Işe yaramazlar Çeviri İspanyolca
277 parallel translation
- Hiçbir işe yaramazlar.
- No llevan a nada.
Haydi, işe yaramazlar! Sokağa koşun Üçünüz etrafını çevirin.
Corran al bosque de inmediato.
Zenginler gelirler ve ölürler, sonra çocukları bir işe yaramazlar ve ölürler.
Los ricos van y vienen. Se mueren. Sus hijos no sirven y desaparecen pero nosotros siempre seguimos.
Hiçbir işe yaramazlar! "
Y yo dije :
Gözünüzü açın, işe yaramazlar!
¡ Rápido, marineros!
Pekala, işe yaramazlar, yukarı!
¡ Muy bien, marineros! ¡ Nos largamos!
Üzgünüm, Bayan Jeffries, ama sadece bir grup işe yaramazlar işte.
Lo siento, Srta. Jeffries, pero son muy tercos.
Bu silahları atın gitsin, hiç bir işe yaramazlar.
Tiren estas armas, no les servirán de nada.
Aslında hiç bir işe yaramazlar.
La verdad es que no sirve de nada.
Zaten artık işe yaramazlar, Kid.
De todos modos, es inútil, Kid.
Kaçırdın! Sizi işe yaramazlar.
¡ Han fallado!
Sizi işe yaramazlar!
¡ Inútiles!
Size gösteririm ben, haylaz işe yaramazlar!
¡ Si haraganean las castigaré!
Bize zaman kaybettirmekten başka işe yaramazlar.
En el pueblo sólo quedarán las mujeres... y De Toro.
" Çıkın ve şu işe yaramazlar takımını vurun.
" Sal y golpea a esos buenos para nada.
Sizin işe yaramazlar iki kişi daha arttı yani.
Dos sinvergüenzas nuestros, se unieron a los sinvergüenzas de ustedes.
- Yani işe yaramazlar?
- O sea, no sirven.
Akıncılar, Cylon'dan çok uzakta işe yaramazlar.
Los cazas Cylones no tienen autonomía para ir tan lejos bases de apoyo.
Defolun, işe yaramazlar
Fuera, inutiles
Bir işe yaramazlar.
Aquí no sirven de nada.
Hiç bir işe yaramazlar.
Son todos inservibles.
Sadece hiçbir işe yaramazlar, o kadar.
Es sólo que, ya sabe, son inútiles.
Jack böyleleriyle daha fazla konuşamam. Uçmuşlar hepsi, işe yaramazlar.
No se puede hablar con estos tipos, estan acabados, Jack.
Hadi Phil. Biz işe yaramazlarız. Bu bizim son şansımız olabilir.
Venga, ésta podría ser nuestra última oportunidad.
Bunun anlamı, ölürlerse işe yaramazlar.
- Team sano y salvo,... lo que significa que no le sirve, si están muertos.
Yavrulayamayacak kadar yaşlılar diye işe yaramazlar mı yani? Artık hiçbir faydaları yok mu?
Dices eso porque son demasiado viejos para procrear, son inútiles?
Hiçbir işe yaramazlar.
¿ Qué sabían hacer?
Başka işe yaramazlar mı?
¿ No sirven para ninguna otra cosa?
Bir işe yaramazlar.
Ya no sirven para nada.
Deliler hep işe yaramazları alır değil mi?
La gente sana tiene todas las oportunidades ¿ eh?
- Sizi bir işe yaramazlar!
- ¡ Eres un inútil!
Yaşayamazlarsa hiçbir işe yaramazlar.
Si no, no nos sirven.
Başarıları kafada çok muhteşemdir, ancak gerçek hayatta işe yaramazlar.
Sus metas son altas como las nubes... pero aquí, donde cuenta, son limitadas.
Bende asla işe yaramazlar.
- A mí nunca me funcionaron.
Ve yaşlılar işe yaramazlar.
Los viejos son inútiles.
Gerçek şu ki domuzlar bir işe yaramazlar.
Lo cierto es que los cerdos no sirven para nada.
İşe yaramazlar!
¡ Los niños perdidos!
İşe yaramazlar.
Desagradecidas.
İşe yaramazlar!
No valen la pena.
İşe yaramazlar sürüsü!
¡ Banda de inútiles!
İşe yaramazların şahı demek istiyorsunuz.
Y el último de los patanes, se le olvidó decir.
İşe yaramazlar.
Son ineficaces.
İşe yaramazlar.
Son unos inútiles.
İşe yaramazlar.
Son unos pusilánimes.
İşe yaramazlar.
No valéis para nada.
Sizi gidi işe yaramazlar!
¡ Inútiles!
ise yaramazlar.
Enero de 1981.
İşe yaramazlar.
Vagos.
Soğukkanlı olduklarını yazan kitapları yırtıp atabiliriz. İşe yaramazlar.
Podemos olvidarnos de eso de que eran de sangre fría.
Hiçbir işe yaramazlar.
Nunca sale bien.
İşe yaramazlar.
Me temo que sería inútil.
işe yaradı 291
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramıyor 223
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarıyor mu 48
işe yarayacak mı 29
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramıyor 223
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yarıyor mu 48
işe yarayacak mı 29