Sessiz Çeviri İspanyolca
24,780 parallel translation
- Çok daha sessiz.
- Muy silencioso.
Çok sessiz.
Muy callado.
Lumen'ın bir pasajında "Efendi'nin sessiz sesi" yazıyor.
Un pasaje en el Lumen se refiere a "La silenciosa voz del Amo".
Sessiz olun.
Sin ruido.
Şunun gibi : "Efendi'nin sessiz sesini duyanların dili tutulur."
"Los que oyeron la voz silenciosa del Amo, cayeron mudos".
"Sessiz ses" mi?
¿ "La voz silenciosa"?
Doğası gereği, uğultu sessiz değildir.
Por definición, un zumbido no es silencioso.
Sessiz kalma hakkına sahipsin.
Tienes derecho a permanecer en silencio.
Sessiz kalma hakkına sahipsiniz.
Tienes derecho a guardar silencio.
Bu sessiz muamelenin bir versiyonu mu?
¿ Esta es tu versión del tratamiento silencioso?
Sessiz.
[hombre] ¡ Silencio!
Hadi sessiz bir yer bulalım.
Le encontraremos un despacho tranquilo.
Janvier raporunu yazması için ona sessiz bir masa bulabilir misin?
Janvier, ¿ podría buscarle una mesa tranquila donde pueda escribir su informe?
Janvier raporunu yazması için ona sessiz bir masa bulabilir misin? Teşekkürler.
Janvier, ¿ podría buscarle una mesa tranquila donde pueda escribir su informe?
- Evi satacağım, sonra... - Sessiz ol anne!
- Voy a vender la casa, voy a vender...
Dirt, sen girişi alacaksın ve sessiz alarmı halledeceksin.
Dirt, tú operarás el punto de entrada y te encargarás de la alarma silenciosa.
Sessiz ve gözyaşlarıyla. George Gordon Byron
Con silencio y lágrimas.
- Sokaklar sessiz.
- Las calles están tranquilas.
- Sessiz ol pis yaratık!
- ¡ Silencio, bestia!
sunu sessiz yapamiyor musunuz?
¿ Puedes sujetarlo ahí?
Biz skoru gotunuze sokarken sessiz kalma hakkina sahipsiniz.
Tenéis el derecho de permanecer en silencio mientras marcamos tantos en vuestros tristes culos.
Sessiz ve temiz oluruz.
Seremos tranquilos y limpios.
Haftalardır uzatıyorum ama ikiniz de bariz biçimde sessiz kaldınız.
Lo he dejado crecer desde hace semanas, y los dos habéis estado visiblemente callados.
Bu ördekleri çabucak garaja geri götürelim. Sessiz olun lütfen.
Metamos rápido estos patos en el garaje, y por favor estén callados.
İsmi "Dünya-2'den Geliyorsan Sessiz Olacaksın".
Se llama, si eres de la Tierra-2, Que van a estar tranquila, ¿ de acuerdo?
Sessiz olun.
Silencio.
Bir dahaki sefere daha sessiz, tamam mı?
Hagan más silencio la próxima.
En sessiz bölge burası. Tabi kordonun inşa edilmesine yardım ettiğin için bunu biliyor olman normal. Parti sona erdi.
Es un lugar silencioso, lo que por supuesto sabe ya que ayudó a establecer el cordón.
Kıpırdama, sessiz ol.
Estate quieto y no hagas ruido.
- Sessiz ol.
- Cállate.
Sessiz ol.
Tranquila.
Rüzgârdan daha sessiz ol.
Sea más calmo que el viento.
Sessiz olun!
¡ Silencio!
Sessiz bir yerde konuşabilir miyiz?
¿ Podemos hablar en un sitio más tranquilo?
Ama ölürken kulağına bir şey fısıldadı. Ona doğruyu söylemeyi başarabilseydi bu zamana kadar sessiz kalır mıydı? Evet.
- Pero le susurró algo cuando se estaba muriendo.
Bir Kit-Kat'a sessiz dururum.
Mantendré el silencio por un Kit-Kat.
Sessiz kalma hakkına sahipsiniz, yapacağınız herhangi bir hata ve söyleyeceğiniz herhangi bir şey mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir.
No tiene que decir nada... sin embargo, podría dañar su defensa si no contesta cuando se le pregunte alguna cosa, que después diga ante el tribunal. Y, por supuesto, cualquier cosa que diga puede ser usada como prueba.
Araştırmada bulduğumuz tek yer kilise avlusuydu. Sessiz.
El único lugar de nuestro recorrido que he encontrado ha sido un cementerio.
Sessiz ol.
- Calla.
Sessiz kalma hakkına sahipsin.
Tiene derecho a permanecer en silencio.
Ama mutfağımda tavuk pişirmene sessiz kalamam.
¡ Pero no permitiré que cocines pollo en mi cocina!
Ayrıca seyircilerden sessiz olmasını nasıl isteyebiliriz ki?
Además, ¿ cómo podemos pedir a la audiencia que permanezca en silencio?
Açılışımı yetiştirebilmem için ortalık sessiz olmalı.
Necesito tranquilidad si voy a terminar mi declaración a tiempo.
Sanık sessiz kalma hakkından feragat edebilir.
El acusado puede renunciar a su derecho a permanecer en silencio.
Sessiz ol.
Estate tranquilo.
09.00'dan beri telsiz sessiz.
La radio está muda desde las 9 : 00 a. m.
Çok sessiz.
Está demasiado tranquilo.
- Sessiz ol anne!
- ¡ Oh, cállate ya, madre!
Sessiz ol.
Shh!
Sessiz ol.
Justo como lo practicamos.
Neden etraf çok sessiz?
¿ Por qué están tan callados?