Fazlasını Çeviri İspanyolca
16,104 parallel translation
Buraya bayılıyorum ama bir avuç hastadan fazlasını görmeyi de özlüyorum.
Me encanta este lugar, Pero echo de menos ver algo más que a un puñado de pacientes.
Çok daha fazlasını başardı, Lar.
Ella es más que eso, Lar.
Paramın karşılığında belkiden fazlasını istiyorum, Moran.
Le pago para que me diga algo más que un tal vez.
Ne istediğini biliyorum, ama sana fazlasını sunabilirim.
Sé lo que quieres, pero yo te puedo dar algo mejor.
- Tamam, daha fazlasını istemiyorum.
- Basta, no quiero oír más.
- Daha fazlasını istemiyorum.
- Quiero ayudar.
Daha fazlasını hak ediyorsun.
Te mereces más.
Daha fazlasını istiyor musunuz?
¿ Quieren más?
Daha fazlasını istedim.
Y yo quería más.
O salak herifle öğrendiğimden daha fazlasını - bugün ondan öğrendim. - Gördün mü?
Hoy aprendí más con él que con el otro imbécil durante todo el otoño.
Daha da fazlasını veririm.
Te pagaré de más.
Ama eğer benimle yeniden çıkmak istiyorsan köpek satın alıp çiçek getirmekten çok fazlasını yapmak zorundasın.
Pero si quieres volver a salir conmigo, tendrás que hacer más que comprar un cachorro y llegar con flores.
Bundan daha fazlasını.
Estaba esperando más.
Endişe ettiğimden de fazlasını öldürmüş olmalısın.
También podrías matar al resto, por lo que a mí respecta.
Eğer Sara konusunda haklıysak, birkaç volttan daha fazlasını hak ediyor.
Si estamos en lo cierto con Sara, merece algo más que algunos voltios.
Fernando'nun senden bahsediş şekline bakınca, daha fazlasını ummuştum... daha fazlasını.
Tal y como Fernando habla de ti, yo esperaba a alguien un poco más... más.
Arkadaşlıktan fazlasını istediğini göster.
Muéstrale que quieres ser más que su amigo.
Daha fazlasını almak isterdim ama seni korkutmak istemedim.
Te habría comprado más, pero no quería asustarte.
Yakında daha fazlasını öğreneceğim, tamam mı?
Sabré más pronto, ¿ de acuerdo?
Peggy, senden çok daha fazlasını beklerdim. "Bunu, şunu ve onu" söyleyeceksin değil.
Peggy, esperaba mucho más de ti, no "me dirás esto y esto".
Mahkemenin bu yasaları geniş ölçekte gözden geçirmesini rica ederiz. Sadece suç olduğu için değil, bu noktada suçtan çok daha fazlasını temsil ettiği için.
Pedimos que tengan en cuenta la magnitud total de estas leyes y no solo el aspecto penal, porque la cuestión no es solo esa :
Daha fazlasını yapmak ister misin?
¿ Quieres hacer una más?
# Şu andan daha fazlasını yaşamanın geldi vakti #
♪ Es hora de empezar Seizin'mucho más que el día ♪
Oraya inip bunu sorgulamaya dönüştürmemden çok daha fazlasını sağlar. Tamam mı?
Eso será mejor que si voy yo y lo convierto en una inquisición.
Bundan fazlasını yap.
Haz más que eso.
Maalesef biz de sizden fazlasını bilmiyoruz.
Desafortunadamente, sabe lo mismo que sabemos nosotros.
Reese'in nerede olduğunu söylemezsen doğrultmaktan fazlasını yapacağım.
Si no me dices dónde está Reese, haré más que solo apuntar.
Dedektif Fusco bir suikastçiye engel oldu ama Samaritan daha fazlasını göndermeye devam edecektir.
El detective Fusco detuvo a un asesino, pero Samaritan enviará más.
Ben de sizden fazlasını bilmiyorum.
Sé tanto como usted.
Sen dünyadaki her şeyi hak ediyorsun. Hatta daha fazlasını.
Y te mereces todo en el mundo... y más.
İyi günler dilerim. Çocuk, bildiklerimden daha fazlasını unuttun.
Te olvidas más de lo que sé.
Doktor daha fazlasını yapacaktır.
Un doctor podrá ayudarlo.
Jackie'nin verdiği her neyse % 20 fazlasını veririm.
Mira, te daré lo que Jackie te pagaba y un 20 % más.
Bundan fazlasını yapıyorsun, Clark.
Haces más que eso, Clark.
Güven dediğin şey tek taraflı iyiliklerden fazlasını gerektirir biliyorsun değil mi?
La confianza es mucho más que favores unidireccionales.
Daha fazlasını isitiyorum, buna hepimizin ihtiyacı var.
Necesito algo más, necesitamos algo más.
Fazlasını anlat.
Cuéntame más.
Eğer buradan canlı çıkarsak tam bir ödeme... ve çektiğim sıkıntılar için fazlasını bekliyorum.
Si sobrevivimos a esto, deberías saber que espero el pago completo y un extra por los problemas.
Her zaman benden fazlasını biliyordun, hep daha tedbirliydin.
Y usted siempre supo más que yo, y siempre ocultó.
Para istemiyor musun? Daha fazlasını istiyorsun!
¿ Que no quieres el dinero?
Probate mahkemesine kanıtlaman için telefon numarandan daha fazlasına ihtiyacın var.
Necesitarás más que un número de teléfono para demostrar tu identidad a la corte de pruebas.
Daha fazlasını bilmek zorundayım
Debo saber más.
Kimi zaman yalnızca dışarıdaki dünyanın beni çağırdığını hissediyorum. "Daha fazlası var." diye fısıldıyor.
Es solo que hay veces que siento que el mundo de ahí fuera me está llamando... susurrándome "hay algo más".
Sen onun hak ettiğinden daha fazlasıyla olmasını istemiyorsun.
Ni él cree que deba estar con alguien así ni tampoco tú.
Becky... Hayal ettiğim her şey ve hak ettiğimden çok fazlasısın.
Becky, eres todo lo que siempre soñé y más de lo que merezco.
Bu binaların isimleri etiketten daha fazlası olacak.
Y entonces los nombres de estos edificios se vuelven más que solo identificadores.
Ve Kolbrun hiç durmadan daha fazlasını talep ediyor.
Y desde el gimnasio nos piden constantemente.
İdrak edemeyeceğin bir çarkın dişlisine takılmış çakıl taşından fazlası değilsin.
Solo eres un engranaje en una rueda que no puedes siquiera comprender.
Sisteminizin verilen emirlerden fazlasını yaptığına dair.
Que su sistema ha excedido sus órdenes.
Bunların 200.000'den fazlası aile üyeleri tarafından kaçırılmış.
De esos, más de 200.000 son secuestrados por familiares.
Yeteneklerinizin bu amaç için bize fazlasıyla yardımcı olacağını umuyoruz.
Y esperamos que sus habilidades nos ayuden a lograrlo.