English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ P ] / Planlandığı gibi

Planlandığı gibi Çeviri İspanyolca

807 parallel translation
Sen planlandığı gibi destek trenleri ile takip et.
Sígannos con los trenes según lo previsto. "
Ben haber vermedikçe, planlandığı gibi devam edin.
Amenos que os diga algo, seguid con el plan.
Evliliğimiz planlandığı gibi yapılacak.
Nuestra boda sigue adelante.
- Malları planlandığı gibi sevk ederiz. - Doğru.
Podemos entregar el cargamento como arreglamos.
Eğer saldırı planlandığı gibi gerçekleşirse bu, diğer belgelerin gerçekliğini de tasdiklememize yardımcı olur.
Si atacan ese día servirá para confirmar la autenticidad de los demás documentos.
Ekselansları planlandığı gibi yarın dönecek mi?
¿ Regresará su Excelencia mañana como planeó?
İşler tam olarak planlandığı gibi gitmedi ama...
Las cosas no han empezado como deberían, pero...
Herneyse, planlandığı gibi eve dönüyorum.
Voy a volver a casa, como tenía pensado.
Her şey planlandığı gibi mi?
¿ Está todo en orden? - Sí.
Gemi, planlandığı gibi yarın sabah yerine bu gece yola çıkıyor.
Parte esta noche en vez de mañana como estaba pautado.
Ve şimdi asıl ve çok güzel bir şekilde planlandığı gibi yaparak,.. ... bunu telafi etmek istiyorum.
Los compensaré, retomando el maravilloso plan original.
Böylece her şey planlandığı gibi gidiyor.
Todo discurre según lo previsto.
Planlandığı gibi mi yapacağız?
¿ Seguimos con el plan?
Planlandığı gibi, bu gece!
¡ Esta noche!
Eğer işler planlandığı gibi giderse, buna hiç pişman olmayacaksın.
Si el asunto funciona, no te arrepentirás.
- İş bu akşam bitecek. Planlandığı gibi.
- Le dije que olfatearon el chanchullo.
Her şey planlandığı gibi gidiyor.
Justo lo previsto.
- Her şey planlandığı gibi mi?
- ¿ Va todo según lo previsto?
Evet, sanırım planlandığı gibi saldırıyı gerçekleştireceğiz.
Sí, creo que vamos a seguir adelante con el simulacro de ataque como estaba previsto.
Nakliye planlandığı gibi gerçekleşti.
El embarque salió como fue programado.
Bazı şeyler planlandığı gibi yürümez, değil mi?
Las cosas nunca salen según se planean, ¿ verdad?
Ben Julian Wall son X4 nakliyatının planlandığı gibi gerçekleştirildiğini haber veriyorum.
Este es Julian Wall informando que el envío final de X4 ha llegado exactamente sobre lo estimado.
Resmi toplantı planlandığı gibi devam edecektir.
Los planes oficiales no se alteran.
Lee Stegler, planlandığı gibi yarın hareket edecek.
Lee inicio Stegler mañana como se esperaba.
Planlandığı gibi son vagonu kullanın.
Sube al último vagón como dijimos.
Herşey planlandığı gibi gitti.
- Buenas tardes, Fotheringay.
Nasıl, planlandığı gibi gitti mi?
¿ Va todo según lo planeado?
Eğer her şey planlandığı gibi giderse senden beş gün daha istiyoruz.
Si todo anda como lo planeado quieren tus servicios en 5 días.
Evet, Gökkuşağı Operasyonu, tam planlandığı gibi... 3. Aşamaya girdi.
Síi la operación Arco Iris entró en la fase 3... exactamente según lo programado.
Yörünge modülü planlandığı gibi üst kademe roketinden ayrılamadı.
El módulo orbital no se ha separado del propulsor inicial como se planeó.
Haydut'u kaybettik. Hepsi planlandığı gibi Yeğen.
Tenía cáncer terminal.
Planlandığı gibi ben Siraküza'ya çıkacağım.
Yo desembarco en Siracusa.
Muharebe, 7 Aralık'ta başlayacaktır aynen planlandığı gibi.
Las hostilidades empezarán el 7 de diciembre según lo previsto.
Jack her şey yolunda gidecek. Her şey planlandığı gibi olacak.
Jack, todo estará bien, todo saldrá tal como lo planeamos.
- Planlandığı gibi Hayır, devam etmektedir.
- No, está bien.
Jesus, sen de planlandığı gibi demiryollarına ve manevra bölgelerine saldıracaksın.
Jesús, la estación de tren y los patios como planeamos, ¿ de acuerdo?
Granitten yapılmış, dört katlı bir mahkeme salonum olacak böylece aşağı bakıp her şeyin planlandığı gibi gittiğini görebileceğim.
Y yo voy a tener un juzgado hecho de granito, con cuatro plantas para que pueda mirar abajo y ver todo lo que se está planeando.
Naziler'i kazanmaya yakınken de destekleyen bu grup ; artık Nazi idaresini tamamiyle özümsemiş görünüyordu. İşler planlandığı gibi gidiyordu.
Y ahora, se sometían a las directrices Nazis sin demasiado disgusto.
İşler planlandığı gibi gitmedi. Japonlar Tayland'ı ele geçirdiklerinde henüz savaş ilan etmediğimiz için karşı koyamamış bu nedenle baştan 1-0 yenik duruma düşmüştük.
Se las arreglaron para entrar Tailandia y no quería romper neutralidad.
Planlandığı gibi bir yumuşak iniş motoru fırlatılarak kararlaştırılan bölgeye yumuşak bir iniş sağlandı.
El motor de aterrizaje suave fue disparado de acuerdo a lo planeado y un descenso sin problemas tuvo lugar en el área asignada.
Planlandığı gibi devam edeceğiz.
Seguiremos como estaba planeado.
Swan'in rock sarayı sonunda planlandığı gibi bu harika soundla açılıyor.
El palacio del rock de Swan por fin va a inaugurarse, con este fabuloso sonido.
İşler planlandığı gibi giderse, biraz sonra hiç konuşmayacak.
Si las cosas van como hemos planeado, no dirá nada de nada más tarde.
# Her şey planlandığı gibi gitti.
Todo salió como deseábamos.
Her şey planlandığı gibi gitti.
Todo salió de acuerdo al plan.
Tüm dünyayı, Atlantik Okyanusunu geçen Başkan, Temsilciler Meclisi merdivenlerinden çıkıp, Meclis binasına girip, içeride kendisini bekleyen Meclis ve Senato, Yüce Divan ve Washington diplomatik heyeti üyelerine seslenmek üzere, neredeyse tam planlandığı gibi saat 9 : 30'da Hükümet Meclisi Binasına geldi.
¡ Qué puntualidad! El presidente, que viene del otro lado del mundo, ha atravesado el Atlántico, y llega casi exactamente... a la hora programada, las 9 : 30, a la explanada del Congreso, para encaminarse a la Cámara de los Diputados... donde se dirigirá a los miembros de la Cámara y el Senado, del Tribunal Supremo y del cuerpo diplomático de Washington, que están esperando en la Cámara de los Diputados.
Planlandığı gibi. Ölü bir adamla ne yapıyorsunuz burada?
¿ Me podrá decir, al menos, que está haciendo aquí junto a un cadáver?
Ve şimdi asıl planlandığı gibi yaparak, bunu telafi etmek istiyorum.
Los compensaré, retomando el plan original.
Bazen işler planlandığın gibi gitmeyebilir. Benim orada olmam gerekiyor.
Aunque las cosas no hayan salido como deberían, tengo que estar allí.
Yolculuğumuzu planlandığımız gibi 4 saat 18 dakikada tamamlayacağız.
Aterrizaremos puntualmente tras 4 horas y 18 minutos de vuelo.
Tıpkı planlandığı gibi.
Todo sucede según lo planeado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]