English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ I ] / Inanmalısın

Inanmalısın Çeviri İspanyolca

1,527 parallel translation
Tanrım, bana inanmalısın.
Cielos, debes creerme.
Para istememeleri gerekiyordu. Bana inanmalısınız.
Se supone que no tenían que pedir dinero.
Bana inanmalısınız Bay Fortman.
Tiene que creerme, señor Fortman.
Bana inanmalısın.
Debe creerme.
Bana inanmalısın, bunların hepsi gerçek.
- Es la verdad. - Te creo, ¿ ok?
Benim de peşimde. Lütfen bana inanmalısın. Doğruyu söylüyorum.
Por favor tienes que creerme te digo la verdad.
Bana inanmalısın ;
Nunca antes había visto eso.
Ama önce inanmalısın. ve sonra dersleri almalısın.
Pero primero debes creer... y debes aprender las lecciones previas.
Bana inanmalısın.
Me tiene que creer.
Bana inanmalısın! Bu olmuyor!
Me tienes que creer, no está pasando.
Bize inanmalısın!
¡ Nos tienes que creer!
# Her zaman bana inanmalısın
Siempre tendrás fe en mí...
Bana inanmalısın.
Me tienes que creer.
Bu defa bana inanmalısın.
Esta vez me tienes que creer.
Bana inanmalısın.
- Debes creerme.
Bana inanmalısın, Pete.
Tienes que creerme, Pete.
Çılgınca geldiğini biliyorum ama bana inanmalısınız.
Sé que parece una locura, pero debe creerme.
Bana inanmalısınız.
Me tienen que creer.
Bana inanmalısınız!
¡ Me tienen que creer! ¡ Me tienen que creer!
Ölmek isteyen birine inanmalısın.
Deberías creer que nadie desea morir
Ama sen de inanmalısın, Darnell.
Pero tienes que creértelo, Darnell.
Oğlunun başı dertte diyorsam bana inanmalısın.
Créame cuando le digo que su hijo está en graves problemas.
Kaybolmuş olduğunu kabul edersen sevgisinin sana yol göstereceğine inanmalısın.
Y si ahora se siente perdido, debe tener fe en que su amor le mostrará el camino.
Geçmişle barışmalı günü yaşamalı ve geleceğe inanmalısınız.
Debes conciliar el pasado, enfrentar el presente, y creer en el futuro.
Eğer bir ateşböceği isen, sabırlı olup kadere inanmalısın.
Si eres una luciérnaga, debes creer en el destino, y esperar.
Bana inanmalısın.
Tienes que creerme
Bana inanmalısın Terry, sadece inanmalısın.
Tienes que creer en mi, Terry. justamente eso
Bana inanmalısın.
Te lo digo de verdad.
Bana inanmalısın, Audrey.
Tienes que creerme, Audrey.
Ama bana inanmalısın.
Pero debes creerme.
Hadi ama bana inanmalısın.
Venga, hombre, tienes que creerme.
Bana inanmalısınız! Otur.
¡ Tienen que creerme!
Bana inanmalısın.
Tienes que creerme.
Unutma, adamın fantazisinde bir parçasın. Sen de ona inanmalısın.
Y recuerda, síguele la corriente, créele su fantasía.
Ama bir şeye kesinlikle inanmalısın John. Seni ve anneni çok seviyordu. Nihayetinde, aslında senin de bilmek istediğin de bu değil miydi?
Pero de algo sí tienes que estar seguro, John te amaba mucho a tí y a tu madre al final, eso es todo lo que necesitas saber
Tatlım, bana inanmalısın.
Cariño, tienes que creerme.
Sana umut var dediğimde bana inanmalısın.
Debes confiar en mí cuando digo que hay esperanza.
Sadece kendine inanmalısın.
Solo tienes que creer en ti misma.
Bana inanmalısınız.
Tienen que creerme.
Bana inanmalısın, kendimi korkunç hissediyorum.
Tienes que creerme, me siento fatal.
Söylediğinde kendi yalanından etkilenmeli, ona inanmalısın.
Tienes que inventar tu propia mentira especial, así cuando la digas, la creerás.
Bana inanmalısın.
Usted tiene que creerme.
Bana inanmalısınız.
Tiene que creerme.
Bana inanmalısınız bayan, Çavuş Roberts iyi bir adamdır.
Quiero que entienda, el Sargento Roberts es un buen hombre.
Ama bana inanmalısınız.
No creo.
Bana inanmalısınız.
Tienen que creerme. Bien. Está bien, Judith.
- İnanmalısın çünkü onunla beraber yaşıyorum.
Debes creerlo porque vivo con ella.
İnanmalısın.
Debería.
İnanmalısın.
Tiene que hacerlo.
# Her zaman bana inanmalısın
Siempre tendrás fe en mí.
- Bana inanmalısın ama.
- Pero debería creerme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]