English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ E ] / Etrafta

Etrafta Çeviri İspanyolca

11,917 parallel translation
Etrafta kimse var mı?
¿ Alguien alrededor?
Etrafta bu kadar insan varken kimseye zarar veremez.
Oh, él no puede hacer mucho daño aquí, no con todas estas personas a su alrededor.
Endişeni azaltacak ilaç falan var mı etrafta baksana.
¿ Quieres ir a ver si hay algunas pastillas por ahí para que te calmes un poco?
Etrafta çalışman gerekiyordu biliyorsun değil mi?
Sabes que deberías estar trabajando en el suelo, ¿ verdad?
Sentetik projesinde çalismis herkesi aramani istiyorum. iç çemberdeki insanlari ama hâlâ etrafta olan birini bul. Bunun ne oldugunu bilebilecek biri olsun.
Quiero que investigues a todos los que trabajaron en el proyecto Synth... la gente del círculo de confianza... pero encuentra a alguien que siga allí, alguien que sepa qué es esto.
Biz de etrafta ölü bir adamı arıyoruz.
Estamos dando vueltas, buscando a un muerto.
- Sanırım kasılmalarım var Janine karşı çıktı ama ben kaçtım ondan sonra da bir süre etrafta dolandım durdum Tennessee'deki ailemi aramayı düşündüm ama beni son gördükleri gün öldüğüm gündü.
Creo que tengo contracciones. Janine trató de defenderse, pero me escapé. Después de eso, manejé por un rato.
Suçluları? Lullo'nun ölümüze ödül verdiğini duyan falan olmuş mu diye sordurabilirsin etrafta belki.
Entonces tal vez podrías preguntar por ahí, para ver si alguien oyo algo sobre Lullo poniendo precio a nuestras cabezas.
Yani, etrafta çocuklar için senin gibi yararlı birisi olsa iyi olurdu.
Quiero decir, los chicos de verdad se benificiarían con alguien como tú alrededor.
Etrafta birilerinin olması güzel şey.
Ha sido bonito tener a alguien por aquí.
Etrafta gezindik sonra biraz parkta takıldık.
Conduciendo por ahí, yendo al parque un poquito.
- Etrafta dolanıyor olmalılar.
- Bueno, deben estar cerca.
Hat etrafta dolaştığında, elektrik darbeleriyle onu vuracaksınız.
Cuando la línea oscile cargaréis los electro-polos.
Öğrenmek için etrafta kalmayalım.
No hay que quedarse para averiguarlo.
Imedinler etrafta geziyor... yakında karanlık çökecek.
Los Imedin están cerca y casi es de noche.
Etrafta kimse yoktu.
Nadie estaba cerca.
Michael Douglas etrafta mal gibi yürüyor sihirli eldivenle dosyaları hareket ettiriyor.
Quiero decir, ¿ Michael Douglas caminando por ahí como un zumbado, moviendo archivos con un guante mágico?
Öyleyse, açıkça sahte olan yaraların için verilmiş 50.000 dolar etrafta dolanıyor ve bu yüzden okula sen borçlusun.
Correcto. En cuyo caso, hay 50.000 dólares flotando por ahí y que se le dieron por claras lesiones falsas y que por lo tanto ahora se lo debe a la escuela.
Sen de kocaman bir el alıp, biz halledene kadar etrafta öylece bıraktığın için özür dile ve ağlamadan yap. Hayır!
Y tú, di que lo sientes por comprar una mano gigante y por dejarla por ahí hasta que tuvimos que encargarnos de ella, y dilo sin llorar.
İnsanlar, büyük firmalara satmadan önce etrafta neler konuşuluyor öğrenmek için buralara gönderiyorlar.
La gente busca comentarios para incrementar su popularidad antes de venderlos a las grandes compañías.
Belki onu etrafta biraz yürüyüşe çıkartırsak iştahı açılır.
Quizás si lo llevamos a caminar un poco podría recuperar el apetito.
Ben etrafta geziniyordum.
Yo estaba... por la zona.
Etrafta şerefsizlik yapıyorsun. Bir kadınla gönlünü eğlendirip sonra şerefsizliğini konuşturup diğerine atlamaya çalışıyorsun!
Te comportas mal ¡ te dedicas a una mujer y luego intentas encontrar la siguiente!
Yüzünü, köpeğin felçli ayağı farz et. Etrafta dolaşacaksın ve insanlar yaralı yüzünü görecek. Böylece hepsi senin için üzülmeye başlayacak.
Su cara es como los lisiados patitas del perrito, y sólo tienes que rodar alrededor en la acera por un tiempo para que todos se sientan lástima por ti.
Bir çocuğu büyütmek çok zormuş, özellikle babası da etrafta yokken.
Supongo que se necesita un pueblo para criar a un niño... especialmente cuando su padre no anda cerca.
Birkaç nesil önce oldukça etrafta dolanan oldukça enerjik bir Fonescu varmış demek.
Un par de generaciones atrás, algún acontecimientos viril Fonescu debió haber sucedido, ¿ no?
İnsanlar etrafta ona bakıp sırıtırken onun orada olmasını istemedim.
No quise que hiciera el ridículo. La gente estaba riendo.
Etrafta Aryanlar'ı görmüyorum, eğer onu kastediyorsan.
No veo putos arios, si eso es lo que quieres saber.
Bu yüzden öylece etrafta dolaşacağım, bir yerler göreceğim.
Dios, nuestra décima reunión, así que voy a ir a dar un paseo.
- O bir bakıma hep etrafta.
- Ella siempre anda por aquí.
Etrafta dolaşmaları güvenli değil.
No están a salvo andando por ahí.
Etrafta domuz görüyor musun?
¿ Ves algún cerdo por aquí?
Sadece meraktan soruyorum, etrafta hiç simyacı gördün mü?
Por curiosidad, ¿ has visto por aquí a algún alquimista?
Adamlarının etrafta olduğunu biliyordum.
Sabía que tenían a sus gorilas alrededor.
Etrafta durup boktan bir annelik yapıyorum.
Simplemente de pie siendo una mierda como madre.
Etrafta niye böyle sessizce gidiyorsun?
¡ ¿ Por qué te apareces por ahí así? !
Seni etrafta dolaştıran sonra da omuzlarını ovmak için duran adam.
Es un tipo que te lleva a todas partes, y luego se detiene para masajearte los hombros.
Etrafta koşup duran ve mektupların üzerine pisleyen bir düzine yavru köpeğim olduğunu hayal ediyorum.
Supongo que debo tener una docena de bastardos corretenado por ahí.
- Artık etrafta fazla gezinmiyorum diyelim.
Bueno, digamos que ya no me muevo mucho.
Böyle yapsaydık etrafta pek adam kalmazdı.
Si hiciéramos eso no quedarían muchos.
Çatıda dört vale ve garson görünümlü beş, etrafta alta yolun yakınlarında da alta seyyar ajansımız var.
Tenemos cuatro agentes en el tejado, cinco vestidos como del catering y aparcacoches, seis en el perímetro, y seis infiltrados con movilidad cubriendo las calles cercanas.
Bak, aptalca oynayabilirsin, etrafta dans da edebilirsin fakat ikimiz de durumun kötüye gittiğini biliyoruz.
Mira, puedes hacer lo que quieras pero sabemos que empeora.
Bu neden sürekli etrafta yüzüp...
Por eso no paraba de nadar repetitivamente en círculos
- Komşularından hiçbiri son birkaç gündür... etrafta şüpheli bir şey görmediklerini söylediler.
- Y ninguno de los vecinos ha notado que sucediera nada sospechoso en los últimos días.
- Sizi etrafta pek görmedim.
No la había visto por aquí.
Ama hala, bazen etrafta onu görürsem, kim olduğunu bile bilmiyorum.
Pero aún así, a veces, cuando la veía por el barrio, ni siquiera sabía quién era.
Etrafta kan izi yok.
Sin salpicaduras de sangre en el área.
Nefes alışını, etrafta dans edişini izlemeye bayılıyorum.
Me encanta verlo respirar, dar saltos, bailar.
- Onun etrafta olması güzel.
- Me alegro de tenerla por casa.
Bu sefer etrafta bizi rahatsız edebilecek kimse yok.
No hay nadie por aquí que vaya a interrumpirnos esta vez.
Fotoğraf çekinip etrafta dolandık.
Nos hicimos fotos, bromeamos al respecto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]