Rüzgârlar Çeviri İspanyolca
236 parallel translation
Rüzgârları ve fırtınaları anlatan büyük şarkılar.
Grandes canciones sobre el viento y las tormentas.
Ateş etmeye başladığımız zamanlarda, öyle bir kaçarlardı ki... fraklarının çıkardığı rüzgârlar kocaman yeldeğirmenlerini çalıştırırdı.
Cuando empezamos a disparar se largaron tan aprisa... que la brisa de sus faldones hizo girar las aspas de un molino.
Ve hürsün, rüzgârlar gibi hür!
¡ Y libre, libre como el viento!
Yağmurlar, kuraklık, rüzgârlar...
La lluvia, la sequía, el viento.
Bazen savaş, bazen de salgın hastalık rüzgârları eser ve milyonlarca hayat gelişigüzelce söner gider.
A veces soplan los vientos de Ia guerra. Las santas, las pequeñas, las derechas, las torcidas.
Aniden şiddetli rüzgârlar çıktı vahşi hayvanlar dağlardan köye indi.
Había ráfagas del viento... y animales salvajes bajaban de la montaña al pueblo.
Dağ rüzgârları vadilerden koparlar.
Los vientos de la montaña. Ellos se desatan desde los valles.
Bu seneki rüzgârlar hiç yağmur getirmedi. - Kuru rüzgâr! - Dede...
Este año el viento no trae lluvias.
Rüzgârların Tanrısı!
¡ Dios del Viento!
Viking stratejisi aynıydı. Bu fiyortlardan denize açılıp Trondheim'da kuzey rüzgârlarının İngiltere'ye götürmesini beklediler. 23 Mayıs'ta yola çıktılar.
La estrategia vikinga fue la de siempre... salieron de estos fiordos, se reunieron en Trondheim... y esperaron que el viento les llevara a Inglaterra... donde llegaron el 23 de marzo.
Başımızda çılgın rüzgârlar estiği zamanlardı.
Al principio de nuestro matrimonio.
Örnek olarak üstün görüş ya da işitme, evdeki sarsıntılar kapalı kapılardan geçme, aniden esen rüzgârlar havaya yükselmeler, yazı yazmalar ya da başka dilde konuşmaları verebiliriz.
Ya sean señales, sonidos, temblores, ráfagas levitaciones o hablar lenguas desconocidas.
♪ Gece rüzgârları değil, ♪
No es la noche de viento,
Kutup rüzgârlarında mı?
¿ Con los vientos del Ártico?
- Yolumu göremiyorum. Çok kuvvetli rüzgârlar da var.
No veo para navegar y pronto habrá fuertes vientos.
Mayısta sert rüzgârlar goncaları sallar,
Los vientos fuertes soplan en el mes de mayo,
İstediği her yöne esen rüzgârlar gibi özgürüm.
Libre como el viento que sopla a su antojo.
Yıldız rüzgârları, soğuğun etkisini arttırıyordu.
Los vientos astrales aumentaban los efectos del frío.
Mars'ın seyrek atmosferinde, kumu uçurabilmek için rüzgârlar çok hızlı olmalıdır ve hızları bazen, ses hızının yarısına yaklaşır.
Para que la arena vuele en esa tenue atmósfera el viento debe acercarse a veces, a la mitad de la velocidad del sonido.
Önce, Mars rüzgârlarını incelemek için bir parmağını çıkardı.
Primero, sacó un dedo para medir los vientos.
Mevsim rüzgârlarına bindik mi tamamdır.
Si nos llevan los vientos de cambio...
Babam rüzgârların ters yönde estiğini söylemişti.
Papá decía que el viento soplaba en direcciones opuestas.
Bu senin hızlı rüzgârlar gibi dans etmeyi istemen için.
Esto es para ti, para desearte buena suerte.
Fransa'da, rüzgârlar yangınlara neden olurken 2,500 dönüm ormanlık alan yok oldu.
En Francia, los vientos han despertado los fuegos 1.000 hectáreas de bosque se han perdido.
Bir uydu biraz önce güneş rüzgârlarını kaydetti.
Un satélite acaba de filmar los vientos solares.
Doğudan gelen o çılgın rüzgârları birkaç güne konuk edeceğiz. Bu yılki tavsiyem savaşmak yerine onlara kucak açmanız. Düşmanınızı tanıyın.
Felicidades a nuestra nueva bailarina celestial y a nuestra nueva amiga HD-1545B.
Coho Rüzgârları koyunların yön algısını karıştırmış olmalı.
Dejemos que Mike suba a la cima del monte McKinley y lo huela.
Los Angeles'ta, Santa Ana Rüzgârları çıktığında çocuklara söz geçiremeyen bazı öğretmenler derse girmez.
¿ Cómo ha llegado aquí esta basura? ¿ Has oído hablar de la isla Surtsey? Es un puntito en el Atlántico Norte, unas rocas y poco más.
Coho Rüzgârları kesildi. Sıcaklık dışarıda normale döndü.
Sería tu amigo para siempre.
Rüzgârlar senin emrinde.
Tú gobiernas los vientos.
Esin rüzgârlar, efendiniz daha çok istiyor!
¡ Rujan, vientos, su ama quiere más!
Rüzgârlar, beni durdurmalarına izin vermeyin!
Vientos, ¡ no permitan que me detengan!
Kutup rüzgârlarını çağırıyorum!
¡ Convoco a los vientos árticos!
Esin güçlü rüzgârlar ve bizi Jean'e götürün!
¡ Giren, poderosos vientos, y llévennos hasta Jean!
Kutup rüzgârlarının soğuğunu çağırıyorum!
¡ Convoco al frío de los vientos árticos!
Bu civarda çok güçlü rüzgârlar olur.
Por aquí el viento sopla con fuerza muy a menudo.
Bu işi yapanın güçlü rüzgârlar ve okyanus akıntıları olduğunu söylemişti.
Él dijo que los fuertes vientos y las corrientes marinas habían sido responsables.
Bu buzu buhara çevirmeleri için Sahara rüzgârlarına emrediyorum!
También saben lo que podría pasar si el centro del reactor del submarino se abriera en dos. El implante de nitrógeno líquido parece una precaución razonable. ¡ Para un niño explorador!
Hortum rüzgârları, artık esmeyin!
Pero quizá haya una invalidación de ojivas. - ¡ Explícate!
- Havada aşk rüzgârları var
- Hay amor en el aire
Dünya Kuvvetleri'nin tam ortasından ayıran iç savaşın sona ermesi Başkan William Morgan Clark'ın ölümü Mars'ta esen bağımsızlık rüzgârları ve çiçeği burnunda yeni bir ittifak.
El fin de una guerra civil que dividió a la Fuerza Terrestre en dos... la muerte del Presidente William Morgan Clark... el nacimiento de un Marte independiente... y la creación de una nueva Alianza Interestelar.
Kuzey sahillerinden, şiddetli yağmur ve güçlü rüzgârlar rapor ediliyor ve okyanus da dalgalar dört fit yüksekliğe çıkmakta.
La costa del norte reporta abundante lluvia y fuertes vientos y oleadas oceánicas que llegarán a metro y medio.
"rüzgârları, ışıkları çevirdi."
Con solo verte... se desatan tormentas y relámpagos
Craylon gazı, kum ve şiddetli rüzgârların hâkim olduğu sınırlı bir atmosfer.
Atmósfera limitada dominada por gas crailon, arena..... vientos de alta velocidad.
Dağ geçitlerinden gelip saçları kıvır kıvır yapan sinirleri geren ve cildi kaşındıran o sıcak, kuru Santa Ana rüzgârlarındandı.
- Bien. - Ed, voy a cortarme el pelo. Muy bien.
Coho Rüzgârları yüzünden.
Exacto.
İsviçre'de fön rüzgârları çıktığı zaman intihar vakaları artar.
¿ Sabes qué se encontró cuando pisaron por primera vez sus playas?
Bazı İsviçre kantonlarında rüzgâr hafifletici neden sayılır. Fön rüzgârları eserken kan daha zor pıhtılaştığından cerrahların rüzgâra dikkat etmesi söylenir.
Papeles de caramelo, bolsas de plástico y una almohada de goma espuma.
Coho Rüzgârları'nın davranışlara etkisini kabul etmekte geç kaldım.
Y bien...
Coho Rüzgârları hisleri kabartıyor, coşturuyor ve hislerimiz bazen...
Eres más fuerte de lo que pareces.
Çok şiddetli rüzgârlar!
No saben a qué se enfrentan.