English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Hava

Hava Çeviri İspanyolca

36,090 parallel translation
O gemiyi havada tutacak kadar güçlü bir hava akıntısı yaratamazsın.
No podrás crear suficiente empuje para mantener ese petrolero en el aire. No, no.
- Az önce New York'u hava uçurdular. - 2.
Vaya, alguien acaba de volar Nueva York.
Benim bölgemde her geçit, her köprü her rıhtım, her hava limanı işaretlidir.
En casa, cada calle, cada puente, cada muelle, cada aeropuerto ha sido resguardado.
Abuddin Hava Kuvvetleri erkek kardeşlerimizi, kız kardeşlerimizi, oğullarımızı ve kızlarımızı öldürdü.
Los ataques aéreos de Abuddin han matado a nuestros hermanos, a nuestras hermanas, a nuestros hijos e hijas.
Hava almalıyım.
Solo necesito un poco de aire.
Hope Springs'de hava her zaman açıktır.
Siempre está soleado en Hope Springs.
Böyle bir hava bekleniyor muydu?
¿ Esperamos tiempo así?
Hayır tüm gece hava açık bekleniyor.
No, se supone que iba a estar despejado toda la noche.
Bu saatte garip hava olayları ile ilgili haberimizi veriyoruz.
Tenemos noticias de última hora... sobre el más reciente e insólito cambio de tiempo.
Git hava al, Frankie!
¡ Ve a caminar, Frankie!
Ve daha sonra 2 Eylül 2008 tarihinde saat 19.25'te hava karanlıktı.
Y el 2 de septiembre de 2008 oscureció a las 7 : 25 pm.
ABD Hava Kuvvetleri'nden mail geldi.
Oye, acabo de recibir un e-mail de la Fuerza Aérea de los Estados Unidos.
Hava Kuvvetleri'nin sitesindeyim. Sana mail atan bölüm yatırımlardan sorumlu.
De acuerdo, mira, estoy en la página web de la Fuerza Aérea, y el departamento que te envió el e-mail está a cargo de adquisiciones.
Hava Kuvvetleri'nden bahsediyoruz.
Es la Fuerza Aérea.
Biraz hava almaya ihtiyacı var gibi.
Parece que le vendría bien algo de aire.
- Ciddiyim. Onların altında hava oldukça soğuktu.
En serio... hacía más fresco debajo de ellas.
Garajda sanki orada kalmak istedin gibi bir hava sezdim sanki.
Pensé que recogí en un ambiente en el garaje que a lo mejor querías para permanecer allí,
- Aslında, herkese ukalalık ederiz. Dünyanın süper gücü hava kuvvetlerini kontrol edemiyor bense bu adam ve donunda dev bir bebek olandan küstahlık mı görüyorum?
En realidad, estamos inteligente con todo el mundo, superpotencia del mundo no puede controlar su aviación,
Ne biliyorsan anlat. Öncelikle, hava hızım kendi kendine arttı.
En primer lugar, mi velocidad aumentado de forma independiente,
Tabii hava durumunun ahmakıslatan bakırlı, gümüş ihtimali vermesi dışında.
Excepto el pronóstico sólo llama para tener la oportunidad de la plata con una luz chorrito de cobre,
Çünkü hava ve su gibi yabancı elementler demirle tepkimeye girer.
Debido a elementos extraños como el aire y el agua reaccionar con el hierro,
- Sadece koca bir balık sürüsünün oluşturduğu bir hava cebi.
Eso es sólo una bolsa de aire creado por una escuela masiva de peces,
Hava cebinin oksijen ya da başka bir şeyle oluşup oluşmadığına bağlı.
Uh, que depende de si el aire está hecho de oxígeno o algo mas,
Hava sıcaklığı 15 derece.
El clima es templado a 15 grados.
O gemiyi havada tutacak kadar güçlü bir hava akıntısı yaratamazsın.
No crearás suficiente corriente ascendente para mantener el barco petrolero elevado.
Doğruyla yanlışı ayırt etme yeteneği hava durumu kadar değişken olan ve dostluğun adaletten önemli olduğunu düşünen biriyle birlikte çalışmak istemiyorum.
Yo categóricamente me niego a trabajar con alguien cuyo sentido del bien y el mal es tan cambiante como el clima, alguien que cree que la amistad es más importante que la justicia.
Gidip biraz hava alacağım.
Saldré a tomar algo de aire.
Evet, iyiyim, sanırım biraz hava almaya ihtiyacım var.
No. Estoy bien. Tal vez... solo necesite algo de aire.
Kandahar'da 105. Hava Kuvvetleri.
En la 105va división aérea en las afueras de Kandahar.
Evet, onun sevgilimin bana hava atma konuşması olmasını umuyordum.
Sí. Esperaba que fuese solo mi novio dándose tono.
Saat şimdi 9 ve hava durumu ve bölgedeki trafik ile ilgili güncelleme alma zamanı.
Son las 9 : 10 y es momento de ponernos al día con el tiempo y el tráfico de la zona.
Epey hava temizleyici gerekmiştir.
Debe haber sido una gran cantidad de ambientador.
Hava akımını kolaylaştırmak amacıyla kütükleri konik biçimde dizerim.
Apilaré los troncos cónicamente para facilitar el flujo de aire.
Sabah motoru çalıştırıp ısıtıcıyı açtığım zaman soğuk hava geliyor.
- Cuando arranco. por la mañana el coche y enciendo la calefacción, sale aire frío.
Bu yüzden, bu gece muhtemelen sıradaki barınağımıza ulaşabiliriz diye düşünüyorum. Ama ulaşamazsak, bence hava ısınana kadar biraz burada kalabiliriz.
Calculo que podremos llegar al próximo albergue esta noche, pero si no, podríamos quedarnos aquí hasta que caliente un poco.
Hava buz gibi.
Hace mucho frío.
O noktada bir hava gemisi filosu var.
Hay una flota de naves en ese lugar.
Hava sıcak.
Hace calor.
North Island Deniz Hava Üssü, Nathan James operasyon personelinin 07.00'de varması beklenmedir.
Base aérea North Island, Nathan James... Esperen una llegada a las 0700 de nuestro personal de operaciones.
Hava, 86086 izini kuşlarla yok edin!
¡ Aire, eliminar objetivo 86086 con pájaros!
Radar herhangi bir hava aracı tespit edemedi.
El radar no detecta ningún avión.
İnsansız hava aracını kimin çalıştırdığını bilmek istiyorum.
Quiero saber quién está operando ese dron.
Tekrar ediyorum, insansız hava aracı Beyaz Saray kaynaklı.
Lo repito otra vez, el ataque con el dron se ha originado en la Casa Blanca.
Sanki içeri girdiğimde hava değişiyormuş gibi.
El aire cambia cuando entras.
- Multifokal PVC. - Hava embolisi.
- Multifocales de PVC.
Riggs, ventrikül boyunca iğne aspirasyonu uygulaman gerek. Yoksa hava embolisi yüzünden inme inecek.
Riggs, va a necesitar una aguja de aspiración a través del ventrículo antes de que tenga una embolia pulmonar y se colapse.
T.E.E'de hava yok.
No hay aire en el ecocardiograma transesofágico.
Taramalarda hava embolisine rastlarsan hemen haber ver.
Si, avísame si los escáneres postoperatorios muestran alguna evidencia de embolia aérea.
Bunu nasıl yapabiliriz? İnsansız Hava Araçlarımız havadan karayı vuracak füzelerle dolu.
¿ Cómo lo hacemos?
Hava soğuk.
Hace frío.
Füze bir insansız hava aracından ateşlendi.
Fue lanzado desde un dron.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]