English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Gelmiyor

Gelmiyor Çeviri İspanyolca

15,070 parallel translation
Hiçbir şey gelmiyor.
No, nada.
Aklıma pek bir şey gelmiyor.
En realidad no se me ocurre nada.
Bak, Gamby. Şurada ciddi bir iş yapıyoruz. Ama bu eğlenceli olmayacağı anlamına da gelmiyor.
Escucha, Gamby lo que hacemos es muy serio pero también puede ser divertido.
Evet, işlerim vardı ama bu yemek yemeyeceğim anlamına gelmiyor.
Tengo trabajo, pero también quiero comer.
- Kulağa sağlıklı gelmiyor.
- No parece muy sano.
- Andrew bizimle gelmiyor mu?
¿ Andrew no viene con nosotros?
- Sen gelmiyor musun?
¿ No vienes?
Bu mantıklı gelmiyor.
Esto no se siente bien.
- Çünkü hiç mantıklı gelmiyor.
Porque no tiene sentido.
Hiç mantıklı gelmiyor bu.
Esto no tiene sentido.
Sana da sacma gelmiyor mu?
¿ A ti no te suena loco?
Oğlum, fena benzetilmiş olmaları bu işleri bıraktıkları anlamına gelmiyor ki!
Sólo porque les hayan pateado el culo no significa que ya no manden.
Evet, gelen insanlara evde bakıyor, o da çok az, artık çok fazla kişi de gelmiyor.
Sí, ve a la gente en casa, pero limitado, sabes, ya no tanto como antes
Neden gelmiyor?
¿ Por qué no viene?
Neden gelmiyor o hâlde?
Entonces, ¿ por qué no viene?
İstediği buysa, neden eve gelmiyor?
Si eso es lo que desea, ¿ por qué no puede venir a la casa?
Yalnızlık pek iyi gelmiyor.
Estar solo... no es agradable.
Çeklerim artık gelmiyor bebeğim.
Bueno, ya no van a llegar más cheques, cielo.
Burası sana iyi gelmiyor.
Este lugar no te hace bien.
Senin bununla hayatını mahvetmiş olman, benim de mahvedeceğim anlamına gelmiyor.
Solo porque desperdiciaste tu vida en esto no significa que yo tenga que hacerlo.
DeMarcus. Neden bunun adı aklıma gelmiyor bugün?
DeMarcus. ¿ Por qué hoy no recuerdo su nombre?
Kahretsin. 2 dakika yalnız bırakmaya gelmiyor.
¡ Mierda! Solo me fui por dos minutos.
Bırakılıyorum gibi gelmiyor.
Esto no parece una liberación.
- Sen gelmiyor musun?
¿ Tú no?
Kulağa harika gelmiyor.
Eso no suena bien.
Kulağa hoş gelmiyor.
Suena horrible.
Ağabeyinin meclisten önce ortadan kaybolması sana da tuhaf gelmiyor mu?
¿ No es conveniente que vuestro hermano desaparezca la víspera de la reunión?
Daha önce tanıştığımıza eminim, ama isminiz bir türlü aklıma gelmiyor.
Seguro nos presentaron, pero no recuerdo su nombre.
Hiç mantıklı gelmiyor.
No tiene sentido.
- Belirli bir yerden gelmiyor mu?
¿ De ningún lugar en particular?
Artık pek haber gelmiyor.
A estas alturas, los informes tardarán en llegar.
Neden benimle göz göze gelmiyor?
¿ Por qué evita mirarme?
- Bu senin Tenderloin'den Rahibe Dominic'e dönüştüğün anlamına gelmiyor mu?
No hace falta que seas Sor Sólomillo.
İnsanlar buraya bira içmeye gelmiyor dallama.
La gente no viene aquí por la cerveza, puto gilipollas.
Doğru gelmiyor.
Algo no cuadra.
Her şey biraz şüpheli gelmiyor mu? Sen ne dersin?
Es que no cuadra, ¿ no crees?
Kulağa bir çete üyesinin işi gibi gelmiyor.
Nada dice pandillero como de metal mixto.
Aklıma başka bir teori gelmiyor.
No veo otra posibilidad.
Çünkü hâlâ Danny konusunda ağzını bıçak açmıyor ve bu bana hiç sağlıklı gelmiyor.
Porque sigues sin hablar de Danny. Y eso no me parece saludable.
Sesin iyi gelmiyor.
Tienes la voz triste.
sebepsiz yere kasten insan öldürebileceğin anlamına gelmiyor.
Escoltarme no es motivo para que pueda matar deliberadamente.
bana eşlik etmek için, küçük bir kızı öldürebileceğin anlamına gelmiyor
Con el fin de escoltarme ni siquiera perdona a una niña.
Gelmiyor, değil mi?
No vendrá, ¿ verdad?
Cidden size garip gelmiyor mu bu durum?
- Evidentemente. Chicos, ¿ no creéis que es un poco sospechoso?
- Sana da garip gelmiyor mu?
- ¿ No piensas que eso es raro?
Napoleon hiç iş kaçırır gibi gelmiyor.
Es raro que Napoleon falte a un trabajo.
Albüm satışları radyodan gelmiyor.
La radio no vende álbumes de disco.
- Ayine gelmiyor musun?
- ¿ No vienes a misa?
- Gelmiyor musun?
- ¿ No vienes?
Hiç mantıklı gelmiyor, öyle değil mi? Hiç mantıklı değil.
No tiene ningún sentido.
- Gelmiyor.
- Ella no vendrá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]