Whit Çeviri İspanyolca
490 parallel translation
- Merhaba.
¡ Hola, Whit! ¡ Hola, Susie!
- Whit, bana bakıp kafasını sallar, ve senin gibi zeki biri olmamı diler dururdu.
- Whit solía mirarme sacudir la cabeza y desear que tuviera tus sesos.
Hala şu adam için çalışıyorum, Jeff. - Whit mi?
- Trabajo con él todavía.
Hiç kimse seni Whit'ten daha fazla düşünmemiştir.
No hay quién te recuerde más que Whit.
Bak, Whit seni hiçbir zaman kötü bir işin içine sürüklemedi, değil mi?
- Whit nunca se portó mal contigo, ¿ verdad?
Ve sonra güneşin içinden çıkıp göründü işte o zaman 40 bin doların neden Whit'in umurunda olmadığını anladım.
Un día la vi entrar con el sol. Comprendí por qué a Whit no le importaba el dinero.
Whit'e onu bulduğuma dair telgraf çekmek üzere postaneye gittim ama siesta nedeniyle kapalıydı.
Intenté telegrafiarle a Whit que la había encontrado pero el telégrafo estaba cerrado al medio día.
Whit ölmedi.
Whit no murió.
Onun olan veya onunla ilgili hiçbir şeyi istemiyorum.
No me interesa nada de Whit.
Whit'e telgraf çektim, ama hiçbir şey anlatmadım. "Acapulco'dayım, Burada olmanı dilerdim." dedim.
Telegrafié a Whit, pero sólo le dije que estaba en Acapulco.
Kendimize bir yaşam kurmak, Whit'ten uzaklaşmak için.
Para empezar una vida nueva y para huir de Whit.
- Whit'i tanımıyorsun. Bunu unutmayacaktır.
No conoces a Whit, él no olvida.
Whit değil.
- Whit no.
Bunu biliyor olmalısın, Whit.
Recuerde eso, Whit.
Whit, dostum, şu dünyada milyonlarca kadın var ve hepsi de ona benziyor.
En el mundo hay miles de mujeres parecidas a esa chica.
Whit onu geri almalıymış. Anladığım kadarıyla birbirlerini hak ediyorlar.
Whit debe recuperarla, son uno para el otro.
Sana bir tavsiyede bulunabilirim. Whit'e nerede olduğumuzu söylersen belki avucuna birkaç metelik sıkıştırabilir. Jeff.
Pero dile a Whit dónde estamos y él te pagará.
Whit'e hiçbir şey söyleyeceği yok.
No quiero que él hable con Whit.
Whit'i tanırsın ve gücünün nerelere kadar uzanabileceğini iyi bilirsin.
Conocen a Whit y saben cómo es.
- Onu öldürmeyecektin. Aleyhimize çalışırdı, Whit'e giderdi.
Si no lo mataba se hubiera ido a ver a Whit.
Whit'i görmeyeli çok zaman oldu. Ne kadarını bildiğini bilmiyorum.
Después de tanto tiempo, no sé qué piense él.
- Duygularını incitmek istememiştim, Whit.
- No quise ofenderlo.
- Whit bana çekici olduğunuzu söylemişti.
- Whit sólo dijo que era amable.
Whit diğer nedenini de senin anlatacağını söyledi.
Whit dijo que Ud. me diría algo.
Hatta Whit iki katı güvenir.
Confían en mí. Whit confía en mí.
Bir ya da iki gün içinde evine bazı belgeler getirecek.
En unos días él llevará unos papeles de Whit a su casa.
Whit, Eels'in sahneden inmesini ve benimle de eski bir hesabı kapatmayı istiyor. Tek taşla iki kuş birden vuracak.
Whit quiere liberarse de Eels y vengarse de mí.
Belgeler Whit'e geri dönüyor. Ve ben de kurban olmuş oluyorum.
Whit los recupera y yo seré el sospechoso.
Şu Whit nefret etmesini gerçekten biliyor, değil mi?
Whit sabe odiar.
Bir keresinde, Whit hiçbir şeyi unutmaz demiştin.
Tú dijiste que él nunca olvida.
Whit'in sahibi olduğu bir kulüp var. North Beach'teki Sterling Kulübü.
Whit es dueño de un club, en la playa.
Dosyaları maliyecilerden uzak tutmak yani. Whit'i federal bir hapishanede 10 sene yatmaktan kurtarmak.
No quieren que ellos reciban los papeles para que Whit no vaya a la cárcel.
Whit'in haricinde bu beyanname senedinden dördümüzün haberi vardı.
Sólo cuatro sabíamos de la declaración aparte de Whit.
- Whit Sterling'e bir telefon bağlayın...
- Llame a Whit...
- Whit'i bu işin dışında tutsak iyi olur.
- No lo metamos en esto.
- Whit'e ihtiyacınız yok.
- No necesita a Whit.
Doğru. Reno'da Blue Sky Kulübünden Whit Sterling.
Exacto, Whit Sterling, en el Club Cielo Azul.
- Whit, sevgilim, ben Kathie.
- Whit, soy Kathie.
Hayır, Whit. Şimdi açıklayamam, sevgilim.
No, no puedo explicártelo ahora.
Olanları Whit ile konuşacağım. Yapmam gerektiğini düşünmüyor musun?
- Hablar con Whit. ¿ Te parece?
- Pekala çıkalım. Beyefendi nerede?
Adelante, ¿ dónde está Whit?
Yerinde olsam denemezdim, Whit. Formunda değilsin.
No lo intente, no le irá bien.
Gördün mü, Whit?
- ¿ Vio?
O kadar kederli durma, Whit.
No ponga esa cara.
Hadi ama. Egomu tatmin et. Bana seni dövdüğünü söyle.
Dime que sí, que Whit te pegó.
- Yapamazsın.
- ¡ No, Whit!
- Var mı? Whit öldü.
Tú lo sabías, ya murió Whit.
Biraz su getir. Sen söyledin bana George.
Ve a buscar algo, Whit.
- Seni görmek istiyor.
- ¿ Con Whit?
Elbette ki Whit geniş görüşlü biridir.
- Claro, Whit es flexible.
Elbette, devlet sadece Whit'in sırtını sıvazlamakla yetinip ona : " Evine dön. İhtiyacımız olan bütün paraya sahibiz.
El gobierno puede decirle a Whit que tienen todo el dinero, y que no les hace falta su millón.