English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ O ] / Olacak iş değil

Olacak iş değil Çeviri İspanyolca

292 parallel translation
Olacak iş değil! İstifa ediyorum.
¡ Esto es el colmo!
Olacak iş değil!
Lo considero un atropello.
Olacak iş değil bu.
Esto no debe ser ".
Olacak iş değil!
Qué gran honor.
Efendimiz, bu şu anda olacak iş değil!
Milord, el tiempo no permite tal desvío.
Olacak iş değil canım!
- ¿ Vienes? Es imposible.
Olacak iş değil!
¡ No es posible!
50 dolar zam olacak iş değil.
Un aumento así es inaudito.
- Olacak iş değil.
- Maldita sea. - ¿ Qué pasó?
Telefonla olacak iş değil bu zaten.
Bueno, eso no podría haber ocurrido por teléfono
Senin çalışmanla olacak iş değil.
No a tu ritmo de trabajo.
Olacak iş değil!
¡ Es increíble!
Olacak iş değil More, güya bilge bir adam olarak biliniyorsun. Bilgelik bu mu?
Por amor de Dios, te consideran un hombre prudente. ¿ Es esto prudencia?
Elbise vermekle olacak iş değil bu.
- ¿ Qué yo le prometí? - y después se aprovechó... - No, mire, eso no es así.
- Olacak iş değil bu.
Esto es ridículo.
Olacak iş değil.
Por Dios.
Aramızda kalsın, bu olacak iş değil.
Entre nosotros, eso parece poco verosímil.
- Olacak iş değil!
- ¡ Cielos!
Olacak iş değil.
No entiendo por qué.
Kesinlikle, olacak iş değil.
No es posible
Bu birkaç gönüllüyle olacak iş değil.
No son sólo unos voluntarios.
Olacak iş değil.
Increíble.
Olacak iş değil, şu ufak çocukla, şuraya bak!
No puedes hacer eso con un niño. Ahora mira eso.
Olacak iş değil!
¡ Esto es imposible!
Devrim beş dakikada olacak iş değil.
Vamos, negrita Mulé, la revolución no se hace en 5 minutos.
Şimdi bir Amerikalının seni konuşturması olacak iş değil
Y no dejarás que sea un yanqui quien te abra el pico.
Olacak iş değil.
Esto es una locura.
- Olacak iş değil, gerçekten birası yok.
¡ Jesús! Es cierto, no tiene ninguna cerveza.
Olacak iş değil!
Es tan increíble.
Olacak iş değil bu!
No tiene ningún sentido.
Evet, fazla zaman almaz ama şıp diye olacak iş değil.
Sí, no falta mucho, pero no puede ser algo inmediato.
Olacak iş değil. Ne yapacağız peki?
Pero bueno, ¿ qué haremos?
Olacak iş değil. Lupe'ye mi suç atıyorsun?
¿ Le estás echando la culpa a Lupe?
Olacak iş değil!
¡ Eso que oimos...!
Olacak iş değil, Andrew! Bu kelimeyi kullanmaya bir son ver artık!
Dios mío, Andrew, has estado a punto de decir "sólo una mujer".
Sadece bir programla olacak iş değil bu.
Tiene que ser más que un simple programa.
Baskınla olacak iş değil.
Eso no servirá más.
Olacak iş değil
No tiene sentido.
Bir de olacak iş değil ama kızlar tuvaletinin gideri yine tıkanmış.
Y sorpresa, sorpresa, el desagüe del baño de niñas está tapado.
Hele kardeşlerimle beraber öğretmenlerimize yaptıklarımızdan sonra! Olacak iş değil!
No después de cómo mis hermanos y yo tratamos a los nuestros.
Olacak iş değil.
¡ Ni mucho menos!
Kariyer değil ama, nihayetinde bir iş olacak anne.
Tendrá que ser un empleo, no una carrera, mamá.
Olacak iş değil.
- Es ridículo, inventando excusas...
- Olacak iş değil.
- ¡ Vaya!
İş ağır değil, çok boş vaktiniz olacak.
El trabajo no es tan duro, y tendrás tiempo suficiente para todo.
Nazileri geri püskürtüyoruz, ama bu hemen olacak bir iş değil tabii. Yakınlarda partizanlar var mı?
Hacemos retroceder a los nazis, pero es un proceso lento.
Olacak iş değil!
¡ Santo cielo!
Ve iş esnasında ölürsem bu bir kurşunla olacak, bir otobüs yüzünden değil!
Y si voy a morir haciendo mi trabajo, me matará una jod- - bala... ¡ no un jod- - autobús!
Olacak iş değil.
No puedo creerlo.
Olacak iş değil bu.
Eso no puede ser ".
Olacak iş değil.
3 %.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]