Istemiyor musunuz Çeviri İspanyolca
863 parallel translation
Sahneye çıkmak istemiyor musunuz?
¿ No vas a actuar?
Okuyup adam olmak istemiyor musunuz?
¿ No quieren ser hombres importantes?
- Kızınız için, onu kurtarmak istemiyor musunuz?
- Para salvarlo por su hija.
- Bizimle bir içki içmek istemiyor musunuz?
- ¿ No quieren tomar un trago con nosotros?
Buraya gelip bu kızı görmek istemiyor musunuz?
Señora, ¿ entonces Ud. se niega a venir a identificar a esa chica?
Başım dertte olduğu için geldiniz bana inanmak istemiyor musunuz?
¿ No pretenderá que crea que ha venido porque tenía problemas?
Acelem yok. Roy hakkında konuşmamı istemiyor musunuz yoksa?
¿ Preferirías que no te hablara de Roy?
Eğlenmek istemiyor musunuz?
¿ No se están divirtiendo?
Bakmamı istemiyor musunuz?
¿ No quiere que se lo mire?
- Soda istemiyor musunuz Doktor?
¿ No quiere bicarbonato, doctor?
Onun da bana göz kulak olmasını istemiyor musunuz?
¿ No quiere que me cuide a mi también?
- Kilosunu istemiyor musunuz?
- ¿ No quiere el peso?
Şikayet etmek istemiyor musunuz?
Entonces, ¿ no acusa usted a nadie?
Bizimle kutlamak istemiyor musunuz
¿ No lo celebra con nosotros?
Yalnız kalmak istemiyor musunuz?
¿ No queréis estar a solas?
- Şey, benimle görüşmek istemiyor musunuz?
Sí.
- Bana bazı sorular sormak istemiyor musunuz?
¿ No quiere hablar conmigo?
Çabuk olun, kıyıya hiç varmak istemiyor musunuz?
Daos prisa, ¿ no queréis llegar al muelle?
- Buna içmek istemiyor musunuz?
- ¿ Desaprueba este brindis?
Görüşmeyi kabul etmek istemiyor musunuz hanımefendi?
¿ No desea aceptar la llamada, señora?
Bunu yapmak istemiyor musunuz?
¿ No quiere hacer eso?
Beni ikna etmek istemiyor musunuz?
¿ Pero no quiere convencerme?
- Sebebimi bilmek istemiyor musunuz?
- ¿ No quiere saber mi motivación?
Sen de bunu istemiyor muydun sürekli? Hepiniz bunu istemiyor musunuz?
Es lo que usted me aconsejaba, usted y todo el mundo.
- Ne? Pasta istemiyor musunuz? - Hayır.
Y ahora, en cuanto a manjares, veamos.
- Karar verseniz fena olmaz. Bu işi istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
- Decídase. ¿ Quiere este trabajo o no?
Amerika'ya dönmek istemiyor musunuz?
¿ No quiere volver a los EE UU?
İsminizi vermek istemiyor musunuz?
¿ Desea el anonimato?
Kötü davranmıyorum. Bizi mutlu etmek istemiyor musunuz?
- ¿ No quiere que estemos contentos?
Giymek istemiyor musunuz?
- ¿ No se la pone?
Peder..... yardım etmek istemiyor musunuz?
Padre, ¿ no quiere ayudarme?
Bayan, bayan... Kehanet odalarını görmek istemiyor musunuz?
Señora, ¿ no quiere ver la habitación de la Sibila?
Herkes ünlü olmak istiyor, siz istemiyor musunuz?
Todo el mundo quiere ser célebre, ¿ no es verdad?
- Peki siz istemiyor musunuz? - Hadi al!
- Y Ud., ¿ no quiere un poco más?
72. Caddeye gitmek istemiyor musunuz?
¿ No tienen ganas de ir a la calle 72?
- Yakalamamızı istemiyor musunuz?
- ¿ No quiere que lo detengamos? - Eso es exactamente lo que quiero.
Hikayenin devamını duymak istemiyor musunuz Bay Greer?
Bueno, ¿ no desea oir el resto de la historia, Sr. Greer?
Polise gitmemi istemiyor musunuz?
¿ Quiere que vaya a la policía?
Fakat şu anda her yeri görmek istemiyor musunuz?
Pero, ¿ no quería verla?
Siz istemiyor musunuz?
¿ Pero vos no?
- Yemek yemek istemiyor musunuz?
- A darles algo de comer.
Dinlemek istemiyor musunuz?
¿ No queréis saberlo?
- Taşımı almak istemiyor musunuz?
- ¿ No querrá asustarme?
Devamını istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Evet.
Si.
Yoksa benim gibi bir kadını istemiyor musunuz?
Pero no sé si quieres que te vean con una geisha.
- İstemiyor musunuz?
¿ No?
İstemiyor musunuz?
¿ No la quiere?
- Fotoğrafımı çekmek istemiyor musunuz bayan?
¿ No quiere sacarme a mí, señora?
Oynamak istemiyor musunuz?
¿ No quiere jugar?
Pekala, bunları istemiyor musunuz?
Entonces, no quieren el material.
İstemiyor musunuz?
¿ No quieres?
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58