Düş Çeviri İspanyolca
2,187 parallel translation
Bazıları büyüktür, mesela bir arkadaşımızı düş kırıklığına uğratmamız gibi.
Algunos son más grandes, como cuando defraudamos a un amigo.
"Khalid Mansoor gibi bir adamın teknik bir ayrıntı sebebiyle mahkemede serbest kalması düş kırıklığı yaratmadı mı?" " Evet.
¿ Hay una frustración porque es como un hombre Mans absuelto por un tecnicismo?
Fahişelere karşı üzerine düşeni yaptığını ama kimsenin fark etmediğini düşünüyor olabilir. O kadar ihanete uğramış hissediyordur ki düş kırıklığını kadınlara kazımaya başlamıştır.
Sabes, si creyó que hacía su parte eliminando prostitutas de las calles pero nunca fue escuchado podría haberse sentido traicionado y tuvo que descargar su frustración sobre esas mujeres.
ya da düş.
O tírate.
Sakın beni düş kırıklığına uğratma.
Oh, y no me decepciones, Ratcher.
Kusursuz yer. 100 trilyonuncu yılda hâlâ aynı eski düş.
El lugar perfecto. 100 trillones de años y el mismo sueño de siempre.
Düş yakamdan! Aksanına ne oldu?
¿ Qué le pasó a tu acento?
- Danny, düş peşine.
Escucha, no estamos preparados para esto, ¿ vale? Necesito que le entretengas.
Hayır, içgüdülerin doğruymuş. Yine düş.
No, tus instintos estaban bien.
Eğer kitapları okuduysan benim gibi psikopatların bu tip düş kırıklıklarına toleransı olmadığını bilirsin.
Si lees, los libros sabrás que los psicópatas como yo no aguantamos la frustración.
O zaman bunu listeden düş.
Entonces es una improvisación.
Bırak be, düş yakamdan!
¡ Para, déjame en paz!
"Gökyüzündeki turta" deyimi ( gerçekleşmesi olanaksız düş ) popüler kültüre 1911'de girmiştir.
La expresión "Pastel en el cielo" era parte de la cultura popular, en 1911.
Adam'ın peşine düş.
Ve tras Adam.
- Adam'ın peşine düş.
Ve tras Adam.
Öncelikle, düş dünyasında yaşayanlarla rüya görenleri ayırmalıyız.
Primero, tenemos que separar a los que sueñan de los soñados.
"Miso düş kırıklığı."
"Miso decepción".
Düş kırıklığına uğramış bazı eski sakinler burada işlerin ıslahevi tarzında yürütüldüğünü söyledi.
Unos ex inquilinos descontentos me dijeron que manejan esto como si fuera un correccional.
Baba olarak düş kırıklığı olduğum için. Daha iyisini hak ediyorsun. Ve seninle daha önce konuşmalıydım.
Por ser tan decepcionante como padre te merecías algo más y te lo debería haber dicho antes.
Charles, düş kırıklığı hissediyorum.
Charles, siento cierta frustración.
Sınırlandırılmış durumda yaşamak, veya yazgısından dolayı düş kırıklığına uğramak buna neden olabilir.
Por vivir en una situación restringida o por decepciones por algo.
Bitti mi? Beni düş kırıklığına uğrattın...
Eso... fue demasiado rápido.
Hayır, neden öyle düş...
No. ¿ Por qué crees que...?
Neden böyle düş...
No. ¿ Por qué crees que...?
İzle ve korkuya yenik düş!
¡ Unión de dieciséis caras!
Düş bakalım yola.
Andando.
Geniş düşünememen beni düş kırıklığına uğrattı.
Me decepciona que usted no pueda ver más allá.
Sizi düş kırıklığına uğrattığıma memnunum efendim.
Bueno, me complace decepcionarlo, señor.
# Her gece, bir düş #
♪ Cada sonido es una sinfonía ♪
# Her gece, bir düş #
♪ Despertará y nos verá ♪
Eğer yapmazsam, büyük düş kırıklığına uğrarlar.
Si no lo hago, estarán muy decepcionados.
Düş görüyordun sadece.
Estabas soñando.
Kendi kendime karar verdim, onları asla düş kırıklığına uğratmayacak, bana ne yaparlarsa yapsınlar ama ne yaparlarsa yapsınlar bir daha onlara öyle tepki vermeyecektim.
Decidí que sin importar lo que me hicieran, o lo que hicieran, nunca más reaccionaría así con ellos.
Sadece bir Düş müydü?
¿ No fue nada más que un sueño?
Simon diyor ki, "Peşine düş."
Simón dice : "Síganme".
Düş ne demek?
¿ Qué es "ser guay"?
Düş kırıklığına mı uğradılar?
¿ Los decepcionaste?
Tanrım, sana 60 dolarlık çek yazarım, yeter ki düş yakamdan.
Por Dios, te haré un cheque por $ 60 si me dejas en paz.
Bazısı birkaç düş kırıklığı yaşamıştır.
Algunos de ellos tuvieron situaciones de azar.
O gün parkta gündüz gündüz düş kurarken, yapmam gereken en doğru şeyin, Bayan X'le yüzleşmek ve istifa etmek olduğu sonucuna vardım.
Al soñar despierta en el parque ese día, llegué a la conclusión de que lo único correcto era enfrentar a la Sra. X... y renunciar.
Düş kurarım, yazarım.
Claro que sí. Sueño, escribo...
Seni güzel bir düş gibi unuturdum.
Me habría olvidado de ti como de un sueño hermoso.
- Düş önüme!
- Venga conmigo.
Düş peşine.
Corre con eso.
Düş yakamdan.
Déjalo ahora.
Düş yakamdan, Koç.
¿ Dónde estabas? No me moleste, entrenador.
Hayalinin peşine düş.
Tienes que seguir tu sueño
Yollara düş... ülkeyi dolaş.
Salga a los caminos. Recorra el país.
Düş yakamdan yeter.
Sólo retírate.
- Aslında düş kırıklığına uğradım Rawlins.
Otra vez.
Düş önüme!
¡ Por aquí!
dusty 49
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düştü 109
düşünemiyorum 69
düştüm 81
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düştü 109
düşünemiyorum 69
düştüm 81
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyordum 129
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşününce 41
düşünüyordum 129
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49