Ona sordum Çeviri İspanyolca
879 parallel translation
Aslında geçen gün, bütün gazeteler bunu yazarken Ona sordum.
En realidad, aquel día en que los periódicos publicitaron tanto este asunto le pregunté.
Ona sordum.
Es que se lo pedí.
Eddie Mars'ın adamı değilsin, çünkü ona sordum.
No es de Eddie Mars. Se lo pregunté.
Çünkü ona sordum.
Porque le pregunté.
Ona sordum. Buraya geliyor!
Se lo he pedido y viene.
Ben ona sordum. Yağmur yağdırabilir misin?
Le he preguntado a él. ¿ Puede atraer la lluvia?
Sahibini tanıyorum ona sordum.
Conozco al dueño y le pregunté :
Ona sordum. Bir şey ısırmıştır dedi.
Se lo pregunté y me dijo que era una picadura.
Ona sordum, bu işi yapan olmasaydı, nasıl olurdu?
¿ Qué le parece, si le pregunto si nadie entró en este juego?
Ona sordum.
Se lo he preguntado.
Ona sordum. Dedim ki : "Böyle zor bir işe neden giriştin?"
Yo le pregunté : " ¿ Para qué enredarse?
Ona sordum.
Le pregunté.
Ona sordum, endişelenecek bir şey yok Albitan'ın kuryesi.
Le hice unas preguntas y no hay duda de que... - es un mensajero de Arbitan.
Ona sordum...
"Tengo oído que su mujer disfruta copiando la escritura de sus amigos".
Sana değil, ona sordum.
No te lo he pedido a ti.
- Evet, ona sordum.
- Sí, si yo se lo pido.
Benden oda istediđinde... ona adýný sordum ve gözünün içine baktým.
Me pidió una habitación. Le dije "¿ Cómo se llama?". Y le miré a los ojos.
Araba sesi işitmediğimden ona, nasıl geldiğini sordum.
Le pregunté cómo había venido. No tenía auto.
Akşam gazetesini okuyordu. Biraz bekledim ve ona başlayalım mı diye sordum?
Esperé un poco y le dije :
Onun suçu değildi. Ona kimin cenazesi olduğunu ben sordum.
Ella no tiene culpa, le pregunté a su hija quién era el fallecido.
Ben de ona sonra eve gelip gelmeyeceğini sordum.
Y le pregunté : "¿ Irás luego a casa?"
Ona sebebini defalarca sordum ama yine de nişanı neden bozduğunuzu anlayamadım.
Pero... por más que lo pienso... aún no acierto a comprender... los motivos de tu rechazo.
Ona geçimini neyle karşıladığını sordum ama bana hiç birşey demedi.
Le pregunté un par de veces en qué trabajaba, pero no me lo dijo.
O bana günümün nasıl geçtiğini sordu ben de ona gününün nasıl geçtiğini sordum.
La construí cuando la firma de abogados me ascendió a socio.
Ona net olarak sordum, o da "hayır" dedi.
Se lo pregunté en confianza y me dijo que no.
Ona hal hatır sordum.
Aún así le hice muchas preguntas.
Ona :'Kim çar olmak ister ki? 'diye sordum.
Yo le digo : | ¿ Qué tiene de bueno ser zar?
Evet, hatta bunu ona birkaç gün önce sordum.
Sí, se lo dije hace un par de días.
Ben ona sadece "telefonunu kullanabilir miyim?" diye sordum?
Sólo le pregunté si puedo usar su teléfono.
Ona ne ödüyorum diye sordum?
He dicho que cuánto le pago.
Ona nereye gittiğini sordum. Mahkemede tanıklık ederim.
Todo esto es un caso claro de amenazas y agresión.
Ona özel olarak sordum, o da sana böyle söylememi söyledi.
Se lo he preguntado especialmente, y me ha dicho que te lo dijera.
Sonra ona ; "Beni seviyor musun?" diye sordum.
Le dije : ¿ Me ama Ud.?
Ona seni sordum.
Le pregunté por ti.
Ona sadece bir görevin sonuçlarını sordum.
No, le preguntaba por los resultados de una misión.
Benim için de buna inanmak çok zordu, o yüzden geçen gün ona ne olduğunu sordum.
A mí también me costaba creerlo de modo que la pregunté el otro día.
Çünkü ona bunu zaten sordum.
Ya se lo pregunté a él.
Ona sordum.
Se lo pregunté.
Ona sorular sordum.
Le hice unas preguntas.
Bir keresinde... Ona ne iş yaparsın diye sordum.
Sabe, una vez... una vez Le pregunté "¿ A qué te dedicas?"
- Ona sordum, sana değil!
Sí, estoy bien.
Ona yaptıklarımı gösterdim. Bu yaz ne yapacağını sordum.
Le enseñe mis cacharros y le pregunté por el verano.
Ona, bunları kimin verdiğini sordum. O da : "Gizli aşıklarımdan biri," dedi.
Le pregunté quién se las había dado y ella dijo : "Uno de mis amantes secretos".
Ona düşüncesini sordum.
Le pedí su opinión.
Ona deli demedim, deli olup olmadığını sordum.
No la llamé loca, simplemente se lo pregunté.
Dün gece rüyamda zavallı Judy halamı gördüm, ona piyangoda hangi sayıların çıkacağını sordum.
Soñe con la pobre tia Judy ayer y le pregunte el numero ganador...
Küçükken ona bebeklerin nereden geldiğini sordum.
Cuando era pequeño, le pregunté : "¿ De dónde vienen los bebés?"
Ona ne olduğunu sordum fakat o ifadesini kent merkezinde vermek istedi.
Sabe más pero dice que quiere declarar en comisaría.
Ona "Silahla ne yapacaksın?" diye sordum.
En el auto le digo, "¿ Sonny, qué vas a hacer con el arma?"
Ona bir kız var mıydı diye kaç kere sordum hep yok dedi bana.
Ya le pregunté muchas veces si había una muchacha, siempre me mentía que no.
diye sordum ona.
Le pregunté.
sordum 54
ona sor 138
ona söylemelisin 22
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87
ona söyleme 26
ona şüphe yok 27
ona sor 138
ona söylemelisin 22
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87
ona söyleme 26
ona şüphe yok 27