English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Gidiyorum

Gidiyorum Çeviri İspanyolca

38,570 parallel translation
Hızlıca bir uğrayıp gidiyorum sadece.
Es una visita relámpago.
Annemle terapiye gidiyorum!
¡ Voy a ir a terapia con mi madre!
Sen gidiyorsan ben de gidiyorum.
- Si vas tú, voy yo. - Sí...
Yarın, Chilton'a gidiyorum.
Voy a Chilton mañana.
"Aman ya, gidiyorum ben" diyecek, toplanıp gidecek.
"Qué demonios, me largo".
O zaman gidiyorum ben.
Entonces, me marcho.
- Daha iyiye gidiyorum.
- Estoy mejorando.
Ben gidiyorum.
Me marcho.
İlaç getirmeye gidiyorum.
Ya regreso con los medicamentos.
Kendisiyle ve karısıyla bayağı yakınız o yüzden her gün kadını kontrole gidiyorum.
Estoy muy unida a él y a su esposa, así que, todos los días voy a verla.
- Ben kiliseye Pazar akşamları gidiyorum.
- Voy a la iglesia los domingos por la noche.
- Eve gidiyorum.
Me voy a casa.
Ben şimdi gidiyorum. Sen de hangi ağaçlardan istediğini söyle ben ne ihtiyacın varsa alırım. Tamam mı?
Tengo que irme, pero empieza a pensar qué tipo de árboles frutales quieres, iré a comprarlos y cualquier otra cosa que necesites, ¿ vale?
Eve gidiyorum zaten.
Voy a volver a casa.
Ben gidiyorum.
Bueno, me voy.
Şimdi gidiyorum, gününü tuhaf bir hâle sokmayacağım.
Va, yo no voy a hacer de esto una mañana difícil.
- Ben yatmaya gidiyorum.
- Me voy a la cama.
Hey Earl, ben gidiyorum.
Oye, Earl, me voy.
İşe gidiyorum.
Oye. Voy a la cabeza en el trabajo.
İşe gidiyorum.
Voy a ir a trabajar.
Sen baştan başlıyorsun, bense eve gidiyorum.
Tú vas a volver a empezar, y yo me voy a casa.
Lola'yı serbest bırakmak için gidiyorum.
Me voy a liberar a Lola.
Yatağa gidiyorum, ve bir kaç dakika içerisinde yanıma gelmezsen...
Bueno, yo me voy a la cama y a menos que vengas en los próximos minutos...
Kahve almaya gidiyorum.
Iré a buscar una taza de café.
Ben eve gidiyorum.
Yo iré a casa.
Ben eve gidiyorum.
Vuelvo a casa.
Ben doğuya gidiyorum.
Me dirijo al este.
Kanser hastamı taburcu etmeye gidiyorum.
Estoy a ir de alta a un paciente de cáncer.
Biraz kelebek izlemeye gidiyorum kozalarını ortaya çıkar.
Voy a ver como las mariposas salen del capullo.
- Eve gidiyorum dostum.
Sí, me voy a casa, amigo.
Pekâlâ, ben gidiyorum.
Bien, me marcho.
Yatmaya gidiyorum ben.
Bien... me voy a la cama.
"Tıp okuluna teşekkür ederim, ancak ben ev arkadaşımla beraber... suçla savaşmaya gidiyorum."
"Gracias por la escuela de medicina, pero yo voy a luchar contra el crimen con mi compañero de piso".
Burada seninle bir dakika daha geçirmektense, şansımı denemeye gidiyorum.
Prefiero correr el riesgo de mi propia que pasar un minuto de estar aquí con ustedes.
Onu getirmeye gidiyorum.
Voy a recuperarla.
Ben kuzeye, James Kalesi'ne gidiyorum.
Voy al norte a Fuerte James.
Peşinden gidiyorum.
Voy a ir tras él.
Şu an havaalanına doğru gidiyorum.
Voy de camino al aeropuerto.
- Bir düğüne gidiyorum.
Voy a una boda.
Neyse ben "Port Mary'deki Huzur Denizi Etkinliği'ne gidiyorum." "İşte bu yüzden Teğmen Duster gibi giyindim." dedim.
Y le dije : "Voy a una convención en Port Mary, por eso voy vestida de teniente Duster".
- Sence nereye gidiyorum?
- ¿ Dónde crees que voy?
- Eve gidiyorum Louis.
- Me voy a casa, Louis.
- Evet, gidiyorum.
- Sí, soy yo.
Ben revire gidiyorum.
Voy a la enfermería.
Çok büyük sürpriz oldu ve daha önce söylemedim çünkü doktor düşük yapma ihtimalim olduğunu söylemişti. Ama görünüşe göre gayet iyi gidiyorum.
Fue una gran sorpresa y no lo mencioné antes porque el médico dijo que aún cabía la posibilidad de que pudiese abortar, pero ahora parece que me encuentro muy bien, así que...
Hayır ama kız arkadaşım var, Austin'de yaşıyor ve yaptığım işi seviyor. Çünkü bu sayede istediğim zaman uçağa atlayıp onu görmeye gidiyorum.
No, pero tengo una novia que vive en Austin y le gusta lo que hago porque significa que puedo volar a verla siempre que quiera.
- Neyse ne, ben gidiyorum.
- de todas maneras, me voy.
Komiser, yeraltında bir garaja gidiyorum.
Teniente, voy a entrar a un garaje subterráneo.
- Bir ileri bir geri, bir ileri bir geri gidiyorum. Kendimi yazmayı hiçbir zaman istemedim.
Nunca he querido escribir sobre mí.
Gidiyorum!
¡ Yo iré!
- O yüzden ben yatmaya gidiyorum. - Bekle.
- Así que me voy a la cama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]