Hoşuma gitmiyor Çeviri İspanyolca
2,574 parallel translation
Bu iş zaten pek hoşuma gitmiyor.
Esto ya choca contra mi mejor criterio.
Bunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor ama burada sıkışıp kaldık.
No me gusta ser el que lo diga pero estamos varados.
Everett, bunu söylemek hoşuma gitmiyor, ama sanırım Rush haklı.
Everett, no me gusta decirlo, pero creo que Rush tiene razón.
Bu benim de hoşuma gitmiyor ama.. ... seçeneklerimiz tükeniyor.
No me gusta mucho tampoco pero nos estamos quedando sin opciones rápidamente.
Doktor, bu hiç hoşuma gitmiyor.
Doctor, no me gusta esto.
Kazaları görmek hoşuma gitmiyor ama kendinden geçtiğinde, onu o halde izleyebilmek müthiş.
No me gusta ver los accidentes, pero es increíble poder verle cuando está inspirado.
Her pazartesi Jonah'ı okuldan alman hoşuma gitmiyor.
Bueno, no estoy contenta de que hayas estado recogiendo a Jonah del colegio cada Lunes
Hayır, 10 hafta oldu ve hiç hoşuma gitmiyor.
No, han sido diez semanas y no me está gustando ésta nada
İçindekiler bana yalan söyleyebileceklerini sanıyorlar ve bu hoşuma gitmiyor.
La gente en ella me miente, y eso no me gusta.
Hiç hoşuma gitmiyor, lakin bedeni işe yarayacaktır.
Si tú quieres restaurarme, no vaciles.
Ağlayan erkekleri görmek hoşuma gitmiyor.
No me gusta ver a los hombres llorar.
Bu yerde elektriğin kesilmesi hoşuma gitmiyor.
No me gusta que se vaya la luz en esta casa.
Dişlerimin arasına tel sokmak hoşuma gitmiyor, tamam mı? - Yapmam.
No quiero poner cuerdas entre mis dientes, ¿ ok?
Seni böyle yatalak görmek hiç hoşuma gitmiyor.
Odio verte acostado así.
Bu partinin erkek-kız oranı hoşuma gitmiyor.
No me gusta la proporcion chico-chica en esta fiesta.
Haklısın, Karanlık Fae'nin insanlarla uğraşması senin gibi benim de hoşuma gitmiyor.
Tienes razón, no me gusta la idea de Faes de la Oscuridad metiéndose con los humanos más que a ti.
Benim de hoşuma gitmiyor, Paul.
A mí no me gusta tampoco, Paul.
Hayır, lütfen, lütfen, Ani gelen çıplaklıkla hoşuma gitmiyor.
No, por favor, por favor, no, yo tengo una cosa con la desnudez repentina.
- Fikir hoşuma gitmiyor.
- No me gusta la idea.
- Rory, bu iş hiç hoşuma gitmiyor.
Rory, no me gusta esto.
Rory, bu hoşuma gitmiyor.
Rory, no me gusta esto.
Sizden bir şey istemek hoşuma gitmiyor, bilirsiniz.
Sabéis que odio pedir favores.
Vaughn, bunu söylemek hoşuma gitmiyor ama tork çevirici gitmiş.
Vaughn, odio decírtelo. Es la caja de cambios.
Bunu sürekli kullanmak hoşuma gitmiyor.
No me gusta que lo uses muy a menudo.
Bu hiç hoşuma gitmiyor.
No me está gustando eso.
Sizi rahatsız etmek hiç hoşuma gitmiyor. Ancak Rosie'nin odasına tekrar bakmamız lazım. Bir şeyleri gözden kaçırmayalım.
Lamento molestarlo pero necesito revisar la habitación de Rosie de nuevo para asegurarme de no pasar nada por alto.
Böyle yapması hiç hoşuma gitmiyor.
Odio cuando hace eso.
- Hoşuma gitmiyor. - Peki, hoşumuza gitmeyen şeyleri ne yaparız?
No me gusta. ¿ Qué hacemos con las cosas que no nos gustan?
Baksana, bu tavrın hiç hoşuma gitmiyor.
Creo que no me gusta tu actitud.
Bu tavrın hiç hoşuma gitmiyor.
"Creo que no me gusta tu actitud."
Hoşuma gitmiyor. Geçeceksin onu, davaya seninle geliyoruz.
Tonterías, vamos contigo.
Evimizi devasa bir bağış gecesi için millete açması hoşuma gitmiyor. Faturalarımızı nasıl ödeyeceğimizi düşünmüyor. Belli ki artık çocuk sahibi olmaktan da vazgeçtik.
No estoy de acuerdo con que ofrezca nuestro apartamento para una recaudación gigante y que no esté pensando en cómo vamos a pagar nuestras facturas y que, al parecer, hemos desistido en intentar tener hijos.
Onun arkasından bunu yapmak hoşuma gitmiyor.
Me siento tan culpable de hacer esto a sus espaldas.
Bak, bu fikir senin kadar benim de hoşuma gitmiyor.
No me gusta la idea más que a ti.
Bunu yapmak hoşuma gitmiyor fakat iş pozisyonları çoktan doldu.
Realmente odio hacerte esto, pero el trabajo ya ha sido cubierto.
- Yalnız gitmen hoşuma gitmiyor.
- Odio que vayas solo.
Para kazanmak için bile bile yaralanman hoşuma gitmiyor.
No me gusta que tú te hagas daño adrede para ganar dinero.
Başkalarının bana dokunması fikri hoşuma gitmiyor. Ukraynalı adamlar kıçımı boks topu gibi kullanırken masada çıplak halde uzanmak falan.
No me gusta la idea de extraños tocándome, tumbado desnudo en una mesa mientras un tío ucraniano usa mi culo como airbag.
Hiç hoşuma gitmiyor.
No me gusta.
Ses tonu hoşuma gitmiyor.
No estoy contento con su tono.
Camekanlı ofisler hiç hoşuma gitmiyor.
No me están gustando todas estas paredes de cristal.
Hoşuma gitmiyor ama anlıyorum. Anlıyor musun?
No lo comparto, pero lo entiendo.
Böyle davranılmak hiç hoşuma gitmiyor. Benim tek istediğim...
Y no necesito que esta clase de actitud entre aquí cuando todo lo que quiero es sólo...
Bu ırkçıyla çalışmak hoşuma gitmiyor, Ray.
Mira, Ray, no me gusta trabajar con este racista.
Bu benim de hoşuma gitmiyor.
A mi tampoco me gusta.
Benim hoşuma gitmiyor.
No me gusta.
Sizi rahatsız etmek hoşuma gitmiyor ama...
Bueno, odiaría molestarla con eso.
Söylemek hiç hoşuma gitmiyor ama... senin yerine geliyorum.
Detesto decirlo, Will, pero soy su reemplazo.
Senin bu halin bazen hoşuma gitmiyor Üzgünüm Herman
Lo siento, Herman.
Hoşuma gitmiyor bu iş
- No me gusta.
- Hiç hoşuma gitmiyor ama.
- No me gusta esto.
gitmiyor 31
gitmiyorum 214
gitmiyor musun 26
gitmiyoruz 47
gitmiyor muyuz 27
gitmiyorsun 77
hoşuma gitti 323
hoşuma gidiyor 121
hoşuma gitmedi 61
hoşuma gider 31
gitmiyorum 214
gitmiyor musun 26
gitmiyoruz 47
gitmiyor muyuz 27
gitmiyorsun 77
hoşuma gitti 323
hoşuma gidiyor 121
hoşuma gitmedi 61
hoşuma gider 31