English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Köc

Köc Çeviri İspanyolca

8,581 parallel translation
Biz olmasak o zavallı şeyler lisede amigoluk yapmamış Koç Campbell'a emanet edilirdi.
Sin nosotras, esas pobres cositas habrían quedado con Campbell, quien sabemos que no era una animadora en la preparatoria.
Koç?
¿ Aries?
Pekala, koç onayladı.
Muy bien, el entrenador lo confirmó.
Koç'un kakasını korkuttun!
¡ Has asustado a la caca de Entrenador!
Koç ile devam edelim.
Pasemos a Entrenador.
Bana bu sünger hakkında ne düşündüğünü söylesene, Koç.
qué piensas de esa esponja de ahí, Entrenador?
- Sana neden Koç dediğimi bilmiyorum.
No sé por qué te llamo Entrenador. Vale.
Bunu neden yapıyorsun, Koç?
- Vamos, ¿ en serio?
- Teşekkürler, Koç.
Gracias, Coach.
Bir koç, takımı için en iyisini yapmalıdır tabii.
Un entrenador tiene que hacer lo que es mejor para el equipo.
- Renkliler için çamaşır suyuyla, koç.
Blanqueador que protege los colores, entrenador.
- Canlarına okuyun, koç.
- A por ellos, entrenador. - Tú también.
Ne? Koç!
¿ Qué?
Koç...
¡ ¿ Coach?
Koç aldı bunu.
Coach me lo consiguió.
Çünkü diğer öğretmenlerle yatmamalısın, Koç. O ikisini rahat bırak.
Porque no deberías estar acostándote con otras maestras, Coach... mucho menos dos.
- Evet, Koç.
- Sí, Coach.
- Cidden mi, Koç?
- ¿ En serio, Coach?
Peki, Koç, gelip bana yardım etmek ister misin?
Coach, ¿ quieres venir y ayudarme?
Selam, Koç.
Hola, Coach.
- Koç, bana tampon yapman lazım!
- Coach, necesito que seas mi bloque.
Koç ortada oturmayı seviyor.
A Coach le gusta sentarse en el medio.
- Üzgünüm, ben Koç'layım.
No, lo siento. Estoy con Coach.
Bu Koç'un yapabileceği bir şeymiş gibi geliyor kulağa.
Eso suena como... como algo que Coach hiciera.
Bak, ben akıllı olanım, Winston aptal olan, Koç sporcu olan ve sen hoş olansın.
- Es verdad. Mira, yo soy el listo, Winston es el tonto,
Uzun vadeli bir oyun bu, Koç. Kendimi onların hayatlarının dokusuna örgülüyorum.
Estoy haciendo el recorrido largo, Coach metiéndome en lo más profundo de sus vidas.
Koç, ayaklığıma ve pompama ihtiyacım var.
¡ Coach, realmente necesito mis zancos y un desatascador!
Sevgili Tanrım, eğer Cece'nin memelerini küçülttürmesini engellersen... -... Koç'u sünnet edeceğim.
Dios mío, si paras la reducción de pecho de Cece, circuncidaré a Coach.
Koç. Koç.
Oye, Coach.
Sanırım seninkini Koç seçti, yani dikkatli ol.
Creo que le tocaste a Coach, así que cuidado.
Koç bunu Sean Connery aksanıyla mı söyledi?
¿ Coach lo dijo con acento español?
Koç istediğimin tam tersini yaptı.
Coach hizo lo contrario de lo que pedí.
Koç, gel buraya!
¡ Coach!
- Siz su parkına gidin ve ben Koç ile gideceğim.
Vosotros id al parque acuático, yo iré con Coach.
- Evet, hadi, Koç. - Gidip testis ezici pantolonlarımızı giyelim.
Vayamos a ponernos los pantalones que nos chafan tanto los huevos.
- Koç.
Coach.
- Bir şey hissediyorum. - Biraz klas davran, Koç.
¡ Demuestra más clase, Coach!
Ve bunu hep yapıyorsun, Koç.
Lo haces todo el rato, Coach.
Nick haklı, Koç, neden uyum sağlaman için bu kadar uğraşıyoruz bilmiyorum.
Tiene razón, Coach, no sé por qué te esfuerzas tanto en encajar aquí.
- Sen Koç'sun, eşofman giyen seks.
Eres Coach. Eres el sexo en chándal.
Gelmiş olsaydı oturakların artık alüminyum olduğunu bilirdi. Turtalar bizden, koç.
Si viniera se daría cuenta que los asientos son de aluminio ahora.
"Bastır koç, Bastır Yunuslar!"
¿ Por qué la envían si no te gusta? " ¡ Vamos, entrenador!
Neler oluyor, koç?
¿ Qué ocurre, entrenador?
Koç Tucker!
¡ Entrenador Tucker!
Koç! Oyun planı kurmamız gerek.
Necesitamos una jugada.
Koç seni tekrar oyuna almayınca çok sinirlendim, hatanı telafi edebilirdin.
Sabes, lo que me molestó es que el entrenador no te volvió a meter para que te reivindicaras.
Koç sana bunu mu söyledi?
¿ El entrenador te dijo que lo hicieras?
Oyun kurucu sakatlanırsa.. ... Koç da onu çıkarmak zorunda kalır. Bu işler böyle yürür.
Ahora, cuando el mariscal de campo se lastima el entrenador tiene que poner al mariscal reserva, eso es lo que esta sucediendo.
Koç Bowden beni ofisine çağırdı!
¡ Bowden me llamó a su oficina!
Şu anda birkaç ay geridesin ama seni salon çalışmalarına kaydırabilir ve Koç Babbit'in ritim sınıfına alabiliriz.
Bueno, estás un par de meses atrasada, pero podemos cambiarte de la clase de repaso y meterte a la clase de deporte con la entrenadora Babbit.
Merak etmeyin Koç Babbit.
No se preocupe, entrenadora Babbit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]