Etrafa bak Çeviri İspanyolca
1,150 parallel translation
Etrafa bakıp, "İşte şimdi biraz daha küçüldü." diye düşünüyorum.
Lo miro y pienso : "Ahora es un poco más pequeño".
Etrafa bak.
- Bien, ahora vete.
Etrafa bakın.
Revisen el lugar.
Çünkü, etrafa bakıyorum ve tek gördüğüm bu posterler, afişler, dergiler ve TV şovlarının hepsinde iri göğüslü kadınlar var.
Porque echo un vistazo alrededor y veo todos estos... posters, carteles, revistas y series de TV... con mujeres de pechos enormes.
Çellistin etrafa bakıp ta : " Kafam karıştı.
Yo no veo que la violonchelista diga :
Başka parçalar var mı diye etrafa bakın.
Revisen la zona para ver si hay más fragmentos.
Etrafa bakınacağım, ama bunun sana maliyeti olur.
Está bien. Te diré lo que haremos.
Ben Bay House'dan şüphelenmiştim etrafa bakıyordum, birden yerde bir el gördüm. ... ikizi yokmuş, kontrol ettik.
Yo sospechaba del Sr. House miro a mi alrededor y, de pronto, veo una mano en el suelo y no tiene gemela...
Şimdi git ve etrafa bak.
Ahora ve a vigilar.
- Rahatça etrafa bakınabilirsin.
- Puede echar un vistazo. - ¿ Alojamiento doble?
Öylece, oradaydım, hayatımın en çetin savaşında mücadele ediyordum, etrafa bakıyor, dost bir yüz görmeyi umut ediyordum, sadece arkadaşlarımı bulmak için...
Así que allí estaba, emprendiendo la batalla más dura de mi vida esperando encontrar una cara amiga para descubrir que mis compañeros...
Sen burada etrafa bak. Ben Sirah'ın odasını kontrol edeceğim.
Yo miraré en la habitación del Sirah.
Yalnızca etrafa bakıyorduk.
Sólo estamos echando un vistazo.
Burada pekçok insan yalnızca etrafa bakıyor.
Por aquí hay mucha gente echando un vistazo.
Ben üstüme daha rahat bir şeyler giyerken, sen de etrafa bakın.
Echa un vistazo mientras me pongo algo más cómodo.
Etrafa bak. Oda cesetlerle dolu.
Mire a su alrededor.
Etrafa bak.
- Estoy bien.
Etrafa bak. 10 dakika sonra barda buluşalım.
Hecha un vistazo. Nos vemos en la barra en 10 minutos.
Sadece etrafa bakıyorduk.
Solo estamos mirando.
Diğeriyse pencerenin kenarında etrafa bakıyor.
Y alguien que vigile desde la ventana.
Biraz etrafa bakındım.
La estufa estaba encendida.
etrafa bakıyorum...
Estaba a ver qué encontraba...
Etrafa bakıyorum, komutlar savuruyorum. Ne yaptığını ya da ne ol olduğunu bilmiyorum.
Estaba probando todas las funciones, sin saber lo que la máquina hace o no.
Tabii, ben etrafa bakıp hayaletlerden başka biri var mı diye bakarken sen de bir kafes bul.
- Sí. ¿ Por qué no le buscas una jaula? Mientras, iré a inspeccionar por acá y veré si hay algo, además de fantasmas.
İtki motorlarını çalıştırdığımda geminin ağırlık dağılımının tam olmadığını fark ettim sen en son atık çıkartmaya gittiğin zaman yük ambarına girip biraz etrafa bakındım.
El peso estaba descompensado cuando encendí los motores. Cuando te fuiste a la extracción de residuos, eché una mirada.
Gerçek bir işten söz ediyorsun. İçeri girip etrafa bakıyor ama ne alacağını iyi biliyor.
Pero esto es un trabajo serio, no una chapuza.
Etrafa bakın!
¿ Búscalas?
Hiç. Sadece etrafa bakıyorum.
- No espero nada, sólo miro.
Etrafa bak. Sanki yılbaşı.
Parece que ya estamos en Navidad.
- Etrafa bakınıyorsun ve bu sorun değil mi?
- Tu mirando por ahi no es gran cosa?
- Etrafa bakınmıyorum. Sadece birine baktım.
- Yo no miro por ahi, Solo miro.
Eminim sende arada bir etrafa bakınıyorsundur.
Vamos, Estoy seguro que lo haces al menos de vez en cuando.
- Sadece etrafa bakınıyordum.
- Estaba viendo la casa.
Sadece etrafa bakınıyordum.
Solo estaba revisando cosas, eso es todo.
Etrafa bakıyorsunuz ve binlerce yüz görüyorsunuz, korku, umut ve telaşla kıvranan.
Miras alrededor y ves miles de caras con expresiones de esperanza y preocupación
Ben değilim, ben değilim ben zemindeki bir delikten etrafa bakıyorum ve
Menos yo, menos yo Miro buscando un agujero en el suelo
Dışarı çıktığımda etrafa bakındım ama bana göre, Max'in dediği gibi Ay'ın karanlık tarafına düşmüşüm.
Desperte y eche una mirada. Para mi, era como si hubiera aterrizado en eI lado obscuro de Ia luna.
Etrafa bakınman.
Siempre husmeando.
O ufacık şeyi, ufacık yatağına yatırdığında. ... etrafa bakıp evin tam anlamıyla değiştiğini görüyorsun.
Pusimos a esa cosita pequeña en una cama tan pequeña, luego miras a tu alrededor y te das cuenta de que la casa entera cambió.
Etrafa bak, hala bulabilirsin.
Mira a tu alrededor. Tal vez suceda.
Ama etrafa bir bak, istediğini al.
Pero echa un vistazo, toma lo que quieras.
Etrafa bir bakıp onun için geri geleceğim.
Voy a echar un vistazo, después vuelvo por ella.
Bu okulda gördüğün şeylere benzemez, bunun için etrafa dikkatli bak.
Solo que hay mas arboles. Por lo menos la parte que vi.
Durmayın, etrafa bir bakın.
Vamos, echen una mirada alrededor.
- Mumlar nerede? - Etrafa bak, oralardalar.
¡ Deben estar por ahí!
- Bir saniye. etrafa bir bakın.
- Espera.
Etrafa bir bak.
Pero mire a su alrededor.
Etrafa bir bakınmam gerekecek.
Tendré que buscar.
Etrafa bir bak. Burası inanılmaz.
¡ Mira este lugar!
Lütfen etrafa dikkatlice bakın.
Por favor guarde un ojo.
Yani, bir bakın etrafa.
Miren.
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27