Yapacagız Çeviri İspanyolca
38,877 parallel translation
Gerçekleşmeden önce ne yapacağımızı bilen biri mi bu şimdi?
Que sabe exactamente lo que vamos a hacer antes de hacerlo?
Seth, babanızın bugünkü cenazesinde yapacağım konuşmayı hazırlıyor.
Seth está trabajando en mi panegírico para la misa por tu padre de hoy.
Bugün sizi, yapacağım konuşma için babanızla ilgili hikayeler anlatmanız için batı bölümüne getirildiğinizi onayladığım için bir özür borçlu olduğumu hissettim.
Creo que te debo una disculpa por aceptar que te trajeran al ala oeste antes para contar historias sobre tu padre para el panegírico que iba a dar.
- Ne dediyseler onu yapacağız.
Haremos lo que nos digan que hagamos.
Beyler, bir tane daha yapacağız.
¡ Chicos, haremos una más!
Kaira'nın iyi bir fikri var, bir tane daha yapacağız.
Kaira tiene una buena idea, haremos una más.
Birlikte yoga yapacağız.
Haremos Yoga juntas.
Kalanınız ne yapacağını biliyor.
Los demás saben lo que tienen que hacer.
Şimdi ne yapacağız?
¿ Qué hacemos ahora?
David Spade'i ne yapacağız?
No lo sé. Creo que he dicho "Giggity giggity".
Şöyle yapacağız. Bir başka araba daha getireceğiz. Beyaz bir 4x4.
Nosotros llegaremos en otro auto, una 4x4 blanca.
Elimizden geleni yapacağız.
Haremos todo lo posible.
Ne yapacağız?
¿ Qué vamos a hacer?
Yapacağız efendim.
Lo haremos, señor.
Ne yapacağız?
¿ Qué va a ser?
Tamam. Şimdi ne yapacağız?
Bueno. ¿ Cuál es el siguiente paso?
Dünyayı onlardan temizlemek için yapacağımız her fedakârlık yerinde bir fedakârlıktır.
Cualquier sacrificio que hagamos para erradicarlos de la faz de la Tierra son sacrificios que valen la pena hacer.
- Kızınız için elimizden geleni yapacağız.
La evaluaremos. Vamos a hacer todo lo posible por su hija.
Buradan çıkar çıkmaz bir şeyler yapacağız.
Y vamos a hacer algo, tan pronto...
Artık konuşmak yok bugün gerçekten birşeyler yapacağız
Así que basta de charlas.
- Ne zaman yapacağız bunu?
¿ Cuándo? ¿ Cuándo lo haremos?
Benim için yapacağınız istisnayı onaylayamam.
Pero yo no estoy de acuerdo con esa excepción que me hace.
Bununla ne yapacağız biz?
¿ Qué vamos a hacer con esto?
Red ile ilgili ne yapacağız?
¿ Qué hacemos con Red?
Ocean League'e söyle, yapacağız. Çeviri : Erdemlix S01E12, Kasım 2016
Dile a la Liga Oceánica que lo haremos.
Peki ne yapacağız?
¿ Entonces qué hacemos?
Ne yapacağımızı söyleyeyim.
Esto es lo que diré de hacer.
- Yani ne yapacağız biliyor musunuz?
Así que, ¿ saben lo que vamos a hacer?
Peki şimdi ne yapacağız?
Entonces ¿ ahora qué hacemos?
Ne yapacağız?
Entonces, ¿ qué vamos a hacer?
Ne mi yapacağız?
Entonces, ¿ qué vamos a hacer?
Batırdığımız işi düzeltmek için elimizden geleni yapacağız.
Haremos lo mejor que podamos para limpiar el desastre.
Tamam, şimdi şöyle yapacağız.
Vale, esto es lo que vas a hacer.
Koca Kızıl Kabus, bu gece Gerçek Ev Hanımlarını izlerken yapacağım.
Lo haré esta noche cuando Gran Pesadilla esté viendo Real Housewives.
Ne pahasına olursa olsun yapacağız.
Haremos lo que sea necesario.
Ne gerekirse yapacağız demiştik değil mi?
Nosotros dijimos que nos gustaría hacer lo que se necesita?
Pekala, gerçeği biliyoruz, ne yapacağız?
Bueno, ahora que sabes la verdad, ¿ qué vamos a hacer?
- Ne yapacağız biz?
Tuve que levantarme media hora más temprano para usar el baño - -
Cidden bunu tekrar mı yapacağız?
¿ En serio vamos a hacer esto de nuevo?
Nasıl yapacağımızı söylesene.
Bueno, más vale que me diga cómo.
Sanırım nasıl yapacağımızı biliyorum.
Creo que sé cómo podemos saberlo.
Kontrol Odası. Şimdi ne yapacağız?
Cuarto de Control. ¿ Y ahora qué?
Bugün Air Force One'a olan teslimatınızı ben yapacağım.
Me encargaré de su entrega al Air Force One hoy.
Burası da gerçekte toplantı yapacağımız oda.
Y esta es la habitación donde en realidad nos encontraremos.
Biz de doğru şeyi yapacağız.
- Haremos lo correcto.
Ne yapacağımızı biliyorsun Çavuş Moreno.
Bueno, sabes que pasa después, Sargento Moreno.
Carl ve ben senden önce oraya varacağız. Keşif yapacağız. Bir yer bulduğumuzda da sana haber vereceğiz.
Carl y yo estaremos allí delante tuyo... hacemos reconocimiento visual... encontramos un lugar, y una vez que lo tenemos... te lo haremos saber.
Tarafsız Bölge'de bunlarla ne yapacağız?
¿ Qué vamos a hacer con eso en la Zona Neutral?
İşte bunu yapacağız. Ne zamanı?
¿ Qué hora es?
- Bununla bir şey yapacağız!
- ¡ Vamos a hacer algo con esto!
Şimdi ne yapacağız, Winston?
¿ Qué hacemos ahora, Winston?