Uygun Çeviri İspanyolca
34,315 parallel translation
Senin için uygun mu?
¿ Y a ti?
Rezervasyonu sekize yaptırdım. Yedi gibi çıkarız diye düşündüm. Uygun mu?
He reservado a las ocho, así que igual deberíamos salir sobre las siete. ¿ Te va bien?
- Gayet uygun bence.
Podemos trabajar con esto.
Uygun biçimde hazırladım.
Lo preparé adecuadamente.
Pek vazifene uygun giyinmemişsin, Cotton.
No estás apenas vestido para hacer negocios, Cotton.
Uygun iksirler gerekiyor ki yanımda hiç yok.
Esto requiere de pociones especiales... - las cuales no tengo.
Bu en popüler uygun fiyatlı paketimiz "İçten Sevilen"
Este es nuestro paquete económico más popular, el "Amado mío".
Tariftekine uygun yeni bir ilan listeye çıktığında ona haber veriyormuş.
Gracias. Korsak, ¿ has sabido algo de Jane? - No.
Rehabilitiye uygun olup olmadığını öğrenmeye çalışıyoruz.
El propósito de esta reunión es decidir si vales la pena ser rehabilitado o no.
Burası da gayet uygun.
Aquí estará bien.
Evet, otelim zarif ve şık olacak. Ama herkesin gelebilmesi için de uygun olacak.
Sí, mi hotel será elegante y a la moda pero accesible, para que cualquiera pueda ir.
Ama sözümü dinlemelisin. Burası uygun değil, tamam mı?
Pero créeme, este no es el lugar.
- Fiyatı da uygun.
Sí y es barato.
Bak bunu söyleyecek kişi ben değilim ama eğer Miami'yi terk etmek durumundaysan sana gerçekten uygun bir yere gitmelisin.
No soy quién para decirte, pero si vas a dejar Miami ve a un lugar que sea bueno para ti.
Mayo olimpiyatları adam için çok uygun değildi o kadar.
Ese desfile de tipos en interiores no era para él.
- Affedersin ama bana söylediğin yalanları yakalamam için daha uygun bir an var mı?
- Bueno, perdón. ¿ Hay un momento más conveniente para mí para coger que me mientas?
Şu anda bu sohbetin uygun olduğunu sanmıyorum.
No creo que esta conversación sea apropiada.
Büyüyüp bir gün dönüşeceği o dominant lezbiyene oldukça uygun bir isim.
Es un nombre perfecto para la torta marimacho... que terminará siendo algún día.
Uygun mu?
¿ Suena bien?
Çünkü Lucky Dragon yasalara uygun bir şirket Ve doğu bölgelerindeki ilaçlarda ufak dozlarda TTX bulunuyor.
Lucky Dragon es un negocio legal y se usa TTX en medicina oriental.
Kanunlar günümüzdeki teknolojiye daha uygun hala gelmedi ve İHA'ların durumu belirsiz bir yerde kaldı. Ve ben de korkarak bu durumun düzensiz olduğunu öneriyorum.
La ley se ha quedado atrás ante la tecnología, y los drones quedan, yo diría que temerariamente faltos de regulación.
Durup da geçmiş hayatıma baktığımda içimden geçeni söylemek isteyip de söylemediğim, daha uygun bir zamanı beklediğim onca andan sonra...
He revisado mi vida, y cada vez que no dije algo que quería decir o esperé a un momento mejor...
Babamla gözlerini devirdiğinizi onu ailemize uygun bulmadığınızı -
Os he visto a ti y a papá mirándola con mala cara, no es lo que queréis, ella...
Uygun mu?
Que sea bien?
Evet, belki bu benim için La Fiamma'dan daha uygun bir takma ad olabilirdi.
Quizá habría sido un mejor apodo para mí en vez de la Fiamma.
Manhattan'da yaşı uygun kaç tane yalnız erkek var biliyor musun?
¿ Sabe usted cómo muchos apropiados para su edad solteros Hay en Manhattan?
Bunun için uygun zaman mı?
Ustedes realmente piensan es un buen momento para esto?
Ve size Tom Chandler'in bu gemide uygun bir kanıtla kendini düzgünce savunamayacağını temin ederim.
Y puedo decirle con sinceridad que Tom Chandler no puede montar una defensa adecuada con la evidencia disponible de él en este barco.
Bak, bugün iş konuşmamız uygun olmaz ama senin sohbet fikirlerini daha iyi yapmak için benim de fikirlerim var.
Hey, entonces... escucha, no deberíamos de hablar de esto hoy, pero tengo algunas ideas sobre como hacer que tu idea del chat mejore.
Hem hızlı hem de ona uygun.
Es rápido y cuadra.
Eğer senin bu iş için uygun olmadığını düşünsek sana teklifte bulunmazdık değil mi?
Si no creyéramos que fueras el hombre para el trabajo, no te lo hubiéramos ofrecido, ¿ verdad?
Uygun olmayan bir zamanda.
Fuera de nuestra ventana de tiempo.
Hiç sana uygun bir pozisyon değil.
Nunca ha sido una posición cómoda para ti.
Her şey BM Yüksek Komiserliği ilkelerine uygun.
Y todo está conforme a las directrices de la Alta Comisión de la ONU.
- Yani kanları kimin karıştırdığını bulursak hangi kanın kullanıma uygun olduğunu da bulabiliriz.
Así que si podemos averiguar quién mezclado la sangre, entonces tal vez podemos averiguar cuál de sangre es seguro de usar.
Bir sistem güncellemesi, kodu kurcalamak için uygun bir zamandır güvenlik duvarınız geçici olarak kapatılmış gibi görünüyor.
Bueno, un, uh, actualización del sistema es un buen momento alterar el código, ya que los servidores de seguridad conseguir cerrar temporalmente.
Sahte barkodlar doğru barkodlara dönüyor, ve artık hangi kanın... -... kullanıma uygun olduğunu bileceğiz.
Los códigos de barras falsos están revirtiendo de nuevo a los códigos de barras adecuadas, y ahora vamos a ser capaces de decir bolsas de sangre, que son seguros de usar!
Muhtemelen bu işe uygun olan bir kız var.
Hay sólo una chica que podría ocupar el rol.
Bu tam Colt Bennett'in kitabına uygun bir hareket.
Es una jugada del Libro de jugadas de Colt Bennett.
"Ama şu an benim için uygun zaman değil."
"Pero este no es un buen momento para mí".
Şartlı tahliye için uygun olmalısın.
Podrías ser candidato para libertad condicional.
Ufak tefek, geleneklere uygun bir düğün yaparız.
Podríamos mantenerlo pequeño e informal.
A.D.A.'ya göre madde 4910'u ihlal ediyoruz. Tamamen belge araştırma kurallarına uygun hareket ettik. Katılmıyorum.
La fiscal ha ocultado esta prueba, violando la 4910.
Duruşma salonundayız... seks hayatınızı konuşmak için, uygun bir yer değil burası.
Esto es un tribunal, un lugar que no es el más apropiado para discutir tu vida sexual.
Bu kurul, geçmişteki karakterine uygun hareketleri, tölere etmeyecektir.
Esta junta no tolerará ninguno de los movimientos que te han caracterizado en el pasado.
Aslında, otel barı daha uygun olur sanırım.
En realidad, ya sabes, quizás el bar de un hotel sería mejor.
Ana toplar damarı ustalıkla yöneterek toplar damar mızrağını saplayacağı uygun pozisyona gelene kadar bekliyor.
Sus manos manipulan la cava hasta su vena porta. Está en condiciones para recibir su lance.
Ben uygun biçimde okurum.
Yo lo leeré correctamente.
Binanın şartlara uygun olduğundan şüpheliyim.
¡ Oye, oye, oye...!
Dr. Minnick'e, personelle uygun gördüğü biçimde etkileşime girme izni verdim.
Muy bien.
Uygun mudur senin için?
¿ Te parece bien?