English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Kocan mı

Kocan mı Çeviri İspanyolca

2,820 parallel translation
Kocan mı?
¿ Tu marido?
- Senin bir kocan mı var?
¿ tienes un marido?
Onları kocan mı aldı?
¿ Te los regaló tu marido?
Araştırmacımız, cinayet gecesi patinaj çekerek, St. Martin'den kaçanın senin araban olduğunu ama aracı kocanın sürdüğünü düşünüyor
Nuestra investigadora cree que probablemente fue su auto el que se alejaba del Hotel St. Martin la noche del asesinato pero lo manejaba su marido.
Sizin evinizdendi ama kocanız taşımıştı.
De su casa. Pero fue su marido el que las llevó allá.
Araştırmacımız, kocanızın fotoğrafını Copycrater'ın çalışanına göstermiş ve o da müşterisi olduğunu doğrulamış.
Nuestra investigadora le mostró la foto de su marido al empleado de Copycrater y lo identificó como cliente.
Carl'ın telefon kayıtlarına baktığımızda evinize gelen bir sürü arama gördük. Kocanızın programına göre kendisinin evde olmadığı zamanlarda.
Verá, cuando revisamos los registros telefónicos de Carl, notamos un montón de llamadas a su casa... en momentos en que su marido no estaba ahí.
Kocanın bunlardan haberi var mı peki?
¿ El marido sabe esto?
Kocanız mı?
¿ Es su marido?
- Ben kocanızın iş arkadaşıyım.
Soy compañera de su marido.
- Ben senin kocanım!
- Irene, ¡ yo soy tu marido!
Kocanıza bugün ne olduğunu anlatırsanız bize çok yardımı olacak.
Y sería de mucha ayuda que nos diga qué le sucedió a su esposo hoy.
Kocanızın cesedini nerede bulduğunuzla başlayalım.
Comencemos con... ¿ cómo sabía dónde encontrar el cuerpo de su esposo?
Ben aldatması için kocanıza yardım etmekten gurur duyduğunuzu sanmıyorum.
No, no. Supongo que no está orgullosa de ayudar a su esposo... -... a cometer adulterio.
Yalan atmaya devam ederseniz, ben de medyaya, kocanızın..... penbe külot, bir sütyen ve yeni topuklu ayakkabı giymiş halde öldüğünü söylemek zorunda kalacağım.
Siga mintiéndome, y le diré a los medios que su esposo murió llevando pantaletas rosas, un sostén, y un nuevo par de tacones.
Kocanızın Dr.Harris ile görüştüğünden haberiniz var mı?
¿ Está al tanto de que su esposo ha visto a la Dra. Harris?
Bir işten beklentisi var mı peki kocanın?
¿ Tiene perspectivas su marido?
Daha yarım gündür burada olmama rağmen hem kocanın aletini gördüm hem de banyoda bir enjektör buldum.
No me diga. Llevo aquí medio día y ya le vi el pene a su esposo y encontré una jeringa en el baño.
Komşu karı-kocanın inlemelerini hiç dinlemek zorunda kaldın mı?
No se escucha a los vecinos y no hay sonidos indeseados.
Bakın, tek bildiğimiz kocanızın çok tehlikeli bir şeye bulaştığı ve sizin yardımınız gerek.
Mira... todo lo que sabemos es que tu esposo está involucrado en algo muy peligroso, y necesito tu ayuda.
Acil Yardım Hattı'nı bozan herkes kocanızın ölümüne sebebiyet vermekten sorumlu tutulacak.
Cualquiera que esté involucrado en el bloqueo del 911 es responsable por el retraso en el tratamiento de su marido.
- Senin kocan var mı?
¿ Esposo?
Kip sizin kocanız mı?
¿ Kip es tu marido?
O senin kocan mı?
¿ Es tu marido?
Umarım kocanız daha iyidir.
Espero que tu marido esté mejor.
Bayan Perkins, ah, ben Louis Litt, ve bilmenizi istiyorum ki kocanızın ismini temizlemek için ne gerekiyorsa yapacağım.
Sra. Perkins, soy Louis Litt, y sólo quería hacerle saber que voy a hacer lo que haga falta para limpiar el nombre de su marido.
Başkan Lockwood senin vampir kızına işkence etmesi için eski eşcinsel kocanı mı aramış?
Entonces, la alcaldesa Lockwood llamó a su ex marido gay para torturar a su hija vampiro.
Ben, kocanın arkadaşıydım.
Era amigo de tu marido.
Kocanızın onlara bir şey yaptığını mı düşünüyor?
¿ Él cree que su marido les hizo algo?
Ben kocanızın güvenliğinin başıyım.
Soy el jefe de seguridad de tu marido.
Çünkü bizim aklımıza gelen en büyük ihtimâl kocanızın dondurularak muhafazadansa araştırmasına beyni izin verdiği müddetçe devam edip, araştırmayı tamamlamaya karar vermiş olabileceği oldu.
Porque lo mejor que se me ocurre es que su marido decidió que investigar hasta que su cerebro se parara era más importante que preservarse criogénicamente.
Sizin kocanız mıydı?
¿ Ése era su marido?
Kocanız Henry hakkında konuşmak için buradayım.
Vine para hablarle de su marido Henry.
Ev yapımı bir susturucu, kocanı vururken kullandığının bir benzeri.
Es un silenciador casero, como el que utilizaste para matar a tu marido.
- Bunlar kocanın mı?
Sólo te quedan unos años más para ir a la universidad, cariño. ¿ Esas son las cosas de tu marido?
Kocanın bütün eşyalarından kurtulmana yardım eden arkadaşını tanımaya çalışıyorum, o kadar.
- ¿ Qué? Simplemente intento llegar a conocer a tu amigo... Que te está ayudando a tirar las pertenencias de tu marido.
Peki ya, bir mısır koçanına adının kemirilmesini?
¿ O qué tal un mordisco a su nombre en una mazorca de maíz?
Kocanı çalmamın bir sakıncası var mı acaba?
¿ Te importa si te robo a tu marido?
Kocan bu hususi yatırımın gerçek değerini sizden saklıyor olabilir.
Podrías haber estado en lo cierto de que intentaba ocultar el valor de esta inversión en particular.
Paranı kocanın aldığını mı düşünüyorsun?
¿ Crees que tu esposo tomó tu dinero?
Kocanızın ölürken yanındaydım.
Yo estaba ahí cuando murió su esposo.
Senin kocanım.
Soy tu marido.
Malvika bana aranızdaki oyunu anlattı da... mevsim rüzgârı... mısır koçanı, Cumartesi... kahve, rock n roll... ot mu?
Malvika me contó sobre el juego que los dos andáis jugando... monzón... mazorcas de maíz, el sábado... el café, el rock n roll... rr... la hierba?
Sana açık bir şekilde anlatayım. Eğer sen ve kocan bir cinayet soruşturmasını engelliyorsanız, ikiniz de hapse girersiniz.
Si usted y su esposo están obstruyendo... una investigación de asesinato, los dos irás a la cárcel.
Kocanız bana bir daha el sürerse ya da haksız nedenlerden dolayı kovmaya çalışırsa dava açarım.
Si su marido me vuelve a tocar otra vez, o intenta despedirme con una causa injusta, presentaré cargos.
Sonra hazırdım ama duydum ki nişanlanmışsın, Ve ölü kocan gelmiş, ve...
Y entonces lo estaba, y tu estabas comprometida, y tu marido muerto apareció, y...
Kocanın suratını yeniden görmeye tahammül etmek torunlarımın hayaletler tarafından avlanmasını görmekten daha kolay.
Prefiero ver a tu marido una vez al año... que exponer a mis nietos a fantasmas.
Kocanım ben senin.
Soy tu marido.
Kocanız tüm organlarını araştırma için bağışlamış mıydı?
¿ Su esposo donó todos sus órganos para ser utilizados en investigaciones?
- Kocanızı öldüren adamı bulmamıza yardım edin.
Ayúdenos a encontrar a los hombres que le hicieron esto a su esposo.
Evet ama ben kocanım, senin için her şeyi yaparım ve endişe ediyorum.
- Sí, excepto que soy tu marido, que haría cualquier cosa en el mundo por ti, y estoy preocupado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]