Gelme Çeviri İspanyolca
6,036 parallel translation
Zo'e 16. yüzyılda ki Cizvitler'in yazmalarını temsil eder. Çenelerinin altına bir çeşit boru takan Amazon'dan gelme insanlar.
Teníamos representaciones de los Zo'é en escrituras del siglo XVI de jesuitas que venían del Amazonas e informaban sobre unas gentes que llevaban una especie de tubo en el labio inferior.
Seçimler. Bazen birini hayatınızdan çıkarmak için zor seçimler yapmanız gerekir. Eğer yapmazsanız yeni ve muhteşem birinin hayatınıza gelme ihtimali yok olur.
Elecciones... a veces tienes que hacer una elección difícil, y sacar a alguien de tu vida, sino no estarás nunca preparada para dejar entrar a otra espléndida persona.
Evet, ama hemen gaza gelme.
Sí, bueno, no te pongas gallito.
Etnik kıyafetler giyip gelme!
¡ No vayas a ir con ropa étnica!
Ona gelme demiştim, anne. - Neden burada olduğunu bilmiyorum.
Yo le dije que no viniera, mamá no sé por qué vino.
Bu adamı yensen iyi olur yoksa bir daha salona gelme.
Será mejor que ganes a este tío, o no vuelvas a mi gimnasio.
Oyuna gelme diyorum sadece.
- Digo que tengas mucho cuidado.
Tommy, buraya gelme konusunda pek emin değildim...
Tommy, no estaba muy segura de venir esta noche...
Madem seni bu kadar rahatsız ediyor, o hâlde düğüne gelme.
Si... si de verdad te hace sentir tan incómodo, entonces... No vengas a la boda.
Hemen odana çık, ve sakın gelme!
¡ Vete a tu habitación y quédate ahí!
Sakın bir daha buraya gelme, piç kurusu!
Oye! Mejor vete y no vuelvas!
Sakın geri gelme.
Adiós. No regrese.
Sakın geri gelme.
No regrese.
Artık dünyaya gelme vaktin geldi.
Es hora de que salgas al mundo.
Öncelikle, bu işe olan katkını görmezden gelme.
Primero, no se quite mérito a sí misma.
Bir daha böyle düşük. bir puan alırsan, eve gelme!
¡ No vengas a casa si obtienes estas calificaciones!
Hayır. Sakın odama gelme.
No entres a mi habitación.
Lütfen beni aramaya gelme.
Y por favor no vayas a buscarme.
Lütfen beni aramaya gelme.
Y no vayas a buscarme.
Bence sen gelme.
Así no tendrás por qué ir.
- Bir uzay gemisi, 12 değil de 29. yüzyıldan gelme gibi!
- Una nave espacial. ¡ Más del siglo 19 que del 12!
- Daryl, gelme.
- Daryl, no.
Yan ailenin kanından gelme Toneri Tenseigan'ın gücünü kullanarak ayı dünyaya düşürme gayretinde.
Toneri, descendiente de esta rama familiar, procura hacer que la luna caiga sobre la tierra usando el poder del Tenseigan.
Ama sana gelme sebebim bu değil.
Pero no es por lo que he acudido a vos.
Yakalanmış atlarla gelme.
No vuelvas con caballos capturados.
İster gel ister gelme, sen bilirsin.
Aparecer o no... es tu elección.
Ümitlenmek Randy için kötü bir şey, o yüzden buraya cihaz tamiratı için gelmeyeceksen bir daha sakın gelme.
Tener esperanza es malo para Randy, así que no vuelvas por aquí a no ser que vuelvas del todo.
Artık buraya gelme.
Ya no vengas aquí.
- "Gelme, seni sevmiyorum."
"No entren, no me gustan".
Üstüme gelme dostum, orada neredeyse son nefesimi veriyordum.
Dame un respiro, amigo, casi la palmo ahí dentro.
Yakınıma gelme sakın.
No te acerques a mí.
- Benim gelme sebebim o değil.
Claro, pero no he venido por eso.
Bence içerde o grupla birlikte takıl, hiç gelme buraya.
Puedes encerrarte ahí, con todos, puedes.
Lütfen beni aramaya gelme.
Y, por favor, no vayas a buscarme.
Buraya gelme sebebin...
Así que... está aquí por...
Aslında buraya gelme amacım Sana uygun bir şeyim olduğu için.
En realidad, he venido porque creo que tengo algo para ti.
Dönüp dolaşıp aynı yere gelme oyunu mu oynuyorsun?
¿ A qué está jugando? ¿ Correr en círculos?
Buraya gelme demiştim, müziğinle insanları rahatsız ediyorsun!
¡ No vengas por aquí de nuevo, deja de molestar a la gente!
Böyle gizemli gelme üstüme, tamam mı?
No te me pongas místico, ¿ vale?
Ayrıca ekranda gördüğünüz Kilimanjaro dağından gelme mavi ve mor Tanzanite.
También tenemos expuesta nuestra tanzanita azul y púrpura del Monte Kilimanjaro.
Venezuela'ya gelme nedeniniz nedir, Bayan Quinn?
¿ Qué le trajo a Venezuela, Srta. Quinn?
Benimle gel ya da gelme sana kalmış ama Borz'u yanıma alıyorum.
Ven conmigo o no,, pero estoy tomando Borz conmigo.
Caracas'a gelme nedeniniz ne?
¿ Cuál es su propósito aquí en Caracas?
Hayır, hayır. Eve gelme ihtimaline karşın benim orada olmam gerekiyor.
No, no, debería estar allí, por si acaso ella vuelve a casa.
Bak, bir daha toplantıya gelme dediğimde toplantıya gelme.
Escucha, la próxima vez que diga "no vengas a una reunión", no vengas a una reunión.
Hadi. Kaybolabilirsin. Şu yalnız TARDIS'ine atla, bir daha da geri gelme!
A tu solitaria y maldita Tardis y no regreses.
Nehir kıyısına gelme nedenini de anlayabiliyordum sanırım.
Y tal vez entendiera por qué vino al río.
Bak, burada durup tüm gün geçmiş hakkında tartışabiliriz ama Avatar'ın buraya gelme sebebi bu değil.
Podemos quedarnos discutiendo el pasado pero esa no es la razón por la que la Avatar vino aquí.
Bir daha da geri gelme.
¡ Y no regreses!
Eve gelme olasılığına karşı Linda Lanier'ın evinde bekleyen bir SIS ekibim var.
Tengo a un equipo encubierto de investigaciones especiales esperando frente a la residencia de Linda Lanier, por si va a casa.
Geri gelme isteği hiç olmamıştı?
Nunca sintió la tentación de volver?
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmem 23
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmem 23