Gelmeyecek Çeviri İspanyolca
4,480 parallel translation
O kız bir daha bu eve gelmeyecek.
Esa chica ya no es bienvenida en esta casa.
Dong Gu bir daha gelmeyecek mi?
¿ Por qué es qué Dong Gu no ha vuelto?
David gelmeyecek.
David no vendrá.
Hiç sonu gelmeyecek, değil mi?
Nunca se acaba, ¿ cierto?
- Gelmeyecek. - Gelecek.
No va a venir.
Bu ışıkçı damat olursa ailen düğüne gelmeyecek.
Tu familia no vendrá, si el novio es pobre.
Ben de istemiyorum ama geri gelmeyecek.
Dios sabe que yo tampoco, pero... No va a volver.
Geri gelmeyecek.
No va a volver.
Bir daha ayağına gelmeyecek bir teklif.
Es la oportunidad de tu vida.
Bir noktadan sonra senin hakkında çıkacak kararlarda onun elinden bir şey gelmeyecek.
Después de cierto punto, lo que te suceda estará fuera de sus manos.
Söz veriyorum, kimseye zarar gelmeyecek.
Tienes mi palabra, nadie saldrá herido.
- Sen çekil! Seninle gelmeyecek.
No se va a ir contigo.
Kimsenin aklına buraya bakmak gelmeyecek.
Estarán drenando por semanas. Nadie vendrá a molestar aquí.
John Carter'a biraz yüklenebilirler ama kimseye zarar gelmeyecek.
Se darán de bruces con John Carter, pero nadie saldrá herido.
- Hesap asla gelmeyecek.
- La cuenta nunca llegará.
- Bu doğru ve iş o seviyeye gelmeyecek.
- Es correcto, y no pasará.
Otobüs gelmeyecek çünkü yakıt alamıyor!
¡ El autobús no va a venir, porque el autobús no tiene gasolina!
Düğüne ve prova yemeğine gelmeyecek olmana üzüldüm.
Siento que no vengas a la boda o a la cena de ensayo.
Sizinle gelirsem başıma bir iş gelmeyecek, değil mi?
Si voy con usted, ¿ no me sucederá nada malo?
Benim başıma öyle birşey gelmeyecek.
Pero no me va a pasar a mí.
Bunun hiç sonu gelmeyecek mi yahu?
¡ ¿ Dónde termina esto? ! Esto..
- Ne için? Jakob'un annesi. Bu akşam gelmeyecek miydi?
Con tu suegra. ¿ No se supone que viene?
- Ne için? Jacob'un annesi. Bu akşam gelmeyecek miydi?
Con tu suegra. ¿ No se supone que viene?
Benim ailem gelmeyecek.
Mis padres no vendrán.
Bebek beş ay önceden gelmeyecek. Ne kadar kalmayı planlıyorsun?
El bebé no llega hasta dentro de cinco meses. ¿ Cuánto planeas quedarte?
- Kamyon gelmeyecek.
- No va a venir.
Sana, bu kulağa hoş gelmeyecek ama...
Sana, no me refiero a este sonar frío, pero...
- Bu gece gelmeyecek.
Esta noche no, no.
Hiç aklına gelmeyecek bir şey yapacağım. Babamla kısa dürüstçe bir konuşma yapacağım.
Voy a tener una corta, sincera conversación con mi padre.
Kimseye zarar gelmeyecek.
Nadie resultaría herido.
Kimseye zarar gelmeyecek.
Nadie resultará herido.
Kılına zarar gelmeyecek.
No lo dejes solo.
Durdurabilirsek de gelmeyecek.
No si lo impedimos.
Annen düğününe gelmeyecek mi?
¿ Tu mamá no vendrá a tu boda?
Ailesinden kimse gelmeyecek mi?
¿ Y entonces nadie de su familia viene?
Şu bil diye söylüyorum, Ultra her kendini gösterdiğinde, seni öpmek alışkanlık haline gelmeyecek.
Para que lo sepas, no voy a hacer un hábito de... besarte cada vez que Ultra aparezca.
Baban ve Rusty gelmeyecek.
Tu papá y Rusty no van a venir.
Gelmeyecek.
No lo hará.
Ve birdaha geri gelmeyecek.
Y no va a volver.
- Hayır, gelmeyecek.
- No, no lo hará.
Bonnie geri gelmeyecek, üzgünüm.
Cancela el plan, Jeremy. Bonnie no esta regresando. Lo siento.
Cumartesi 11.00 Düğüne 31 saat kala Annenin düğüne gelmeyecek olmasına inanamıyorum.
No puedo creer que tu mamá no vendrá a la boda.
Senin bildiğin hayat bir daha geri gelmeyecek.
La vida que conociste nunca regresará.
- Yanıma gelmeyecek.
No se acercará a mí.
Gelmeyecek.
Eso es que no va a venir.
Anladık, gelmeyecek.
Vale, no va a venir.
Başımıza bir iş gelmeyecek, değil mi Ne yaptıklarını biliyorlar mı?
Vamos a estar bien, ¿ verdad?
Geri gelmeyecek o.
Ella no va a volver.
- Dixie iş o noktaya gelmeyecek.
Dixie, eso no va a pasar.
İkinize de bir zarar gelmeyecek.
Te doy mi palabra.
Gelmeyecek.
No va a venir.
gelmeyecek misin 17
gelmeyecekler 18
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelmedi mi 34
gelme 75
gelmeyecekler 18
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelmedi mi 34
gelme 75