English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ S ] / Sorun değil

Sorun değil Çeviri İspanyolca

45,510 parallel translation
Ama sorun değil.
Pero está bien.
Sorun değil.
Está bien.
Her şey düzelecek Sorun değil.
Estará bien. De acuerdo.
Sorun değil.
Bueno..
Sorun değil, biz kusurluyuz.
Está bien, somos imperfectos.
Bakabilir, sorun değil.
Está bien. No hay problema.
Hiç sorun değil. Bildiğim harika bir pastane var...
Hay un lugar de pasteles de diseño...
Sorun değil.
No hay problema.
Sorun değil, baba.
Está bien, papá.
- Sorun değil.
- No es un problema.
Sorun değil.
- Esta bien, de verdad.
Sorun değil.
Esta bien.
Sorun değil.
Perdonado.
- Tanrım, sorun değil.
- Dios mío, no hay problema.
Ben temizlerim, sorun değil.
- Sí. - Yo lo limpiaré, está bien.
- Sorun değil.
- Todo está bien.
Sorun değil.
Oye. No es un problema.
Sorun değil, geçti, tamam.
- Estoy bien. Es sólo... Está bien.
Ama sorun değil o zaten başkasını bulur.
Pero está bien, porque ella podrá encontrar a alguien más.
Sorun değil.
- Está bien.
Tabi! Hiç sorun değil.
Seguro. ¡ No hay problema!
Sorun değil, o zamanlar ergendim. Artık büyüdüm.
Está bien, era una adolescente, crecí.
Sorun değil, gerçekten.
Está bien, en serio.
Yarın maça gitmek istiyorsan, sorun değil.
Quieres ir a tu partido mañana : bien.
Sorun değil millet. Sizi kişisel olarak temin edebilirim ki Sherlock Holmes, Kraliçeyi tutuklamayacak.
Tranquilos, os puedo asegurar que Sherlock Holmes no va a detener a la reina.
- Hayır, sorun değil.
No, está bien.
Senin aptal olduğunu biliyor ama bu sorun değil, sen şirin bir doktorsun.
Es decir, sabe que tú eres idiota, pero no pasa nada porque eres un doctor agradable.
Yavaş ol, sorun değil.
Tómatelo con calma, no pasa nada.
- Sorun değil.
- Sin problema.
Bekle, sorun değil.
Espera, está bien.
Biliyorum, sorun değil.
Lo sé, no pasa nada. ¡ Pare!
- Sorun değil. - Çok özür dilerim! Beni unutmayın.
- Lo siento mucho. ¡ Recuérdenme!
Sorun değil, ben...
- Tranquila, yo...
Sorun değil. Şimdi ne görüyorsun?
- No te preocupes. ¿ Qué ves ahora?
Sorun değil, ama bakmaya devam et, epey zamanımız var.
- Vale, pero sigue mirando. Hay tiempo.
- Sorun değil Sasha.
- No hay problema, Sasha.
Hayır, küçük kardeşim. Sorun değil.
No hay problema, hermanito.
Tamam, dinle, yapmak istediğin buysa başkalarıyla da savaşman benim için sorun değil ama ikimizin arasındaki özel bir şey.
Vale, mira, no me importa que te pelees con otros si te hace ilusión, pero lo que nosotros tenemos es especial.
Evet, sorun değil.
De nada.
Sorun değil efendim.
No pasa nada, señora.
Sorun değil, Megan, sadece kan.
Está bien, Megan. Es sólo sangre.
Sorun değil, Megan, rahatla.
Megan está bien, solo relájate.
Sorun değil, tamam.
Está bien, está bien.
- Sorun değil, Megan.
- Está bien, Megan.
- Sorun değil, hiçbir şey yok.
- Está bien, no es nada.
Sorun değil, galiba bir gaz tüpü dolduruyor.
Está bien, creo que es un cilindro de gas que se llena.
- Sorun değil.
- Está bien.
- Sorun yok, değil mi?
- Genial, ¿ no?
Sorun değil
- Está bien.
İnternette sorun falan olsaydı bunları göremezdik bile, değil mi?
Quiero decir, si fuera un problema de Internet, ni siquiera estaríamos viendo estas cosas, ¿ verdad?
Sorun değil, merak etme.
Tranquila.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]