English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Kadın değil

Kadın değil Çeviri İspanyolca

4,212 parallel translation
Hiçbirimize uygun bir kadın değil.
No es adecuada para ninguno de nosotros.
Red John büyük ihtimalle kadın değil.
Y Red John probablemente no sea una mujer.
Profesyonel türde bir kadın değil, dinle, fakat, uh, onların orada olduğunu gören tanıklar var.
No una dama del tipo profesional, pero, hay testigos de su cita.
- Amanda. - Naomi, birinin onu gözetlediğini görmüş. Ama gözetleyen kişi erkekmiş, kadın değil.
- Naomi dijo que pensaba vio alguien la observaba, pero era un hombre, no una mujer.
İnsan, ama kadın değil.
Como una persona, pero no una tía.
Shelby kadın değil Eşcinsel.
Shelby no es una mujer. Es una drag queen.
Ben keşin tekiyim, şişme kadın değil.
Soy una drogadicta, no una muñeca inflable.
Fena kadın değil ama biraz kaçık.
Quiero decir, ella está bien, pero loca como el diablo.
Sıradan bir kadın değil bu.
Ey, esta no es cualquier chica.
Herkes, benim yattığım kadın değil.
Todo el mundo no es la mujer con la que estoy durmiendo con.
O kadın dul eşi değil ki.
Bueno, esa no es su viuda.
Neden güzel, çekici bir kadın benimle evlenmek istesin ki, değil mi?
¿ Por iba a querer una hermosa, increible, mujer casarse conmigo, no?
Madem kadın, bilindik kurban türünde değil, o zaman katil neyi tekrarlıyor?
Entonces si no es una víctima conocida, ¿ qué está recreando el asesino?
Başka bir kadının değil onlar.
Esa no es otra mujer.
Kadınların cilveli olması gerekir, değil mi?
Bueno, las chicas tienen que sociabilizar.
Bu kadın köle değil.
Esta mujer no es una maldita esclava.
O benim kadınım değil.
Ella no es mi mujer.
Eğer umursuyor olsaydınız, gerçek bir prim alırdım içi boş bir unvan değil. Ve kesinlikle benim üstümdeki birçok kadını işe almazdınız.
Si lo hicieras, hubiera tenido un ascenso de verdad, y no un título vacío, y ciertamente no hubieras contratado a un par de mujeres sobre mí.
Ama kadın beyaz değil mi?
Pero es blanca, ¿ no?
Kadın düşmanlığı değil.
No misógina.
Kutulara "adam" ve "kadın" yazmasının sebebi de artık sadece senden değil benden de haberdar olması.
Eso, y las cajas de "Él" y "Ella". Ya sabe de mí, ya no se trata de usted.
Sen benim hayatımın kadınısın. Biliyorsun değil mi?
Eres mi chica. ¿ Sabes?
O kadın istediği için burada değil misin şu an?
Estás aquí porque ella te lo ha pedido, ¿ no es así?
Bir adama bu kadar yakın olmak bir kadın için doğru değil. Nişanlı değil üstelik.
No está bien que una mujer esté tan cerca de un hombre con el que no está emparentada, ¿ no?
Hepsinin kadın olduğu gerçeğinden dolayı terfileri ellerinden alındı yeteneksiz, acınası ya da seçtikleri alanda bir şey başaracak cesareti olmadığından değil.
A todas se les negaron ascensos por el hecho de que eran mujeres, no porque no tengan talento o sean patéticas ni porque carezcan de fortaleza para sobresalir en su campo.
Bu yolculuğun tüm amacının sevdiğim kadına gerçekte kim olduğumu söylemek olduğunun farkındasın, değil mi?
¿ Sabes que el verdadero motivo de este viaje es decirle a la mujer que amo que en verdad soy otra persona?
Kendince "Bu kadın tam bir ucube" diye düşünüyorsun değil mi?
Acabas de pensar "Qué mujer tan rara", ¿ No?
Kadın için buradasın, erkek için değil!
Estás aquí por la mujer, no por él!
Lütfen biri bana işsiz, hiç dışarı çıkmayan ve resmi olarak ölü bir adamın kendisinin dikkatini çekmek için kavga eden, bir de değil, iki ateşli kadını nasıl bulduğunu açıklasın. Hayır, JT.
Por favor que alguien me explique cómo un tipo desempleado que nunca sale y que está oficialmente muerto, consigue no una sino dos hermosas mujeres peleando por su atención.
Kadın ve şarabın olduğu barlarda değil.
No en bares donde hay mujeres y vino.
Gelelim kültürel değerlere, özellikle de Hıristiyanlarla ilgili olanlara. Yardımseverlik, insani değerler, hepsi çok önemli. Ama bunun kadınların kürtaj hakkını sorgulayacak boyuta uzanması mümkün değil.
Y a pesar de que tenemos valores culturales y cristianos... tales como la caridad y la humanidad... jamás cuestionaremos el derecho de la mujer al aborto.
Kadın cinayetleri için buradasınız değil mi?
Están aquí por el asesino de chicas, ¿ cierto?
Normal kadın çamaşırı gibi değil, fahişe iç çamaşırı gibi.
No ropa interior de mujer, de prostituta.
Kadın doğum uzmanına git dediğimde haklı çıkmıştım değil mi?
Tenía razón en decirte de ir a ver al ginecólogo, ¿ no?
Kadını değil yani?
¿ No a una mujer?
Sen çılgın bir kadına aşık oldun, değil mi?
Oye, te enamoraste de una mujer alocada, ¿ no?
Echo Park'ta bir kadının yeri var adı Topless Tapas ; ama yemeği pek iyi değil.
Aunque, está ese lugar en Echo Park que tiene esa mujer, se llama tapas desnudas ; pero la comida no es muy buena.
- Pekala. - O kadın Beth değil.
- De acuerdo.
Yalnız değil. Arabada kimliği belirsiz bir kadın var.
Hay una mujer no identificada en el auto.
"İyi bir adam bulmak zordur." İyi bir kadın bulmak daha da zordur, değil mi?
"Un buen hombre es dificil de encontrar." Una mujer es más difícil de encontrar, ¿ no?
Bunun için yeterince iyi sadece bir kadın var, değil mi?
Y solo hay una mujer en el mundo lo bastante buena para ese puesto, ¿ verdad?
O listedeki bir kadınla babamın bir ilişkisi oldu değil mi?
Papá tenía un romance con una mujer en la lista, ¿ no?
Şimdi bak, Oriel çok güzel genç bir kadın ama bu onun ilgisini çekmek için en iyi yol değil, değil...
Ahora mira, Oriel es una jovencita muy hermosa pero esta no es la mejor manera de obtener su atención...
Benim güvenliğime olan bu beklenmedik ilginin boks maçı yapan iki çekici kadını izlemekle... bir alakası yok değil mi?
¿ Seguro que este repentino interés en mi seguridad no tiene nada que ver con ver a dos mujeres en una pelea de boxeo sexy?
Bu, kadına saldırabileceğini açıklar, kadının ona saldırmasını değil.
Bueno, eso explica por qué podría haberla atacado, no lo contrario.
Kocam nihayet beni sadece dünyaca ünlü bir dedektif olarak değil bir kadın olarak da görecek.
Mi marido al fin dejará de verme no como una detective de policía de fama mundial sino como una mujer.
Bu sadece 40 yaşında bir ev kadınının hamile kalmaya çalışması mevzusu değil.
No es un ama de casa de cuarenta años intentando quedarse embarazada.
Bir kadın kirazını açtırmalı, değil mi millet?
Para mojar, dentro de una chica. ¿ No es cierto, chicos?
Bir kadın vuruldu, Kensi değil.
Han disparado a una mujer. No es Kensi. ¿ Lo tienes?
Bir çamaşırcı kadın gibi histerik davranışlarına rağmen değil.
A pesar de tu típica reacción de lavandera histérica, no es una crisis.
Peki. Kadının adı "Kirstie," Kristie değil.
Está bien, bueno, es "Kirstie", no Kristie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]