English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Uygundur

Uygundur Çeviri İspanyolca

588 parallel translation
Tamam, ama bu ananelerimize uygundur.
Sí, pero es la tradición familiar.
Operanın sahip olduğu en iyi dostu Bay Semple'a bir jest olarak, yeğeni Longfellow Deeds'in yeni başkan olması uygundur.
En memoria del mejor amigo de la ópera, el difunto Sr. Semple, propongo que su sobrino, el Sr. Deeds, sea nuestro presidente.
Tam tersine ticareti çok istekli bir şekilde yaparlar. Çünkü ticaret, karakterlerine ve doğal eğilimlerine uygundur.
Por el contrario, lo aceptan de muy buen grado, porque se adecua a su carácter e inclinación natural.
- Tabure uygundur umarım.
- Espero que el taburete esté bien.
Uygundur, biliyorum Fanny Hala.
- Sé que debe ser práctica, tía Fanny.
Burası uygundur.
Aquí me vale.
Lon beni götürmeye uygunsa, seni götürmeye de uygundur.
Si Lon vale para mí, también vale para ti.
- Sanırım bu sana uygundur. - Evet Bay Jaggers.
- Espero que le agrade.
Uygundur.
Pasable.
Hangisi senin için uygundur bilmiyorum.
No sé qué es lo mejor para ti.
- Erkeğin koluna girmek uygundur.
- Es educado tomar el brazo. ¿ Cómo estuvo el teatro?
- Senin için uygun olan, benim için de uygundur.
Lo que tlll digas me parece bien, ya lo sabes.
Ayrıca Yeraltı Nehri de denir ki böylesi daha uygundur.
De modo más apropiado, llamado el río del inframundo.
Kızımın çeyizi... Eğer kızım bir adamı seçmişse onun için uygundur. Sana gelince, sen uygun değilsin.
La dote de mi hija, si escoge a un hombre apropiado, y usted no es apropiado.
- Uygundur. - Güzel.
Perfecto.
Uygundur diyecek kişi ben olamam.
No soy razonable.
Koşullarımız çok uygundur. "
Facilidades. "
O nedenle, bana göre, Sayın Buckingham'ın dediği gibi Prensin birkaç kişi eşliğinde gelmesi uygundur.
Por tanto, pienso, con el noble Buckingham, que es prudente sea reducida la escolta que recoja al príncipe. - Lo mismo pienso yo.
Sen ne yaparsan benim için uygundur Anne Lord.
- Tomaremos un cóctel...
Bu da pembecik yanaklı yaşlı hanımların bahçelerine uygundur.
Esas son para las pequeñas flores de jardín de las viejecitas.
Benim gözümde Sissinin kendisi hâlâ çocuktur çocuk büyütmeye bizim yaşımızdakiler daha uygundur diye düşünüyorum.
Asumí por creer que Sissi aún es una criatura... y que mujeres de nuestra edad pueden educar mejor.
Tamam, çam tabut uygundur.
Bien, una caja de pino servirá.
Bütün kadınlar buna uygundur.
Las mujeres se mueren por hacerlo.
Sıvı yakıt genellikle daha uygundur.
El combustible líquido es generalmente más conveniente.
Gayet uygundur.
Me parece excelente.
Babamın deneylerindeki ilk malzeme kül tablası olduğuna göre bizim de kendimizinkinde aynısını yapmamız uygundur.
Puesto que un cenicero fue el primer objeto transmitido... en los experimentos de papá... me parece adecuado que usemos otro en el nuestro.
Banliyöler uygundur.
Es cómodo.
Evet, uygundur.
Si, yo lo apruebo.
Yani, büromuzun sorumluluk alanı kapsamında, her şey kurala uygundur.
Y debido a esta resolución, para mi oficina resulta todo en regla.
Sokağın sonu uygundur.
La calle ya me va bien.
Çarşamba öğleden sonra uygundur.
El miércoles estaría bien.
Bu basit giysiler alt tabakaya uygundur.
Estas ropas sencillas le van muy bien.
- Uygundur.
Bien.
Bu anlaşma meselesi, ki defalarca tekrarladığım üzere her bakımdan mantığa uygundur. Kendimizi, saldırgan bir pozisyondan ağır ağır uzaklaşmaya zorluyoruz.
El objetivo de este tratado, sobre el que he insistido tanto... es que en todos los aspectos... nos apartemos gradualmente de una postura ofensiva.
Umarım masayı size uygundur?
¡ Espero que no les importe compartir mesa?
Yarın uygundur.
Mañana está bien.
Aynı deste uygundur.
La misma baraja está bien.
Saatleri daha uygundur ve daha az vurulursun.
Son menos horas y no te disparan tanto.
- Uygundur.
- Bastará con eso.
Altıya on kala uygundur evlat.
Aquí estaremos, amigo.
Bayan, eğer bu yaratık kendi ineğini seçemezse burada yaşaması uygun olmamakla birlikte, buranın dışında hayatını sürdürmesi uygundur.
Señora, aquí sólo sobreviven los más capaces, y si esa bestia suya no puede elegir sus propias vacas, no es apto para vivir aquí.
Ona vurmak istersen, bence uygundur.
Si quieres darle una bofetada, adelante.
Her zaman uygundur.
Cualquier momento es un buen momento.
Soruşturmanın gidişatı uygundur ve ben bundan memnunum.
Esta investigación es suficientemente válida.
Herkes daha uygundur. - Shelby bana uygun biri.
- Shelby está hecho para mi.
Charleston tarzı her şey uygundur.
Cualquier cosa en el estilo charlestón bailará.
Herkes daha uygundur. - Shelby bana uygun biri.
Shelby me conviene más a mí.
- Uygundur.
- Y a mí.
- 11 bana uygundur.
- Por mí perfecto.
- Uygundur.
- Bien.
"Bayan Lucy, beş dolar karşılığı, kuşu kalkan herkese uygundur."
No llores, cielo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]