Hayatımda Çeviri İspanyolca
11,082 parallel translation
Hayatımda bir kez olsun, sadece gerçeği öğrenmek istiyorum.
Por una vez en mi vida, quiero la verdad.
Çünkü ben küçükken hayatımda,... tıpkı Marian'ın seni bildiği gibi beni bilen biri vardı.
Porque cuando era un niño, tuve a alguien en mi vida que me conocía tal y como tu Marian te conoce a ti.
Hayatımda aşkla ilgili fazla şey bilmedim, ama...
Bueno... No he conocido mucho amor en mi vida, pero... sí sé
Hayatımda ilk kez
Por un instante en mi vida
Bana menajerlik yapmak için emniyetteki polislik görevinden ayrıldı ve hayatımda ilk kez, tek başıma olmadığımı hissettim.
Dejó su carrera policial, aunque ya era sargento, para representarme. Por primera vez, supe lo que era no andar avanzando a los tropezones.
Hayatımda bir tek şeyden eminim Emily...
solo sé una cosa en esta vida Emily...
- Hayatımda yeteri kadar beni yarı yolda bırakan otorite olduğu için onlara güvenilmeyeceğini biliyorum.
Quiero decir que me han fastidiado suficientes autoridades en mi vida como para saber que no debo empezar a confiar en ellos ahora.
Bu hayatımda birçok farklı isimle anıldım.
He tenido muchos nombres en esta vida.
Etrafımdaki insanları, kendimi, ve hayatımda olan herkesi gururlandırdığımı düşünmeyi yeğlerim.
Me gustaría pensar que la gente que nos rodea, Que había hecho que se sientan orgullosos, me hice orgulloso, y todos los demás que estuvo involucrado con mi vida, orgulloso.
Sana yemin ederim hayatımda gördüğüm en karmaşık yüze sahipsin.
Te juro que tienes la cara más caótica que haya visto.
Şimdi senin yüzünden hayatımda neler hissettiğimi anlıyorsun!
¡ Ahora sabes cómo me he sentido toda mi vida gracias a ti!
Tamam, dürüstçe söyleyeyim ki hayatımda hiç böyle bir düşüncem olmadı.
Bueno, honestamente puedo decir que nunca se me había pasado eso por la cabeza.
Ben hayatımda kimseyi incitmedim.
Nunca he hecho daño a nadie en mi vida.
Şu an hayatımda hiç yapmadığım kadar saçmalıyorum.
Soy más optimista que nunca.
Aramızda bir çekim var, belli ama önemli biri var hayatımda ve aramızın bozulmasını istemiyorum.
Obviamente, tenemos química, pero... tengo a alguien en mi vida... alguien importante... y no quiero estropearlo.
- Hayatımda fotoğraf bile çekilmedim.
Ni siquiera he salido en ninguna foto.
Az önce hayatımda yaptığım en büyük iki hatayı söyledin.
Acabas de mencionar dos de los mayores errores que he cometido.
Oğlunu sevme şeklin, hayatımda gördüğüm en güzel şeylerden biri.
La manera en la que amas a tu hijo es una de las cosas más bonitas que he visto en mi vida.
Ben hayatımda bir boşluk istemiyorum.
"No quiero un hueco en mi vida".
Benim de hayatımda kendi Batman'im vardı.
Yo tuve un Batman en mi vida.
Hayatımda iki kişiyi sevdim ben.
Amé a dos personas en mi vida.
Hayatımda çok büyük hatalar yaptım.
He cometido muchos errores en mi vida.
Hayatımda hiç senin gibi birini tanımadım.
Nunca he conocido a alguien como tú en mi vida.
Hayatımda gördüğüm en mükemmel şeysin.
Eres la cosa más perfecta que he visto en mi vida.
Hayatımda hiç bu kadar korkmamıştım.
Nunca había estado tan asustada en mi vida.
Bak, hayatımda... hayatımda başka bir kadın var ve seninle yapmak üzere olduğumuz şey, zaten karışık olan bir durumu daha da karışık hale getirebilir.
Escucha, hay otra mujer..... y lo que tú y yo vamos a hacer, podría complicar una situación que ya es complicada.
Hayatımda artık sürprizler istemiyorum.
No quiero ninguna sorpresa más en mi vida.
Hayatımda yaşadığım en tuhaf ön sevişme bu olmalı. Sevişmek mi?
Este es el juego previo más raro de la historia.
Kendi hayatımda çok iyi şeyler olmaya başladı ve sanırım çok uzun zamana kalmadan birkaç küçük Castle burayı yerle bir edecek ve bence ikiniz kendinize ait bir evi hak ediyorsunuz.
Empieza a irme muy bien, y supongo que, dentro de poco, habrá unos cuantos pequeños Castle, creando el caos por aquí, y... y creo que vosotros dos merecéis tener la casa para vosotros.
Dinle, hayatımda değişiklik yapma konusunda düşünüyorum.
Escucha, he estado pensando en hacer algunos cambios en mi vida.
â ™ ª Bir zamanlar â ™ ª â ™ ª Parçamı satmak zorunda olsaydım â ™ ª â ™ ª Bana gördüğünü anlat â ™ ª â ™ ª hayatımda â ™ ª â ™ ª Beni boş bırakırsan â ™ ª
* Si tuviera que vender * * solo un pedazo de mí * * Dime qué ves * * en mi vida *
Altı yıllık bir tedavi yaslar, gözyaşları. Sıkıldım artık. Simon'a hayatımda bir yer bulmaya çalışmaktan sıkıldım.
Seis años procesándolo, afligiéndome y llorando, estoy harta de eso, tratando de encontrar algún lugar o perspectiva de Simon en mi vida.
Hayatımda böyle bir şey görmedim.
Nunca había visto nada igual.
- Kim? Hayatımda gördüğüm en kötü bekarlığa veda partisi.
La peor despedida de soltera en la que he estado.
Hayatımda David'e sayamayacağım kadar çok güvendim.
Pues he confiado mi vida a David más veces de las que puedo contar.
Bir tabak yayınbalığını hayatımda gördüğüm en uzun sürede bitiren sensin.
No he visto nunca a nadie tardar tanto en comerse un plato de pescado.
Hayatımda ilk kez, kendimi harika hissediyorum ; ağzından çıkan ilk kelam ise keş olup olmadığım.
La primera vez en mi vida que me siento bien conmigo mismo, y lo primero que sale de tu boca es que soy un yonqui.
Hayatımda senin gibi biriyle hiç karşılaşmadım Maria.
Nunca he conocido a nadie como tú, Maria.
Sen ve Ben arasındakini biliyorum. Hayatımda kesin tek bir şey vardı, o da sana karşı hislerimdi.
Solo tengo una certeza en mi vida, y es lo que siento por ti.
Hayatımda daha önce bu kadar iyi hissetmemiştim kendimi.
Nunca me he sentido mejor en mi vida.
Hayatımda bir kere bile yanlış havalandırmayı işaretlemedim.
Nunca me he marcado un respiradero mal en mi vida.
Sadece hayatımda verdiğim bütün kararları tekrar değerlendiriyorum.
No. Solo me estoy replanteando todas las decisiones que he tomado en mi vida.
Ağlayacağım ve hayatımda kadın rol modeli eksikliği yaşadığımı söyleyeceğim.
Llora. Luego dile que echo de menos tener un modelo femenino en mi vida.
Şimdiyse hayatımda biraz sorun için yerim var.
Ahora mismo, no tengo espacio para complicaciones.
Kaslarım biraz gevşemiş.. .. ve boyunluğu giymeden oluşan ağrım neredeyse bayılmama neden olacaktı. Ama hayatımda daha önce bu kadar mutlu olmamıştım.
Mis músculos se han atrofiado, y el dolor por no llevar el collarín me tiene a punto de desmayarme, pero nunca he estado más feliz en toda mi vida.
Hayatımda ilk kez okumak için bir arzu duymuyordum.
Por primera vez en mi vida no tenía deseo de leer.
Çünkü seni daha 20 dakika önce tanıdım ve bebeğine hamileyim. O yüzden hayatımda şu an biraz olsun bir belirginlik istiyorum.
Porque solo te conozco de hace unos 20 minutos y ahora estoy embarazada de ti así que, por ahora, me gustaría tener una mínima certeza en mi vida.
Henry'nin hayatı tehlikede, etrafımda güvendiğim insanlara ihtiyacım var, ve şu an, bu kişiler siz değilsiniz.
Con Henry en peligro, necesito rodearme de gente en la que confiar, y ahora mismo, esos no sois vosotros.
Bak sen. Bana abilik taslayabiliyorsun, sevgililerimi öldürebiliyorsun hayat seçimlerimi eleştirebiliyorsun ama ben sana göz kulak olmaya çalıştığımda çizgiyi aşıyor muyum?
Puedes comportarte como mi hermano mayor, asesinar a mis novios criticar mi vida, ¿ pero si trato de cuidar de ti estoy fuera de lugar?
Aklımda hep hayatımın nasıl olacağı vardı.
Tenía muy claro cómo iba a ser mi vida.
Ben Özbekistan'da hapisteyken, kendi kanımda boğulurken ağzımı burnumu kırdıklarından dolayı... Hayatın ne kadar eğlenceli olduğunu fark ettim!
Cuando estaba en aquella prisión uzbeka ahogándome en mi propia sangre porque me habían partido la cara, me di cuenta de que la vida es hermosa.
hayatımda ilk kez 38
hayatımda ilk defa 27
hayatımdan nefret ediyorum 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımda ilk defa 27
hayatımdan nefret ediyorum 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45