Ona bakma Çeviri İspanyolca
600 parallel translation
- Ona bakma. Doldur.
- No le hagas caso.
- Mary, sen ona bakma.
- Mary, no le prestes atención.
* Ertesi sabah o kadar yoğun çalıştık ki, neredeyse ona bakma şansım bile olmadı.
El día siguiente estuvimos tan ocupados que casi ni la vi.
Ona bakma!
¡ No la mire!
Sen ona bakma.
- No le hagas caso.
Sen ona bakma Victor, Henri alay ediyor. Kendisi aşka inanmaz.
No le hagas caso, es un cínico, no cree en el amor.
- Ona bakma sen. Ne zaman gidiyorsun?
- No le hagas caso. ¿ Cuándo partes?
Ona bakma.
No mire.
Ona bakma.
No mires eso.
- Ona bakma, Jimmy.
- No le hagas caso, Jimmy.
Sakın ona bakma.
No le mire.
* Ona bakma...
No la mires
"Ona bakma yoksa seni kör eder."
"No la mires o te dejará ciego."
Ona bakma!
¡ Pues no lo mires!
Ona bakma, Catherine!
¡ No le mires, Catherine!
Haydi, Tono, söyle söyleyeceğini, ona bakma sen!
¡ Vamos Tono, dilo, no le prestes atención!
Bu metafiziksel monologunu Tarzan kadar ilginç buldun mu? Sen ona bakma.
¿ Cree que su monólogo metafísico es tan interesante como Tarzán?
Ona bakma.
No Io mires.
Sakın ona bakma.
No lo mire.
Ona bakma, yaşlı bir aptal o.
¡ Dejadle! ¡ Es un pobre desgraciado!
Sen ona bakma.
No le prestes atención.
Ona bakma.
No lo mire a él.
Ona bakma, ona bakma, ona bakma.
No lo mires, no lo mires, no lo mires.
Ona bakma, bu işi ben idare ediyorum.
No los mires a ellos, yo estoy a cargo.
- Ona bakma.
- No le preste atención.
- Sen ona bakma.
- No le hagas mucho caso.
Ona bakma o büyük bir sanatçı.
Creo que te agradará.
Ona bakma.
No mires.
Ona bakma.
- No lo mires.
Ona bakma. Başına bela olur.
No lo mires o habrá pelea.
Sen ona bakma, Elvis.
No le hagas caso, Elvis.
Ve bize belge vermemiş olsa da belediye ve sunağımız bezenmemiş olsa da çiçeklerle ve gelinliğinin nereden geldiğini bilmesen de ve yoksa da saçlarında küçük bir Menekşe içinde ekmeğini yediğin tabağını al fazla uzun bakma ona fırlat gitsin uzağa.
Aun sin ese papel del Registro Civil. Aun sin flores en el altar. Aunque no sepas de dónde ha salido tu vestido y aunque no lleves mirtos en tu cabello.
Sen ona bakma.
Olvídelo.
Kusura bakma ama birinin ona dokunmasına dayanamıyorum.
No me gusta que lo toquen.
Ama yapacağını ne türlü yaparsan yap, anana el kaldırıp kirletme elini, ona kötü gözle bakma.
Mas comoquiera que lo que hagas,... que tu mente no se nuble,... ni dejes que tu alma urda nada contra tu madre.
Bakma öyle ona daha çok ihtiyacın olacak bugünlerde.
No parece que lo vayamos a necesitar mucho más hoy.
Sen ona bakma.
No hagas caso.
Ona bakma.
No lo mire.
Ama ona bakma, Kostandis!
¡ Cuidado, Kostandis!
Bakma ona!
¡ No la mire!
- Ona sakın bakma.
- Y no la mires.
Kusuruma bakma ama, ne olur ona kötü davranma Isaac.
Eres demasiado blando con él, Isaac, perdona lo que te digo.
Osman'a bakma sen. - Bağırsa bile kulak asma ona.
Si Osman te grita, no le hagas caso.
Bakma ve ona söyleme.
No mires y no le digas.
Ona sadece bakma.
No lo mire de ese modo.
Aynen öyle. Bakma ona.
No lo mires.
Hayır, ona doğru bakma!
No, no la mires fijamente.
Sen bakma ona.
Deja.
Ona bakma bile.
Vamos.
Bakma ona!
¡ No lo mires!
Ona doğru bakma.
Ese tipo... no se vuelva, dice venir expresamente... para ver a Odile Jouve.
bakma 203
bakmadım 27
bakmak yok 20
bakmak ister misin 43
bakmama izin ver 24
bakmayacağım 21
bakmak ister misiniz 16
bakmaya devam et 34
bakmayın 26
bakma bana 21
bakmadım 27
bakmak yok 20
bakmak ister misin 43
bakmama izin ver 24
bakmayacağım 21
bakmak ister misiniz 16
bakmaya devam et 34
bakmayın 26
bakma bana 21