun? Dürüst olmam gerekirse, evi bana verdiğin için sevindim.
Francamente, me alegro de que me tocara la casa.
Ve dürüst olmam gerekirse, hiç de heyecanlı değildi.
Además, fue algo mecánico.
Dürüst olmam gerekirse, sanırım senden korkuyorlar.
Para ser honesto, creo que te tienen miedo.
Dürüst olmam gerekirse hala bazı şeyleri anlamış değilim.
Para ser completamente honesto... hay ciertas cosas en las que yo no entiendo.
Dürüst olmam gerekirse, buraya tekrar geldiğimde ne hissedeceğimden, emin değildim.
Sinceramente, no sabía cómo me sentiría al regresar aquí.
Dürüst olmam gerekirse, hâlâ olanlara aklım ermiyor.
La verdad es que... todavía me cuesta creer lo ocurrido.
Dürüst olmam gerekirse, neye inandığımı bilmiyorum.
- Bueno, cálmate, abuela. - Organizaré la cena.
Dürüst olmam gerekirse bu işten ortalık kan gölüne dönmeden kurtulabileceğimizi sanmıyorum.
Lo cierto es que no creo que esto se solucione sin que muera mucha gente.
Güzel, sana dürüst olmam gerekirse biz çok şanslıydık.
Para ser honesto, creo que tuvimos suerte.
- Seyahat kitapları satıyoruz. Ama dürüst olmam gerekirse pek fazla da satmıyorlar.
el cual, bueno, vende libros de viajes, para ser franco con uds, no siempre se venden muchos de esos.
Dürüst olmam gerekirse bilmiyorum.
Francamente... No lo sé.
Dürüst olmam gerekirse, bilmiyorum.
Para serte honesto, ni idea.
Dürüst olmam gerekirse neden hâlâ görüştüğümüzü bilmiyorum.
No sé para qué lo seguía viendo.
Dürüst olmam gerekirse, Prue, müzayede evleri hakkında hiçbir şey bilmiyorum ve sanat hakkında daha az şey biliyorum.
Para ser sincera contigo, Prue, no sé nada sobre las casas de subastas, e incluso menos sobre arte.
Ben ise geceleri. Dürüst olmam gerekirse Norm...
- Le voy a ser honesto, Norm.
Dürüst olmak gerekirse şu an burada yalnız olmam beni biraz tedirgin ediyor.
Bueno, para serte sincera, me da un poco de miedo estar sola en estos momentos.
Dürüst olmak gerekirse Bay Mayhew - Dürüst olmamı istiyorsunuz, değil mi?
Y para serle magníficamente franco, señor Mayhew y estoy seguro de que quiere que le sea franco, ¿ no?
gerekirse 81
dürüst 86
dürüstçe 72
dürüstlük 41
dürüst ol 95
dürüst olmak gerekirse 240
duruşma 16
dürüst olacağım 29
dürüst olalım 45
dürüst mü 22
dürüst 86
dürüstçe 72
dürüstlük 41
dürüst ol 95
dürüst olmak gerekirse 240
duruşma 16
dürüst olacağım 29
dürüst olalım 45
dürüst mü 22